Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/328 E. 2020/77 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/328
KARAR NO : 2020/77

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 06/02/2020
KARAR TARİHİ : 12/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasında dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesinde; Müvekkili şirkete İstanbul Anadolu ——–. Sulh Ceza Hakimliğinin—— sayılı kararı ile Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında 674 Sayılı Kanunun Hükmünde Kararname’nin 13. ve 19. Maddeleri ile CMK 133/1 maddesi kapsamında——yetkilileri kayyum olarak tayin edildiğini, müvekkili şirketin ——-gözetiminde, ———– yetkililerinin de aralarında bulunduğu kayyum heyeti/yönetim kurulu tarafından yönetildiğini, davalının ————– tarihleri arasında müvekkili şirkete —– görevi yaptığını, bu zaman içerisinde ——— tarihleri arasında gerçek bir işleme dayanmayan ve kardeşinin eşine ait olan ——– isimli şirkete gerçek olmayan 8 adet fatura karşılığında müvekkili şirket hesaplarından —————– ödeme yaptırdığını, ————- şirketten hiçbir mal yada hizmet alınmadığını, sözleşme dahi imzalanmadığının tespit olunduğunu, TTK.nun 553. Maddesi uyarınca kurucular, yönetim kurulu üyeleri ve yöneticiler, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri taktirde şirkete verdikleri zarardan sorumlu olduklarını, davalının yol açtığı ——- zararın dava tarihinden itibaren kamu bankalarınca ————– hesapları için bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dosyada arabuluculuk dava şartına ilişkin son tutanak bulunmadığından davacı vekilinin arabuculuk son tutanağını sunmak üzere 1 haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekili Mahkememize sunmuş olduğu —– tarihli dilekçesi ile arabulucuya başvurularının bulunmadığını beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVANIN VE ZORUNLU ARABULUCULUĞA İLİŞKİN DAVA ŞARTININ BULUNUP BULUNMADIĞININ TESPİTİ, İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, ——–yöneticisinin kusuru ile ihlal ederek şirkete verdiği zararın tazminine ilişkindir.
6/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ye eklenen 5/A maddesi uyarınca, “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Bu hukuki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının istemi bir miktar paranın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ilişkindir.
TTK’nin 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Bu nedenle, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114(2) ve 115. maddeleri gereğince, dava açılmadan önce zorunlu arabulucuya başvurulmadan işbu davanın açılmış olduğu anlaşıldığından, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın, TTK’nin 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi, HMK’nin 114/(2) ve 115. Maddeleri uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmasına ilişkin dava şartı noksanlığından USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL ilam harcından peşin alınan 1.206.547,82 TL harçtan mahsubu ile kalan 1.206.439,02 TL harcın istek halinde kararın kesinleşmesinden sonra davacı tarafa iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.