Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/335 E. 2022/179 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/335 Esas
KARAR NO: 2022/179
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/02/2020
KARAR TARİHİ : 24/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;, Davacı Müvekkil —–davalı şirketten aralarındaki ticari ilişki —– sebebiyle alacaklıdır. —– davalıdan alacaklı olduğu araç servis hizmetini içeren faturalar, —- ait ticari defterler ve cari hesap dökümü ile de sabittir. Davalı şirket, servis hizmetini almasına rağmen hizmet bedelini ödemediğinden; —-tarafından—– dosyası ile davalı borçlu aleyhine icra takibi başlatılmış; işbu takip davalının faturalara itiraz edilmesi nedeniyle borcu bulunmadığından bahisle yaptığı haksız itirazıyla durmuştur. davalının itirazları yasa, usul ve içtihatlara aykırıdır. Borçlunun itirazlarının iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ———– kaza sonucu hasara uğraması sonucunda —- imzalamış oldukları — başvurmuştur. —- müvekkil şirketi kendi servisi olan davacı —– yönlendirmiş ve eksper incelemesi yapmıştır. —- vermiş olan sigorta şirketi, davacı servis şirketi tarafından onarım işlemi yapıldıktan ——- ehliyete dönüştürülmemiş olmasını sebep göstererek ödemeyi kısmen yapmıştır. —— belgesinin ehliyete dönüştürülmemiş olması — tarafından kısmı ödemeye gerekçe olarak gösterilemez. Burada kendi servisine yönlendiren ve eksper incelemesi yaptırmış olan sigorta şirketinin yapmış olduğu kısmi ödeme kabul edilemez niteliktedir. Aracın hasarları onarıldıktan ve müvekkil şirkete teslim edildikten günler sonra müvekkil şirkete ödemenin tamamının yapılmayacağını belirtmek ve sebep olarak ——- belgesinin ehliyete geçirilmemesini gösterip onarım masrafını müvekkil şirkete ödetmeye çalışmak son derece hukuka aykırıdır. —– iş kazasında oluşan hasarlara ilişkin bütün onarım bedelini ödemesi gerekmektedir. —-, — ehliyete geçirilmemiş olmasından sebeple ödemeyi kısmi yapmasının amacı tazminattan kaçınmaktır. sigorta şirketinin servisi olan davacı taraf da durumu bilmektedir. —— şirketinin yönlendirmesi ile davacıya başvurmuş, davacı taraf da müvekkilimin herhangi bir borcu olduğunu bile belirtmeden onarımı yapılmış söz konusu aracı müvekkil şirkete teslim etmiştir. Kısacası davacı, sigorta şirketinin servisi olduğu için sigorta şirketinin onayı ile yapmış olduğu onarımın bedelini sadece sigorta şirketinden talep edebilecektir. Ayrıca müvekkil şirket ile davacı şirket arasında herhangi bir sözleşme de mevcut değildir. Davacı taraf, sigorta şirketiyle yapmış olduğu sözleşmeye dayanarak sigorta şirketinin onayı ile yapmış olduğu bütün onarımların bedelini yine sigorta şirketinden talep etmelidir. Ayrıca sonrasında ——- plakalı araca başka bir operatör aynı şekilde hasar vermiş ve sigorta şirketi, genel şartların hasar ve tazminatın sonuçları maddesine istinaden ——- iptal edildiğini ve yine operatör belgesinin ehliyete işli olmaması sebebi ile ödemenin yapılmayacağını müvekkil şirkete bildirmiştir. ——tarafından konuyla ilgili bahsi geçen açıklamalar yapıldıktan sonra sigorta şirketi, müvekkil şirketi arayıp aracın herhangi bir servise çekilmesini istemiştir. Sigorta şirketinin talebi üzerine hasarlı araç servise çekildikten sonra eksper incelemesi yapılmış ve hasara ilişkin onarım bedeli sigorta şirketi tarafından ödenmiştir. Sonuç olarak —— da aynı araç aynı niteliklere sahip operatörler kullanırken hasara uğramıştır. İşbu davaya ilişkin olan onarım bedelinin tamamını ödemeyen sigorta şirketi, sonraki olaya bağlı onarım bedelini ödemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davaya konu servis hizmeti bedelinin müvekkil şirketten talep edilebilir bir yanı bulunmamakta ve işbu haksız davanın reddedilmesi gerekmektedir ” şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişilere tevdi edilmiş, davalı defterlerinin incelenmesi için ilk olarak talimat yazıldığı, talimat dönüşü davacı defterlerinin incelenmesi için dosyanın teknik bilirkişiye verildiği görüldü.
Talimat mahkemesi bilirkişisinin ——- tarihli teknik bilirkişi ayrıntılı raporu sonuç kısmında;
*Davalının —— yıllarına ait yasal ticari defterlerinin sahibi lehine delil kudretine haiz olduğu,
*Dava dosyası içerisindeki davalı ve davacının bağlı bulundukları vergi dairelerinden gelen —- formlarının karşılaştırılmasında davacının davalıya —- tutarlı mal hizmet satışını —- beyan ettiği, davalının davacıdan —- tutarlı mal hizmet alışını ——beyan ettiği, taraf beyanlarının birbirini teyit ettiği,
*Davalının yasal ticari defter kayıtlarına göre davacının —- yılında davalıya ——tutarlı mal/hizmet faturalarının düzenlendiği, bu faturaların davalının kayıtlarında yer aldığı, davalıya düzenlenen faturaların davalı tarafından davada adı geçen ——– yansıtma faturaları kesilerek yansıtıldığı, sigorta şirketinden davalı firmaya —–ödeme yapılan bu ödemenin davacı firmaya gönderilmeyerek —– hesabına gönderildiği,
-Davalının yasal ticari defterler kayıtlarına göre davalının —– sonunda davacıya borç alacak bakiye tutarının — olduğu, her ne kadar davacıya borcu gözükmese de — tarihinde ——-kaydının yapılarak davacı ve davada adı geçen —– hesaplarındaki bakiyelerin birbirine ———- hesapların kapatıldığı, bu virman kaydının herhangi bir belgeleye dayanmadığı,—- kaydının dikkate alınmadığı takdirde davalının davacıya —- sonunda toplam ——- borçlu olması gerektiği ” hususlarının rapor edildiği görüldü. Davacının ticari defterlerinin incelenmesi için dosyanın teknik bilirkişiye tevdi edildiği görüldü. Teknik bilirkişinin bilirkişi raporu sonuç kısmında ;”1.Davacı tarafın dava dosyasında bulunan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içinde yaptırıldığı, defter kayıtlarının dayanağı belgelerle uyumlu olduğundan ——- maddelerine göre sahibi lehine kesin delil olma özelliğine haiz olduğu,
2.Davalı şirket ile —— arasında hasara uğrayan araca ait Teslim, Temlik ve İbra belgesinin mevcut olduğu,
3, Takibe konu olan faturaların muhteviyatı hizmetin davalıya teslim edildiği ve fatura muhteviyatına veya bedeline davalı tarafından herhangi bir itiraz yapılmadığından dolayı,6102 sayılı T.T.K. 21/2 maddesine göre — gün içinde itiraz edilmeyen fatura muhteviyatının kabul edilmiş olduğu,
4. Davalı şirketin —- tarihi itibariyle davacı şirket’e —— ana para tutarında borçlu durumda olduğu, bu tarihten sonra davalı tarafından davacıya yapılmış herhangi bir ödeme kaydının bulunmadığı,
5.Davalı şirketin takip konusu faturalar muhteviyeti hizmeti alamadıkları veya bahsi geçen faturaların kendilerine tebliğ edilmediği şeklinde bir itirazin bulunmadığı,bu sebeple bahse geçen fatura bedellerinin davacı tarafa ne şekilde ödendiğinin ispat külfetinin davalı tarafa ait olduğu,
6.Davacı şirketin davalı şirket’ten toplam —- tutarlı alacağı için, icra takip tarihiolan —- tarihinden dava tarihi olan—- tarihine kadar hesap edilen yasalfaiz hesabıyla,— Asıl alacak,—– faiz olmak üzere toplamda ——–alacaklı olduğu,” hususlarının rapor edildiği görüldü.
Teknik bilirkişi Ek raporunda;
A-Davacı tarafın bilirkişi raporuna vaki itirazın değerlendirilmesi,
1-Takipten önceki işlemiş faiz taleplerinin raporda hiç hesaplanmadığını,dikkate dahi alınmadan eksik inceleme yapıldığını dair itirazın değerlendirilmesinde,
-Faturaya dayalı ilamsız icra takiplerinde işlemiş faize karar verilebilmesi için faturanın davalıya TEBLİĞ edildiğinin veya alacağın ödenmesi amacı ile davalı borçluya İHTAR çekilmesi ve bu ihtarın uygun bir şekilde borçluya tebliğ edilerek borçlunun temerrüde düşmesi gerekir.Dolayısıyla dava konusu olan faturaların davalı tarafa tebliğ edildiğinin ticari defter kayıtları ile tespit edildiği,
-Faturaların davalıya tebliğ edilmesi ve ödeme için bir süre verilmiş ise bu sürenin dolduğu tarihten takip tarihine kadar ki süre içinde işlemiş faizin hesaplanması gerekir.buradaki faiz işlemiş temerrüt faizidir.
-İşlemiş faize karar vermek için takip talebinde bu faiz’in açıkça talep edilmesi gerektiğinden, davacının talebi üzerine —- tarihinde —- ile icra takibi ile dava konusu faturalara ait ————işlemiş faizlerin hesap ettirilerek takip talebinde bulunduğu,
-TTK 1530 /2-8 hükümleri – Yalnızca Ticari işletmeler arasındaki MAL VE HİZMET İÇEREN SÖZLEŞMELERDE geç ödemenin sonuçlarını düzenleyen hükümler uygulanmaktadır. Taraflar arasında hâksiz fiilden doğan tazminat talepleri,sebepsiz zenginleşme gibi talepler girmemektedir.geç ödemenin sonuçlarının uygulanabilmesi için bazı şartların da bir arada olması gerektiğinden, Taraflar arasında Mal ve hizmet tedarikini içeren bir sözleşmenin olmaması nedeniyle,mal ve hizmet ifa etmekle yükümlü olan tarafın temerrüdü TTK m.1530 değil,genel hükümlere tabi olması gerektiği,
B-Davalı tarafın bilirkişi raporuna vaki itirazlarının değerlendirilmesi,
1-Davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre yapılan itirazların değerlendirilmesinde,
-Kök raporda da belirtildiği üzere, Davacı firma tarafından —- tarihinde davalıya düzenlenen —- faturanın sigorta şirketi tarafından ödenmediği,daha sonra —- tarihlerde düzenlenen toplam —— adet faturanın tutarı olan —- yılında sigorta şirketinden tahsil edildiği,bakiye kalan —– ise tahsil edilemediğinin tespit edildiği,-Takibe konu olan faturaların muhteviyatı hizmetin davalıya teslim edildiği ve fatura muhteviyatına veya bedeline davalı tarafından herhangi bir itiraz yapılmadığı,-Davalı şirketin takip konusu faturalar muhteviyeti hizmeti alamadıkları veya bahsi geçen faturaların kendilerine tebliğ edilmediği şeklinde bir itirazın bulunmadığı, belirtilmişti.
2- Davacı tarafın takip öncesi herhangi bir bildirimi yahut ihtarı olmamasına rağmen işlemiş faiz’in talep ettiğine dair itirazın değerlendirilmesinde,
-Faturaya dayalı ilamsız icra takiplerinde işlemiş faize karar verilebilmesi için faturanın davalıya TEBLİĞ edildiğinin veya alacağın ödenmesi amacı ile davalı borçluya İHTAR çekilmesi ve bu ihtarın uygun bir şekilde borçluya tebliğ edilerek borçlunun temerrüde düşmesi gerekir.Dolayısıyla dava konusu olan faturaların davalı tarafa tebliğ edildiğinin ticari defter kayıtları ile tespit edildiği,
-Faturaların davalıya tebliğ edilmesi ve ödeme için bir süre verilmiş ise bu sürenin dolduğu tarihten takip tarihine kadar ki süre içinde işlemiş faizin hesaplanması gerekir.
-İşlemiş faize karar vermek için takip talebinde bu faiz açıkça talep edilmesi gerektiğinden,davacının talebi üzerine—–Esas sayılı ile icra takibi ile dava konusu faturalara ait —- işlemiş faizlerin hesap ettirilerek takip talebinde bulunduğu,
3-Müvekkil şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre yapılan itirazlar,
a)Müvekkil şirketin —- tarihi itibariyle —-tutar kadar davacının alacaklı olduğunu,ancak aynı tarih itibariyle yapılan muhasebe kaydı ile —– yapılarak,sigorta şirketini borçlandırdığının tespit edilmesi ile müvekkil şirketin bu işlemi ile borcun sigorta şirketinin yükümlülüğünde olduğununa dair itirazın incelenmesinde,
-Davalının ticari defter kayıtlarına göre düzenlenen — tarihli Bilirkişi raporuna göre,davalının —- yılı sonu itibariyle davacıya herhangi bir borcu olmadığını,ancak — tarihinde—– hesapların kapatıldığı,bu ——– kaydının herhangi bir belgeye dayanmadığını belirterek,davalının davacıya —- borçlu olması gerektiğini beyan ettiğinin belirlendiği,
b) Müvekkil şirketin ticari defter ve kayıtlarında davacı tarafından düzenlenen faturaların yer alması nedeniyle davacı şirkete —–borçlu tespit edilmiş ancak bu tespit içerisinde ne yansıtma faturası ne de işlemiş faizin istenemeyeceği hesaba katılmadığına dair itirazın incelenmesinde,
-Davacının ticari defter kayıtlarına göre düzenlenen — tarihli Bilirkişi raporuna göre,davalının —sonu itibariyle davacıya —borçlu olduğunun tespit edildiği,ancak davalı tarafından bu tutarın —- -bakiyenin kapatıldığı görülmüş,ancak davalının yapmış olduğu —- hangi belgeye göre yapıldığının görülmediğini,Dolayısıyla herhangi bir belgeye dayanmadan kayıtların yapıldığı,
c)Yansıtma faturası düzenlenmeden ,İşlemiş faizin istenemeyeceğine dair itiraza ait değerlendirmede ise,
İşlemiş faiz,—– tarihinden önce düzenlenen faturalara ait olup,yukarıda da izah edildiği üzere, Faturaya dayalı ilamsız icra takiplerinde işlemiş faize karar verilebilmesi için faturanın davalıya TEBLİĞ edildiğinin veya alacağın ödenmesi amacı ile davalı borçluya İHTAR çekilmesi ve bu ihtarın uygun bir şekilde borçluya tebliğ edilerek borçlunun temerrüde düşmesi gerekir.Dolayısıyla dava konusu olan faturaların davalı tarafa tebliğ edildiğinin ticari defter kayıtları ile tespit edildiğinin kök raporunda belirtildiği, İşlemiş faize karar vermek için takip talebinde bu faiz açıkça talep edilmesi gerektiğinden, davacının yıllık % 9 işlemiş faizlerin hesap ettirilerek takip talebinde bulunduğu ” hususlarında ek rapor tanzim edilmiştir.
DELİLLER
*—– sayılı icra dosyası
*Davacı ve davalı şirket ticari defter kayıtları
*Taraf şirketlere ait —— formları
*Bilirkişi raporları,
*Tüm dosya kapsamı
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.
Davaya konu uyuşmazlığın tespiti; Davacının davalı yandan araç servis hizmeti nedeniyle faturadan kaynaklı alacağının bulunup bulunmadığı var ise miktarı , faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalinin gerekip gerekmediği, icra inkar tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
—— dosyası celp edilerek incelenmiştir.
Taraflara ticari defterlerini sunmak üzere ihtaratlı kesin süre verilmiş, davacıve davalı taraf ticari defter ve kayıtlarını sunmuştur.
6100 sayılı HMK ; Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —–Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
“Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): —–Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirle, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketidir. Davalı taraf da bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Somut olayda davacı ve davalı arasında, davacının davalıya araç bakım hizmeti verdiğine dair uyuşmazlık bulunmamaktadır, davacı vermiş olduğu hizmetin bedelini alamadığını, davalı ise hizmet bedelinin davacı, sigorta şirketinin servisi olduğu için sigorta şirketinin onayı ile yapmış olduğu onarımın bedelini sadece sigorta şirketinden talep edebileceğini savunmaktadır. Davalının sigorta şirketi ile aralarındaki ilişki sadece sigorta poliçesinin taraflarını bağlayacağı açıktır. Tarafların ticari defterleri incelenerek rapor alınmış, dava dosyası içerisindeki davalı ve davacının bağlı bulundukları vergi dairelerinden gelen — formlarının karşılaştırılmasında davacının davalıya — adet belge — tutarlı mal hizmet satışını — formu ile beyan ettiği, davalının davacıdan — tutarlı mal hizmet alışını ——— formu ile beyan ettiği, taraf beyanlarının birbirini teyit ettiği, davalının yasal ticari defter kayıtlarına göre davacının —- yılında davalıya—– tutarlı mal/hizmet faturalarının düzenlendiği, bu faturaların davalının kayıtlarında yer aldığı, davacıya düzenlenen faturaların davalı tarafından davada adı geçen —- yansıtma faturaları kesilerek yansıtıldığı, sigorta şirketinden davalı firmaya—- ödeme yapılan bu ödemenin davacı firmaya gönderilmeyerek —-gönderildiği, davalının yasal ticari defterler kayıtlarına göre davalının —- sonunda davacıya borç alacak bakiye tutarının—- olduğu, her ne kadar davacıya borcu gözükmese de —- tarihinde virman kaydının yapılarak davacı ve davada adı geçen —-hesaplarındaki bakiyelerin birbirine——hesapların kapatıldığı, bu — kaydının herhangi bir belgeleye dayanmadığı, ayrıca sigorta şirketinin davalıya yapmış olduğu kısmi ödemeyi dahi davacıya göndermeyerek —- gönderildiği, davalı şirket ile —– hasara uğrayan araca ait —- mevcut olduğu, Takibe konu olan faturaların muhteviyatı hizmetin davalıya teslim edildiği ve fatura muhteviyatına veya bedeline davalı tarafından herhangi bir itiraz yapılmadığından dolayı,6102 sayılı T.T.K. 21/2 maddesine göre 8 gün içinde itiraz edilmeyen fatura muhteviyatının kabul edilmiş olduğu, Davalı şirketin —- tarihi itibariyle davacı—– ana para tutarında borçlu durumda olduğu, bu tarihten sonra davalı tarafından davacıya yapılmış herhangi bir ödeme kaydının bulunmadığı,davalı şirketin —– tarihi itibariyle davacı şirket’e —– ana para tutarında borçlu durumda olduğu, bu tarihten sonra davalı tarafından davacıya yapılmış herhangi bir ödeme kaydının bulunmadığı, bu nedenlerle davalının davacıya —- borçlu olduğu kanaat getirilmiş, davacının işlemiş faiz talebi yönünden ise davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair dosyada herhangi bir belge olmadığından davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Alacağın likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2- —– Esas sayılı takip dosyasında takibe yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin —– asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar ticari faizi ile DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3- Asıl alacak olan 9.787,10-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra-inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Karar tarihinde alınması gerekli 668,55- TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 129,58- TL harçtan mahsubu ile bakiye 538,97- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca — bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.063,00- TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 969,75- TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 191,78-TL harç gideri toplamı 1.161,53- TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 5.100- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan 700,00 TL yargılama giderinin davanın red oranına göre belirlenen 61,41- TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
9-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 941,17- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı ——– vekilinin yüzüne karşı verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——– Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/03/2022