Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/317 E. 2021/949 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/317 Esas
KARAR NO: 2021/949
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/02/2020
KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil davacı şirket, davalı borçlu şirketle arasında kurulan ticari ilişkiden kaynaklanan —para alacağının tahsili istemiyle, —- dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, davalı borçlu şirketin, fatura ve cari hesap ilişkisini gösteren belgelere rağmen, sunmuş olduğu —-dilekçesiyle, “takibe, borca. Ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faizine”, haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı Üzerine, —- sayılı dosyasına konu takibin İİK. m.66 uyarınca durdurulmasına karar verildiğini, takibe konu alacağın, tacirlerin ticari alım satım ilişkisinden kaynaklanan bir miktar paranın ödenmesine yönelik olması sebebiyle, TTK m. 5A/1 hükmü uyarınca,; “arabulucuya başvurulma” şartı, —ve —-tarihli arabuluculuk başvurumuz ile gerçekleşmediğini, söz konusu başvuru üzerine düzenlenen —, davalı borçlu şirket temsilcisinin “asıl alacaktan daha düşük bir miktarı ödeyebileceğini belirtmesi üzerine”, taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, davalı borçlu şirket tarafından, —sayılı dosyasına yönelik haksız ve kötü niyetli itirazın, İİK m. 67 uyarınca iptaline yönelik huzurdaki davanın açılması zarureti hasıl olduğunu, haklı davamızın kabulüne, —- alacak bakımından yapılan itirazın tamamı bakımından iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, borçlu hakkında, İİK m. 67 uyarınca, yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir. Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili hakkında yukarıda numarası yazılı dosyada davacı tarafça —- takip mahsus yolla takip yapıldığını, ödeme emri gönderildiğini, gerek icra takibi ve yine gerekse de eldeki itirazın iptali davası yetkili mahkeme ve icra dairelerinde açılmadığını, müvekkilin adresi yukarıda da görüldüğü üzere—- sınırlarında olduğunu, icra takibi —ve yine açılacak olan itirazın iptali davası — ilindeki Mahkemelerde açılması gerekirken yetkisiz icra dairesi olan —– İcra Dairesinde ve yetkisiz mahkemeler olan —–Mahkemelerinde açıldığını, yetkiye de itiraz ettiklerini, müvekkilin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, tüm ödemelerini davacıya yaptığını, öncelikle yetki itirazının kabulü ile mahkemece yetkisizlik kararı verilmesine, akabinde haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunda;
5.1.Davacı şirket tarafından ibraz edilen —-yılına ilişkin ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve dava konusu ile sınırlı kaymak kaydıyla defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, davacı şirketin defterlerinin kayıt nizamı bakımından uygun olduğu, davacı — lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri — takdirinde olduğu,
5.2.Davalı —-olması sebebiyle davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığı,
5.3.Tarafların tacir olduğu ve taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu,
5.4.Davacı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre; davacının davalıdan— yılı açılış bakiyesinde kaydi — alacaklı olduğu, davacının davalıya— yılında toplam — fatura düzenlendiği, karşılığında davalının davacıya toplam — ödeme yaptığı neticesinde takip tarihi itibari ile davacı —davalı — alacaklı olduğu,
5.5.Davacının —- yılında düzenlemiş olduğu davaya konu olan tüm faturaların davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş olduğu, İş bu faturaların davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, iş bu faturalar için davalı şirketin kısmi ödeme yaptığı ayrıca davacının davalı adına düzenlemiş olduğu tüm faturaları tarafların —– bildirdiği neticesinde davacı tarafından davalıya fatura muhteviyatı olan ürünlerin tesliminin yapıldığı ve davalının ilgili faturalara itiraz etmediği, iade faturası düzenlemediği,
5.6.Davacı şirketin takip tarihinden önce davalı şirketi temerrüde düşürdüğüne ilişkin dava dosyası ve icra dosyasında herhangi bir bilgi ve belge olmadığı, davacının takip tarihi öncesinde işlemiş faizi talep edip edemeyeceği ancak —– takdirinin takip tarihi öncesi işlemiş faiz talep edilebilir yönünde olması halinde takip öncesi işlemiş faizin —olduğu,
5.7.Davacı şirketin davalı şirketten takip sonrası talep edebileceği faiz miktarının tutarının infaz aşamasında İcra Dairesi’nce hesap edilebileceğini bildirir görüş ibraz etmiştir.
Davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi hususunda yazılan talimatın bila ikmal iade edildiği anlaşılmıştır.
DELİLLER
—–sayılı icra dosyası
*Davacı şirket ticari defter kayıtları
*Taraf şirketlere ait —-
*Bilirkişi raporu
*Tüm dosya kapsamı
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; Davacı tarafından başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.—- sayılı icra dosyası celp edilerek incelenmiştir.
Taraflara ticari defterlerini sunmak üzere ihtaratlı kesin süre verilmiş, davacı ticari defter ve kayıtlarını sunmuş, davalı şirketin ticari defterlerini bilirkişiye ibraz etmediği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
“Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1):—— Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirle, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketidir. Davalı taraf da bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Somut Olayda taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının davalıdan — para alacağının tahsili istemiyle, —– dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığı, davalının borçlu olmadığını savunduğu, davacının alacağının bulunup bulunmadığı hususunda tarafların ticari defterleri bilirkişi marifetiyle incelendiği ve Davacı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre; davacının davalıdan—-açılış bakiyesinde kaydi— alacaklı olduğu, davacının davalıya —yılında toplam — fatura düzenlendiği, karşılığında davalının davacıya toplam — ödeme yaptığı neticesinde takip tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten kaydi — alacaklı olduğu, davacının — yılında düzenlemiş olduğu davaya konu olan tüm faturaların davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş olduğu, İş bu faturaların davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, iş bu faturalar için davalı şirketin kısmi ödeme yaptığı ayrıca davacının davalı adına düzenlemiş olduğu tüm faturaları tarafların —- bildirdiği neticesinde davacı tarafından davalıya fatura muhteviyatı olan ürünlerin tesliminin yapıldığı ve davalının ilgili faturalara itiraz etmediği, iade faturası düzenlemediği, davalının ticari defterlerini talimat mahkemesine sunmadığı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı davasını kısmen ispat etmiş sayıldığı, davalıdan — asıl alacağının bulunduğu, davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair dosyada delil olmadığı . Faiz alacağını ispat edemediği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş , aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Alacağın likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü KÜ M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalının — sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin — asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faiz üzerinden devamına,
-FAZLAYA İLİŞKİN talebin reddine,
2-İtiraz haksız ve alacak likit bulunduğundan takdiren kabul edilen alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 187,62 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 61,04 TL (İcra Müd. Harcı 17,87 TL) toplam 78,91 TL harçtan mahsubu ile bakiye 108,71TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davayı kabul – ret oranına göre; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinden 1.014,42 -TL’nin davalıdan, 305,58 TL ‘nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.644,40 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 1.266,18 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 61,04 TL harç gideri toplamı 1.327,22 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 2.746,68 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 827,29 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —— Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/12/2021