Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/348 E. 2021/836 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/348 Esas
KARAR NO: 2021/836
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/02/2020
KARAR TARİHİ: 23/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili —– ile iştigal eden tüzel kişiliği haiz kuruluş olduğunu, müvekkilince davalıya satışı yapılan —– için; ——-bedelli irsaliye faturaları keşide edildiğini, teslim edildiğini ve teslim edildiğine dair imzalı tutanak tutulduğunu, fakat davalının fatura bedelini ödemediğini, bunun üzerine hakkında —– sayılı icra dosyası üzerinden icra takibine girişilerek kendisine ödeme emri tebliğ edildiğini, ancak asıl alacak miktarına, işlemiş faize, ferilere itiraz edildiğini, ve takibin bu nedenle durdurulduğunu, borçlu tarafından icra dosyasına yapılan itirazların haksız ve takibi sürüncemede bırakma niyeti taşıdığını beyan ederek itirazın iptali ile takibin devamına, davalının itiraz ettiği asıl alacak kesimi olan —– olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yan tarafından, müvekkili aleyhine—— sayılı dosyasında tarafınca dosyaya vekalet sunularak borca, faize ve ferilerine süresinde itiraz edildiğini, açılan itirazın iptali davasında tebligatın taraflarına yapılmamış bulunduğu için müvekkiline yapılan tebligatın geçersiz olduğunu, esasa ilişkin cevaba dayalı olarak davacı tarafından tanzim edilip müvekkili firma deposunda bulunan malların sayımı sırasında davacı tarafından tanzim edilen faturalarda gösterilen malların depoda bulunmadığını tespit etmesi üzerine davacıya malların tesliminin yapılmadığını, teslimi yapılması halinde fatura bedellerinin ödeneceğini sözlü olarak bir çok kez ihtar edilmesine rağmen davacı tarafından malların teslimi yapılmadığını, sevk irsaliyelerinin müvekkili firmaya teslim edilmediğini, sevk irsaliyelerinin teslim alan kısmında müvekkili firmaya ait kaşe, imza bulunmamasının da faturaya konu malların teslim edilmediğininde göstergesi olduğunu beyan ederek haksız ve kötü niyetli olarak açılan davanın reddine, davacı taraf aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Arabuluculuk son tutanak aslı dosya içerisinde mübrezdir..
—– dosyası celp edilmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir — celp edilmiştir.
—-tarihli Öninceleme duruşması — numaralı ara kararı gereğince HMK md. 222 kapsamında taraflara —- ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK. md. 218 uyarınca yerinde inceleme yetkisi — bilirkişiye verilmiş, —- bilirkişinin tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair ara karar tesis edilmiştir.
6100 sayılı HMK Madde 222 – (1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
6102 sayılı TTK Madde 64—–Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
6100 sayılı HMK. 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda Mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce, tarafların — yıllarına ait ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş, —- tarafından düzenlenen bilirkişi raporu Mahkememize ibraz edilmiştir. Mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle; “… Tarafların aralarında akdedilmiş bir sözleşme bulunmadığı ve cari hesaba dayalı olarak çalıştıkları, davacı ve davalı yanın —- defterlerinin incelenmek üzere ibraz edildiği, her iki şirketin yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapılmış olduğu ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, davacı yanca —- keşide edildiğini, her faturanın sevk irsaliyesinin bulunduğunu, irsaliyeler üzerinde teslim alan kişinin isim ve imzasının yer aldığı, davacı yanın beyanına göre her fatura ve sevk irsaliyesinin ürünlerle birlikte aynı anda teslim edildiği, buna dayanarak faturaların tebliğine yönelik belge ibraz edilmediğini, davacı yasal defterlerine göre takip tarihi olan —- alacaklı olduğu, davalı yasal defterlerine göre ise davacı tarafından keşide edilen — adet faturanın sadece — tanesinin işlendiğini, diğer — faturanın ise davalı yasal defterlerinde kayıtlı olmadığını, buna rağmen davalı yanın — faturanın teslim alındığını beyan ettiğini bu — fatura bedelinin — olduğu, yanı davalının en az —- davacıya borcu olması gerektiği, davacı yanın davalıyı temerrüde düşürmediği görüldüğünden takip tarihinden itibaren faiz talep edebileceğini … ” belirtmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; Davacı tarafından—— üzerinden faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili talebiyle davalı aleyhinde takip başlatıldığı, davalı/borçlu tarafından süresi içinde borca, faiz ve fer’ilerine itiraz ederek takibi durdurduğu, huzurdaki davanın —- asıl alacak üzerinden harçlandırılarak yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu çekişmesiz olup, uyuşmazlık borca ve miktarına ilişkindir. Davalı tarafından, takibe konu faturalar konusu malların tesliminin yapılmadığı savunulmuştur.
Yapılan bilirkişi incelemesiyle uyuşmazlık konusu —— bedelli faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve davacı ticari kayıtlarında davalıdan — alacaklı olarak görüldüğü, davalı ticari defeterlerinde ise davaya konu faturalardan yalnızca —bedelli faturanın kayıtlı olduğu, davalı ticari kayıtlarında davacının davalıdan — alacaklı olarak görüldüğü, ancak davalıya ait —— beyan edildiğinin görüldüğü belirtilmiştir.
Davacı vekili tarafından malları teslim eden ——- tanık olarak dinletilmek ve davalıya ait işyerine ilişkin çalışanları gösterir — kayıtlarının celp edilmesi istenilmiş, Mahkememizin — tarihli ara kararıyla, davacı vekilinin dava dilekçesinde —- deliline açıkça dayanmadığından davacı vekilinin tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir.
—- tarihli cevap yazısıyla, davalı işyerinde çalışan listesi celp edilerek dosya içine alınmıştır.
Celp edilen deliller ve yapılan bilirkişi incelemesiyle; Uyuşmazlık konusu alacağın —- bedelli faturalardan kaynaklandığı, üç adet faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı ticari defterlerinde ise yalnızca — bedelli faturanın kayıtlı olduğu, ancak davalıya ait —– faturaların beyan edilmiş olduğu, davalının resmi kuruma yapmış olduğu beyanının kendisini bağlayacağı —bildirimi yapılan faturalara konu malların davalıya teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiğinden, davalı tarafın — tarihli faturalara yönelik malların teslim edilmediği savunmasına itibar edilmemiştir.
Uyuşmazlığa konu —- tarihli faturaya yönelik yapılan incelemede ise; Teslim alan kısmında ismi yazılan şahsın, davalı işyerinde çalışan listesinin gönderildiği —yazısında bildirilen kişiler arasında yer almadığı, davalı tarafından —- tarihli celsede teslim alan kısmında ismi yazılı kişilerin davalı şirkette çalışmadıkları ve kim olduklarının da taraflarınca bilinmediğinin beyan edildiği, davacının tanık deliline dayanmadığından tanık dinletme talebinin red edildiği, ayrıca dava konusu uyuşmazlığın değeri ve teslim olgusunun takdiri delil niteliğindeki tanık delili ile ispatın mümkün olmayıp kesin deliller ile ispatı gerektiğinden ve davacı tarafın delil dilekçesinde yemin deliline dayandığı görülmüş olmakla Mahkememizce davacıya yemin delili hatırlatılmış, davacı tarafından ——-faturaya konu malların teslimi hususunda bu aşamada yemin deliline dayanmadıkları ve yemin deliline dayanmaktan vazgeçtikleri bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; Mahkememizce re’sen seçilen bilirkişi tarafından tanzim edilen raporun denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, davalıya ait—–formlarında — faturalar beyan edilmiş olmakla, davalının— yapmış olduğu beyanının kendisini bağlayacağı ve —- bildirimi yapılan bu faturalara konu malların davalıya teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiği, dolayısıyla davalı tarafından — tarihli fatura konusu toplam —bedele yönelik itirazının haksız olduğu, diğer uyuşmazlık konusu—- bedelli faturaya yönelik davacı tarafın iddiasını ispatlayamadığı, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 tutarında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği, aynı şekilde red edilen alacak yönünden davacı tarafından haksız takip yapıldığı anlaşıldığından red edilen alacak üzerinden %20 tutarında kötüniyet tazminatına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KISMEN KABULÜNE- KISMEN REDDİNE,
2-)—- dosyasına yapılan itirazın kısmen İPTALİ ile takibin — asıl alacak ile DEVAMINA,Asıl alacağa ilişkin fazlaya yönelik istemin REDDİNE,
3-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak kısmının %20 si üzerinden hesaplanan 4.892-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-)Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan %20 kötü niyet tazminatı olan 1.060-TL kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 1.670,86-TL harçtan, peşin alınan 359,11-TL mahsubu ile bakiye 1.311,75-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6A-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinden davayı kabul-ret oranı dikkate alınarak 1.082,40-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6B-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinden davayı kabul-ret oranı dikkate alınarak 237,60-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
7-)-Davanın kabul edilen edilen miktarı yönünden; Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 5.100-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Davacı tarafça yatırılan 421,31-TL harç ve 730,50-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 1.151,81-TL yargılama giderinden davayı kabul-ret oranı dikkate alınarak toplam 944,48-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9)-Davanın ret edilen miktarı yönünden; Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 5.100-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
10-) Davalı tarafça yatırılan 7,80-TL vekalet harcından kabul- ret oranına tekabül eden 1.40-TL yargılama giderlerinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
11-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ———- Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.23/11/2021