Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/341 E. 2021/900 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/341 Esas
KARAR NO: 2021/900
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 07/02/2020
KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ticari ilişki ofup, müvekkilin muhasebe kayıtlarında davalının — borcunun olduğunu, alacak tahsil edilemediğinden —- için icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından borca itiraz edildiğini, İtirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, ödeme emrinde alacaklı olarak gözükene icra takibinde yer alan kapsam, konu ve tutarda borcu bulunmadığını, müvekkilinin davacı şirket yetkilileri ile yapmış olduğu görüşmelerde —– getirilmek üzere —–olduğunu belirttiğini, bu konuda anlaşıldığını, ancak yükler —- getirildiğini, davalı şirket yetkililen hatayı kabul ederek bedelsiz olarak —-getirileceğini bildirdiğini, —yollanılarak —- getirildiğini, tek yön faturası —— kendilerine ödendiğini, davacı şirket kendi hatasından dolayı fazladan gerçekleşen —— de müvekkilden tahsil etmek istemiş ve fatura düzenlendiğini, bu durum karşısında gecikmelerden dolayı müvekkilin müşterilerine ve gümrüğe ödemek zorunda kaldığını, masrafları davacı şirkete fatura edildiğini, fakat davacı şirketin bu faturaya da iade fatura keserek haksız yere düzenlediğini faturanın icra yoluyla tahsili yoluna gittiğini, icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunda;
1)Davacının delil vasfı taşıyan ticari defter ve cari hesap kayıtlarına, taraflara ait—– ve taraf beyanlarına göre taraflar arasında yazılı olmasa da sözlü bir sözleşmenin bulunduğu, taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, taraflar arasında cari hesap ilişkisinde bulunulduğunu,
Davacının davalı adına düzenlediği takip dayanağı —-navlun ücret faturasının davacının delil vasfı taşıyan ticari defter ve cari hesap kayıtlarında kayıtlı olduğu, davacı ticari defter ve cari hesap kayıtlarında, davacının davalıdan — tarihi itibariyle ——- alacaklı gözüktüğü,
Davalı taraf ticari defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçınmış olup, değerlendirmesinin münhasıran —-takdirlerinde olduğu,
2)Dava dosyasındaki— sayılı —- yaptığı ve bu taşımaya ilişkin olarak davalı adına takip dayanağı —- bedelli navlun faturasını düzenlediği,
Davacının davalı adına düzenlemiş olduğu takip dayanağı — bedelli navlun faturasının davalının — kayıtlı olduğu, takip dayanağı —-faturasının davalı tarafından bağlı bulunulan— bildirilmiş olunduğundan ve faturanın davalının ticari defter kayıtlarında kayıtlı olduğu anlaşıldığından davacının davalı adına düzenlediği takip dayanağı —–bedelli navlun faturasının davacı tarafından davalıya tebliğ edildiği ve takip dayanağı fatura konusu taşımacılık hizmetinin davacı tarafından davalıya verildiği,
3)Davacının davalıya takip dayanağı — tutarlı fatura ile ilgili olarak keşide etmiş olduğu temerrüt ihtarnamesinin bulunmadığı, 6102 no lu TTK. nun 1530. Maddesi hükmü uyarınca davalının fatura tarihinden İtibaren —-günlük süre sonunda temerrüde düştüğü, 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi hükmü gereğince belirlenen faiz oranı üzerinden yapılan faiz hesaplamaları sonucunda;
4)Davacı —- davalı —–faiz olmak üzere toplam—– alacaklı olduğu,
Davacının —- tutarlı asıl alacağa—-takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi hükmü gereğince —– mevduat hesabına ödedikleri en yüksek faiz oranı üzerinden faiz talep edilebileceği görüşünü bildirmiştir.
Teknik bilirkişi Ek raporunda;
1)Davalının—-yılına ait ticari defter ve kayıtlarının sahibi lehine delil vasfı taşımadığı, takdiri delil sayılabileceği,
Davacının davalı adına düzenlediği takip dayanağı —– navlun faturasına davalı tarafından itiraz edilmediği, takip dayanağı faturanın davalı ticari defterlerine kaydedildiği, takip dayanağı faturanın her iki tarafın da ticari defter kayıtlarında kayıtlı olduğu,
2)Davalının davacı adına düzenlediği —– belirtilmemekle birlikte, davalının davacı adına düzenlediği ——, davacının davalı adına düzenlediği takip dayanağı —- navlun faturasına karşılık düzenlenmiş olduğunun anlaşıldığı,
3)Davalının davacı adına düzenlediği—–davacıya gönderildiğine ve tebliğ edildiğine ilişkin olarak dava dosyasında belge bulunmadığı gibi, davalının davacı adına düzenlediği —- reklamasyon faturasının davacı kayıtlarında da kayıtlı bulunmadığı,
4)6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 21. maddesinin ikinci fıkrasına göre, bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılacağı, davacının davalı adına düzenlediği takip dayanağı —-bedelli navlun faturasının davalının ticari defterlerine kayıt tarihi —-davalı tarafından davacı adına —- düzenlenmiş olduğundan, davacı tarafından davalı adına düzenlenen reklamasyon faturasının 6102 sayılı kanunun 21/2.madddesinde belirtilen —– günlük itiraz süresi içinde düzenlenmediği,
5)Diğer taraftan ——- bedelsiz olarak yükleri —- geri götürüp —— getirileceğini bildirir “ bir sözleşmenin, yazışmanın ve taahhütnamenin de dava dosyasında bulunmadığı,
6)Kök raporda sunulan görüş, tespit ve hesaplamalarımızda herhangi değişikliğin söz konusu olmadığı, görüşü bildirmiştir.
DELİLLER
—– icra dosyası
*Davacı —–
*Taraf şirketlere ait —-
*Bilirkişi raporu
*Tüm dosya kapsamı
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibariyle, —– icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davacı müvekkilin muhasebe kayıtlarında davalının — borcunun olduğunu, alacak tahsil edilemediğinden ——– alacak için icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından borca itiraz edildiğini, İtirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili müvekkilinin, ödeme emrinde alacaklı olarak gözüken icra takibinde yer alan kapsam, konu ve tutarda borcu bulunmadığını, müvekkilinin davacı şirket yetkilileri ile yapmış olduğu görüşmelerde —- havalimanına getirilmek üzere ——olduğunu belirttiğini, bu konuda anlaşıldığını, ancak yükler—- getirildiğini, davalı şirket yetkililen hatayı kabul ederek bedelsiz olarak yükleri—— geri götürüp —-getirileceğini bildirdiğini, yüklerin bila bedeli geri yollanılarak —-getirildiğini, tek yön faturası — kendilerine ödendiğini, davacı şirket kendi hatasından dolayı fazladan gerçekleşen ——– müvekkilden tahsil etmek istemiş ve fatura düzenlendiğini, bu durum karşısında gecikmelerden dolayı müvekkilin —— ödemek zorunda kaldığını, masrafları davacı şirkete fatura edildiğini, fakat davacı şirketin bu faturaya da iade fatura keserek haksız yere düzenlediğini faturanın icra yoluyla tahsili yoluna gittiğini, icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
———— esas sayılı dosyamız arasına celp edilmiş, davacının itirazın iptali davasını —- yıllık dava açma süresi içinde açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında uyuşmazlığın çözümü için ticari defterlerin incelenmesine karar verilerek taraflara defterlerini sunmak üzere kesin süre verilmiş, taraflar defterlerini sunmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. ——-Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): —— Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketidir. Davalı taraf da bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Somut olayda; Davacının delil vasfı taşıyan ticari defter ve cari hesap kayıtlarına, taraflara ait —— ve taraf beyanlarına göre taraflar arasında yazılı olmasa da sözlü bir sözleşmenin bulunduğu, taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, taraflar arasında cari hesap ilişkisinde bulunulduğu, Davacının davalı adına düzenlediği takip dayanağı —– bedelli navlun ücret faturasının davacının delil vasfı taşıyan ticari defter ve cari hesap kayıtlarında kayıtlı olduğu, davacı ticari defter ve cari hesap kayıtlarında, davacının davalıdan —- alacaklı gözüktüğü, davalının —- yılına ait ticari defter ve kayıtlarının sahibi lehine delil vasfı taşımadığı, diğer taraftan davalının iddia ettiği —– götürülüp, oradan da yeniden yükleme ile ——- getirilmesine ilişkin herhangi bir sözleşme ve yazışma dava dosyasında bulunmadığı gibi, davacı şirketin hatasını kabul ettiğine ve “ bedelsiz olarak——– getirileceğini bildirir “ bir sözleşmenin, yazışmanın ve taahhütnamenin de dava dosyasında bulunmadığı, aksine Dosya kapsamında davacı delilleri arasında yer alan —– de asıl varış yeri olarak —-yazdığı, yanlış yere gönderimin davalının hatasından kaynaklandığı anlaşıldığından davalının tanık dinletme talebi reddedilmiş, davacının davalıdan ——alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Alacağın likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
-Davalının—–dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin — asıl alacak ve — işlemiş faiz olmak üzere toplam — alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3095 Sayılı yasanın 4/a maddesi hükmü gereğince —– vadeli mevduat hesabına ödedikleri en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek yasal faiziyle devamına,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 1.223,20 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 97,47 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.125,73 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.112,90 TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 97,47 TL harç toplamı 2.210,37 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——– Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/12/2021