Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/3 E. 2021/128 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1115 Esas
KARAR NO : 2021/235
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2019
KARAR TARİHİ : 18/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:
Müvekkilin davalı —— ticari ilişkilerinden dolayı açık hesap işlemlerinden doğan ödemelerinin yapılmadığını, söz konusu alacağın tahsili amacıyla görüşmeler yapıldığını, davalı tarafın ödemeden imtina etmesi sonucu icra takibi başlatıldığını, davalı itirazının alacağı geciktirmeye yönelik, haksız ve kötü niyetli olduğundan, itirazın iptalini talep etme zorunluluğu doğduğunu, Davacı müvekkilinin —- asıl alacaklı olduğunu Bu nedenlerle———- dosyasındaki itirazın iptaline, takibin devamına, %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkil şirkete verilmesine, tüm yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve delil bildirimlerine İlişkin tebligatların davalı tarafa tebliğ edilmesine rağmen,dava dosyasında davaya cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır
Mahkememizce davacı ticari defterlerinin incelenmesi için talimat yazıldığı görüldü.
———- bilirkişi raporunda sonuç kısmında;
1.Davacı tarafın dava dosyasında bulunan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içinde yaptırıldığı, defter kayıtlarının dayanağı belgelerle uyumlu olduğundan 6102 sayılı T.T.K 64-65-66 maddelerine göre sahibi lehine kesin delil olma özelliğine haiz olduğu,
2.Davacı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir mal ve hizmet sözleşmesi olmadığmdanjlişkinm Açık Hesap ilişkisi olarak değerlendırildiği,takib|s konu olan faturaların ve bu faturalara ilişkin ödemelerin defter kayıtlarında yer almış olması iki taraf arasında bir ticari İlişkinin mevcut olduğu,
3.Takibe konu olan faturaların muhteviyatı hizmetin davalıya teslirrj edildiği ve fatura muhteviyatına veya bedeline davalı tarafından herhangi bir itiraz yapılmadığından dolayı, 6102 sayılı T.T.K. 21/2 maddesine göre 8 gün içinde itiraz edilmeyeH fatura muhteviyatının kabul edilmiş olduğu,
4.Davalı şirketin ——– ana para tutarında borçlu durumda olduğu, bu tarihten sonra davalı tarafından davacıya yapılmış herhangi bir ödeme kaydının bulunmadığı,
5.Davalı şirketin takip konusu faturalar muhteviyeti hizmeti alamadıkları veya bahsi geçen faturaların kendilerine tebliğ edilmediği şeklinde bir itirazın bulunmadığı,bu sebeple bahse geçen fatura bedellerinin davacı tarafa ne şekilde ödendiğinin ispat külfetinin davalı tarafa ait olduğu,
6.Davalı şirketin davacı şirket’e toplam —–tutarlı borcu için, taraflar tacir olduğundan ticari işlerde temerrüt faiz için öngörülen Avans faiz oranı yıltık üzerinden ve icra takip tarihi olan — tarihinden dava tarihi olan—- tarihine kadar hesap edilecek avans faiz hesabıyla, ———— borçlu olacağı ” görüş ve kanaati ile rapor ibraz edildiği görüldü.
Mahkememizce davalı ticari defterlerinin incelenmesi için talimat yolu ile —— bilirkişisine rapor aldırıldığı görüldü.
———– tarihli bilirkişi raporunda sonuç kısmında;
” •-Davalının ticari defterlerinin tetkiki ile ; İcraya konu edilen faturaların —— muavin hesaba yansıtıldığı,
•Toplamda —– olduğu ,buna karşılık davacı hesabına — ödeme yapıldığı, davacı tarafın bakiye alacağının —–olduğu, Davalı Ticari Kayıtların “tek düzen muhasebe usul ve esaslarına uygun” olarak tutulduğu,
• -Davalının tarafıma ibraz ettiği ve Rapor ekindeki cari hesap/muavin defter kayıtları incelendiğinde; — tarihi itibarıyla davalının cari hesap bakiyesinin — olduğu , yani davalının «davacıya —borcunun olduğu , bu tutarın muhasebe kayıt kodu olan —- izlendiği,
• -Taleple bağlılık ilkesi gereğince: Davacının, davalıdan —– tutarında alacağı talep ettiği,
• -Davalı borçlunun, ——sayılı icra takibine yaptığı itirazın yersiz olduğu,
• -Davalının, Takip tarihi itibarıyla —– anapara ve takip tarihinden ,tahsiline kadar yürütülecek ticari avans faiz oranından sorumlu olacağı ” sonuç ve kanaatini rapor etmiştir.
Bilirkişi raporlarının taraflara usulüne uygun tebliğ edildiği, davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi sunmuş olduğu görüldü.
Davacı vekili duruşmalardaki beyanlarında özetle: Dava dilekçesini tekrar ettiklerini, davanın kabulüne karar verilmesini beyan ettiği görüldü.
Davalı tarafın usulüne uygun tebligatlara rağmen duruşmalara hiç katılmadığı görüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Davaya konu uyuşmazlığın tespiti; Taraflar arasında yer alan ticari ilişki nedeniyle fatura ve cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalinin gerekip gerekmediği, icra inkar tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, —- takip dosyasının incelenmesinde; —- tarihinde davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekili tarafından ——- tarihli itiraz dilekçesinde Borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın —— tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Eldeki davanın faturadan kaynaklı para alacağına ilişkin olduğu, fatura alacağı için davacının ilâmsız icra takibi başlattığı ve davalı-borçlu şirketin takibe itiraz ettiği anlaşılmıştır. Para borçları, alacaklının yerleşim yerinde ifa edilir. Ortada bir para alacağı varsa davacı-alacaklının yerleşim yerinde icra takibi başlatmasında ve dava açmasında usûle aykırı bir yön görülmediğinden davalı-borçlunun icra dairesinin yetkisine yaptığı itiraz reddedilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Davaya Konu Alacakların Tesbiti Yönünden İnceleme;
Davaya konu alacağın varlığını ve faturaya konu mal ve hizmetin sağlandığını davacı tarafından ispat edilmesi gerekir, davalı süresinde cevap dilekçesi sunmadığından davacının iddialarını inkar etmiş varsayılmıştır
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve rapor aldırılmıştır.
Bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı incelendiğinde ; Davalının ticari defter ve kayıtları , davacının ticari defter ve kayıtları ile uyumlu olduğu , davalının ticari ve defter kayıtlarına göre davacıya—- borcunun bulunduğu , bu tutarın muhasebe kayıt kodunun davalının defterlerinde —- satıcılar hesabında izlendiği , taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının davalıdan ——— alacaklı olduğu ve davalının itirazının yersiz olduğu anlaşılarak itirazın iptaline karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
-Davalının —-dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin toplam —–asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle devamına,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 439,050-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 109,77 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 329,28-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.768,50-TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 109,77-TL harç, başvuru harcı 44,40-TL ve vekalet harcı 6,40-TL toplam yapılan harcama olarak 1.929,07-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4080-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
8-Davalı tarafından yapılan masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——– Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/03/2021