Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/33 E. 2022/162 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/33
KARAR NO: 2022/162
DAVA: MENFİ TESPİT
(Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/2020
KARAR TARİHİ: 16/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı—tarafından müvekkil —- sayılı dosyasında — bedelli bir adet bonoya dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, müvekkilin takip alacaklısı —– sayılı dosyaya konu edilen böyle bir borcu olmadığını, takibe konu senedin bir teminat senedi olduğunu, borç senedi olmadığını, müvekkilin davalıya herhangi bir borcu olmadığını, müvekkil tarafına gönderilen ödeme emrine ve borca itiraz ederek —- dosyasında dava ikame ettiğini, ancak müvekkilin davayı süresinde açmadığından bahisle yerel mahkemece reddedildiğini, davalı —- müvekkil arasında —- tarihli sözleşme imzalandığın, sözleşmenin konusunun —-olduğunu, sözleşme konusu işin — tarihinde teslim edileceğini, sözleşmeye uygun olarak müvekkil tarafından işin bitirilip teslim edildiğini, buna karşın kötü niyetli olarak teminat senedini borç —— icra takibine konu edilip müvekkil aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının —- sayılı dosyası ile haksız ve kötü niyetli olarak davacı müvekkil aleyhine takip yapmış olması nedeni ile alacak kaleminin likid olması da gözetilerek, davalının takip talebinde yazılı miktar olan —- %20 ‘den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, telafisi imkansız zararlar meydana gelmemesi ve hak kaybı yaşanmaması için öncelikle ve ivedilikle teminatsız olarak —–takibin işbu dava süresince durdurulmasına bu hususta ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı dilekçesinin davalıya — tarihinde tebliğ edildiği, davalı yanın davaya süresinde cevap vermediği, dosyaya davalı vekili olarak sunulan vekaletnamenin — tarihinde sunulduğu, ancak davalı vekilinin — günlü dilekçe ile davaya karşı Mahkememizin — günlü ara karar doğrultusunda,
“Davacı ile müvekkil firma birçok şantiyede iş yapmakla beraber davacı yan müvekkil firma yetkilisi —-olarak almış ve bunun karşılığında ise dosyaya sunmuş olduğumuz —- senedi müvekkil firma adına düzenleyerek teslim etmiştir. İş bu davaya konu senet teminat senedi olmayıp bedeli nakden ödendiği açıkça yazılmıştır.” şeklinde beyanda bulunarak dava konusu senedin veriliş sebebini açıklamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememiz tarafından davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesi ve tüm deliller incelenmiştir.
Mahkememizde açılan işbu dava; Davalı — tarafından davacı —-sayılı dosyasında bonoya dayalı olarak açılan icra takibinde ; —– olmadığının tespitine ilişkindir.
Mahkememizce celp ve incelenen —- dosyasında, davalı şirket tarafından, davacı aleyhine taraflar arasında imzalanan — tarihli sözleşmeye konu —-takibe konu edilmiş olduğu ve icra takibinin —-tarihinde davadan önce yapıldığı tartışmasızdır.
Mahkememiz tarafından taraf delilleri toplandıktan sonra, ——— tevdi edilerek rapor alınmak üzere dosya kendisine tevdi edilen bilirkişi tarafından tanzim edilen;
—- tarihli bilirkişi raporunda özetle;”Davalı şirket yetkilisinin davacıya borç vermiş olduğu iddia edildiğine göre, borcun davacıya verilmiş olmasının bir hukuki işlem olması karşısında bunun davalı tarafından senetle ispat gerektiği, Senet üzerinde bedelin nakden ödendiği bilgisine yer verilmesi ve senedin —— adi senet mahiyetinde olması karşısında, davalının bu ödemeyi ispat ettiği sonucuna varılması gerektiği, davacının ise bu senedin teminat amaçlı verildiği iddiasının gerek senedin teminat amacıyla verilmiş olduğunun yazılı olarak ispat edilmesi gereği ve gerekse senede karşı senetle ispat kuralı gereği kesin delille ispat etmesi gerektiği, somut olayda ise bu şekilde bir ispat vasıtasından söz edilemeyeceği, —– maddesinin bu hususu ispat etmeyip, anılan maddenin teminat verilmesini düzenlediği, bu teminatın ise verilmiş olup olmadığının ispata muhtaç kaldığı” rapor edilmiştir.
Mahkememizce oluşturulan —– —- tevdi edilerek, icra takibine konu bono ile —– günlü sözleşme ekindeki renkli fotokopisi bulunan bononun aynı bonolar olup olmadığı, özellikle vade kısmı sonradan ilave edilip edilmediğini belirlenmesi bakımından rapor alınmak üzere dosya kendisine tevdi edilen —tarafından tanzim edilen;
—- tarihli bilirkişi raporunda özetle;
İnceleme konusu senet aslında mevcut yazı ve rakamlar ile — tarihli — bulunan ve — aynı içeriğe sahip olan senette bulunan yazı ve rakamların üst üste çakıştıkları tespit edildiğinden, fotokopi senedin, inceleme konusu senetten elde edilmiş fotokopi olduğu; ancak, senet aslının fotokopisi çekildikten sonra, senet aslında mevcut ödeme tarihine ait rakamların üzeri kapatılarak tekrar fotokopi çekilmiş olması halinde de mevcut senet fotokopisinin elde edilebileceği; bu nedenle, mevcut senet fotokopisinin, senet aslından mı, yoksa senet aslının fotokopisi çekildikten sonra, senet aslında mevcut ödeme tarihine ait rakamların üzeri kapatılarak tekrar çekilen bir fotokopiden mi elde edildiği hususunda kesin bir tespit yapılamayacağı; inceleme konusu senet aslında mevcut “ödeme tarihine ait rakamlar” ile senette mevcut diğer yazılar ve rakamlar arasında — yapılan incelemede,——- unsurları bakımından ve bilirkişi heyetimizde bulunan —— tarafından senetten alınan örneklerin ——-ödeme tarihine ait rakamlardan alman örnekler ile senetteki diğer yazılardan alınan örnekler arasında mürekkep bileşimi ve mürekkep solma oranları bakımından, inceleme konusu senet aslında “ödeme tarihine ait rakamlardın sonradan —- ilave edildiğine dair herhangi bir bulgu mevcut olmadığı rapor edilmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda;
Mahkememizde açılan işbu davada, davacı dava konusu icra takibine konu bononun taraflar arasındaki — madde ve eklerinden oluşan —– işçiliğine konu edilen sözleşme gereğince davalıya teminat olarak verildiği ileri sürülerek İİK.nın 72/3. Maddesi gereğince davalı aleyhine icra takibinden sonra menfi tespit davası açmıştır.
Mahkememizce —- günlü sözleşmenin kapsam ve eklerinin bir bütün halinde incelenmesinden, davacı tarafından dava konusu işin yapılması karşısında birim fiyat ve metraj tablosuna göre işin bedelinin——olduğu gösterilmiş olduğu, sözleşme ekinde mevcut belge ve bilgilerden anlaşılmış bulunmaktadır. Söz konusu sözleşmenin ekindeki belge ve bilgilerle beraber değerlendirildiğinde —-maddesinde açıkça davalı tarafından davacıya ödenecek miktar, hesaplama şekli gösterilmiş olup, —– sözleşme imzalanırken sözleşme miktarı kadar teminat senedi verecekti, eğer taşoron bu sözleşme metnine uymaz ve alıcı işverene karşı sözleşme maddelerine göre zor durumda bırakırsa alıcı bu senedi taşorondan tahsil edecek olup, taşoron buna hiçbir şekilde itiraz etmeyecek olup, senedi alıcıya ödeyecektir, ayrıca taşoronun sorumluluğu bu senetle sınırlı kalmayacak olup, alıcının uğrayacağı tüm zararları içerecektir ve bu tutarları ödeyecektir” şeklinde düzenlemeyi içermekte olduğu tartışmasızdır.
Bu sözleşmeye göre davalı şirketin davacıdan sözleşme imzalanırken teminat senedi alacağı açıkça sözleşmede yer almıştır. Sözleşme ekindeki belgelerle uyumlu davacı tarafından dosyaya sunulan ve sözleşmenin ekinde de ek—— borçlusu davacı, alacaklısı davalı olan bononun dosyaya sunulan fotokopisinde vade kısmının boş olduğu, takibe konulan bono ile işbu fotokopinin vade dışında aynı içeriği sahip olduğu belirlenmiş olup, Mahkememizin —– günlü duruşmasında davacı yan tarafından bu sözleşmenin 3/son maddesi gereğince müvekkiline herhangi bir senet verilmediğini, böyle bir senedin davacı yana bu nedenle iadesinin de söz konusu olmadığını beyan etmiş ve beyanı ile de imzasını tasdik etmiş olup, sözleşmede müteahit olarak yer alan davacının sözleşmede yer alan bir bononun alınmamış bulunmadığına yönelik iddiasının hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı, güçlü olan metaahitin her zaman taşorona kendi isteklerini kabul ettirerek, ona göre yapılan sözleşmedeki lehine olan düzenlemelerden kaynaklanan haklardan vazgeçmesini gerektirecek bir sebebin de bulunmadığı açıktır.
Kaldı ki, Mahkememizin —— günlü duruşmasında, davalı vekili sözleşmeyi kabul etmiş ancak sözleşmede dava konusu senede bir atıf bulunmadığını, senedin teminat senedi olmadığını ve bedelin nakden alındığını ifade etmiş olup, işbu ifadesindeki senedin veriliş nedeni konusunda açıklama sunacağına yönelik beyanı doğrultusunda —– tarihli dilekçede de, “Davacı ile müvekkil firma birçok şantiyede iş yapmakla beraber davacı yan müvekkil firma yetkilisi——olarak almış ve bunun karşılığında ise dosyaya sunmuş olduğumuz —— tarihli senedi müvekkil firma adına düzenleyerek teslim etmiştir. İş bu davaya konu senet teminat senedi olmayıp bedeli nakden ödendiği açıkça yazılmıştır” şeklinde açıklamada bulunarak senedin veriliş sebebinin aslında davalı şirketin alacağından değil firma yetkilisinin davacıya verdiği borç olduğunu beyan ederek, senette davalı şirketin davacıdan nakden alacaklı olduğuna ilişkin yazılı düzenlemelerin ta’lil edildiği anlaşılmış olup, 6102 sayılı HMK.nın 201 ve devamı maddeleri gereğince —— gereği, davalının iddiasının ispatla mükellef olup, davacının sözleşme gereğince teminat olarak verilen senet olduğuna ilişkin iddianın aksine artık davalı tarafın ispatlaması gerektiği Mahkememizce benimsenmiştir.
Mahkememiz tarafından dosya içerisine alınan davacı defterlerinde davalıdan borç alındığına ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığı gibi, davalı şirketin incelenen kayıtlarında senedin tanzim tarihi ——tarihi itibariyle veya vade tarihi itibariyle dava konusu senetle ilgili herhangi bir alacak kaydına rastlanmadığı tespit edilmiş olup, gerek davalı şirket gerekse davalı şirket temsilcisinin bahsi geçen miktarda bir borcun davacıya verdiğini gösteren bir delil dosyaya sunulmamıştır.
Bu nedenlerle, dava konusu bononun sözleşme ve eki belgelerdeki yazılı miktarlarla uyumlu olup, sözleşmede belirtilen teminat senedi düzenlemesi karşısında, teminat senedinin alınmadığı veya bundan vazgeçildiği, davalı tarafından süresinde verilen bir cevap da ileri sürülmediği gibi, verilen beyan nedeniyle yapıldığı iddia edilen ödemenin de varlığı ispat edilemediğinden İİK.nın 72/3. Maddesi gereğince dava konusu bononun davalı şirkete vadesi yazılmayan ve dosyada fotokopisi mevcut bono olduğu, bu nedenle davacının dava konusu icra takibinden ötürü davalı yana borçlu olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce aşağıdaki gibi, Davacının, dava konusu bononun icra takibine konu edildiği —— icra takibinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının dava konusu teminat senedinin, teminat senedi olduğunu bilerek yukarıda izah edilen sözleşme kapsamında teminatın paraya çevrilmesi koşulları iddia edilmeksizin icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak konu ettiği anlaşılmakla, senet bedelinin icra takip tarihindeki karşılığı olan takip miktarı — İİK 72/5 maddesi gereğince —- kötü niyet tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış ve aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere:
1-DAVANIN KABULÜ İLE,
Davacının, dava konusu bononun icra takibine konu edildiği —– icra takibinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2- Davalının dava konusu teminat senedini icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak konu ettiği anlaşılmakla, takip miktarı —— kötü niyet tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Karar ve ilâm harcı olan 29.739,30-TL harçtan peşin alınan 7.434,83-TL harcın mahsubu ile bakiye 22.305,00-TL harcın DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 7.434,83-TL peşin harç, 54,40-TL başvurma harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 89,60-TL tedbir talebi harcı olmak üzere toplam 7.586,63-TL ile 4.500-TL bilirkişi ücreti, 163-TL posta,tebligat masrafı olmak üzere toplam 4.663,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 38.817,89-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden itibaren, 6100 sayılı HMK’nın 331/2 maddesi gereğince resen davacının bildireceği hesaba İADESİNE,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin e-duruşma yolu ile yüzüne karşı karşı verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içeresinde ——- dairesinden istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/03/2022