Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/305 E. 2022/666 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/305 Esas
KARAR NO : 2022/666
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/02/2020
KARAR TARİHİ: 27/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:
Davacı tarafından vekili aracılığıyla verilen dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu bu ticari ilişkiden kaynaklı alacaklarının tahsili amacıyla——-dosyası ile alacaklarının tahsili amacıyla icra takibinde bulunduklarını, davalının itirazı ile takibin durduğunu belirterek, Davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılarak karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:
Davalı davacının dava dilekçesindeki iddialarına vekili aracılığıyla vermiş bulunduğu cevabi dilekçesinde; müvekkili şirkete teslim edilmiş her hangi bir malın bulunmaması nedeniyle, müvekkili şirketin davacı şirkete her hangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafından müvekkiline mükerrer takip yapıldığını belirterek, Davacının davasının reddine, %20’ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılarak karar verilmesini talep etmişlerdir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Davalı tarafın defter inceleme gününe katılmadığı ve defterlerini ibraz etmediği, davacı tarafın defterlerinin talimat yolu ile incelendiği, teknik bilirkişi tarafından rapor ibraz edildiği görüldü.
Teknik bilirkişi ayrıntılı raporu sonuç kısmında; ”
1-Davacının bilirkişi incelemesine sunmuş bulunduğu —–yılları ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin kanunun belirlemiş olduğu yasal süreler içerisinde yaptırılmış olduğu,
2- Davacı ile davalı şirket arasında mal/ hizmet alım satımına dayalı ticari ilişkin mevcut olduğu,
3- davacı şirket ticari defter ve kayıtlarında davacının davalıdan —- alacaklı olarak gözüktüğü,
4-Davacı şirket tarafından davaya ve takibe konu edilen fatura ve faturanın içeriğini oluşturan mal/ hizmetin davalıya verildiğinin “ fatura kaydının her iki tarafın —– yer alması, yasal süreler içerisinde fatura ve muhteviyatına yapılmış bir yazılı itirazın dosya kapsamında mevcut olmaması, davalı şirket tarafından davacı şirkete verilmiş taahhütname incelendiğinde” kanıtlanmış olduğu,
5- Kural olarak herkes iddiasını kanıtlamak zorundadır. Davalı şirket tarafından teslimi kanıtlanmış bulunan faturanın bedelinin ödendiğinin geçerli bir ödeme belgesi ile kanıtlanması gerekmektedir.
6- Davalı şirket tarafından geçerli bir ödeme belgesinin ibraz edilememesi durumunda davacının davalıdan olası alacağının —–kadar olabileceği,
7- Davacı tarafından takip tarihine kadar —- Faiz talep edilmiş olup bu tutar tarafımdan hesaplanan tutardan daha düşük bir tutar olduğu ”
hususlarında rapor takdim edildiği görüldü.
Deliller:
—- sayılı dosya uyap kayıtları,
*Tarafları —-
*Bilirkişi raporu,
*Dosya kapsamı,
İnceleme ve Gerekçesi:
Dava; Davacı tarafından başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.
——— sayılı icra dosyası celp edilerek incelenmiştir.
Taraflara ticari defterlerini sunmak üzere ihtaratlı kesin süre verilmiş, davacı ticari defter ve kayıtlarını talimat mahkemesi bilirkişi inceleme talebi ile sunmuş, davalı şirketin ticari defterlerini bilirkişiye ibraz etmediği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.——— Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
“Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): ——– Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirle, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. ——— Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Davacı taraf bir ticaret şirketidir. Davalı taraf da bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Somut Olayda davacı ve davalı arasında mal alım satım nedeni ile ticari ilişki bulunduğu, tarafların ticari defter ve kayıtları bilirkişi marifetiyle incelettirilerek rapor alınmış, davacı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre davacı şirketin davalı şirketten kaydi ———– alacaklı olduğu, verilen kesin süreye ve ihtara rağmen davalının ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, tarafların davaya konu faturaları vergi dairelerine alış satış faturası olarak bildirdiği, davalının süresinde faturaya itirazlarının bulunduğuna dair dosyaya delil sunmadığı, davalının ödemeye dayalı itiraz ve delillerinin bulunmadığı, ———- bildirim yapılan faturaların ve ticari deftere kaydı yapılan faturaların içeriğindeki malların teslim edilmediği iddiasını artık davalının ispat etmesi gerektiği, teslim edilmediğine dair iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Alacağın likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
2-Davalının —– sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin —— asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle DEVAMINA,
3-Hükmedilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde alınması gerekli 8.020,13-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.005,04-TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.015,09-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca——– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 921,10-TL yargılama gideri ile davacı tarafça yatırılan başvuru harcı 54,40TL, peşin harç 2.005,04-TL, vekalet harcı 7,80TL, tedbir harcı 89,60-TL toplam 2.156,84- TL’ nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 18.611,18-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzene karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ————Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/10/2022