Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/298 E. 2021/81 K. 29.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/27 Esas
KARAR NO : 2021/210
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/2020
KARAR TARİHİ : 11/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı ———müvekkili——- tarihli, ticari amaçlı —- imzalandığını, sözleşme hükümlerine göre müvekkili şirketin, dava dışı——- kullandırmayı, davalı borçlularının da krediye müteselsil kefil olmayı taahhüt ettiğini, müvekkili kurumun dava dışı asıl borçlu ——— kredi kullandırmak suretiyle sözleşme gereği üzerine düşeni yerine getirdiğini, ancak ne dava dışı asıl borçlu şirketin ne de davalı borçlu müteselsil kefillerin taahhütlerini yerine getirmediklerini, kredinin geri ödenmemesi üzerine——– kat ihtarının gerek asıl borçluya gerekse müteselsil kefil olan davalılara keşide edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine dava dışı asıl borçlu ——- hakkında menkul rehininin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine, davalı borçlu hakkında ise———– dosyasından haciz yolu ile icra takibine geçildiğini, davalı müşterek borçlular tarafından, borcun ödenmediği gibi, müvekkili kuruma herhangi bir borcunun olmadığını beyan ederek, borcun tamamına, faizine ve ferilerine itiraz ettiklerini, müvekkilinin davalıdan alacağının likit olduğunu, likit bir alacak için davalı borçluların borca itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, sözleşmenin 4. maddesinin “kredinin geri ödenmesi, muacceliyet ve temerrüde ilişkin” bölümünde müşteri ve müteselsil kefillerin temerrüde düşmesi durumunda uygulanacak faiz oranının açık olarak belirtildiğini, davalıların temerrüt faizini ödemeyi peşinen kabul ettiğini beyan ederek, ————- üzerinden itirazın iptaline, —– asıl alacağa takip tarihinden itibaren — oranından, ——–asıl alacağa takip tarihinden itibaren——— asıl alacağa takip tarihinden itibaren———- oranından, işleyecek temerrüt faizleri, ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı taraf duruşmaya gelmedeği gibi her hangi bir cevap vermemiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunda;
Davacı———– tarihi itibariyle,
A) Davalı-müteselsil kefil ——- dava dışı ——– kullandırılan,
——- numaralı —- kaynaklanmış,——- alacağının olduğu,
—- numaralı — kaynaklanmış, —– alacağının olduğu,
—- numaralı —– alacağının olduğu,
——–numaralı — kaynaklanmış, —— alacağının olduğu,
—— numaralı— kaynaklanmış,—– alacağının olduğu,
———İhtarname masraflarından kaynaklanmış, —– yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ilgili —– yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ilgili —- yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ilgili —–numaralı noterlik makbuzuna göre; — yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ilgili —- yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ilgili —numaralı noterlik makbuzuna göre; ——– alacağının olduğu,
Davacının “takip tarihi itibariyle” hesaplanan toplam alacağı—- olduğu,
B)Davalı – müteselsil kefil —- dava dışı ——— kullandırılan,
—– numaralı taksitli—— alacağının olduğu,
—- numaralı —- kaynaklanmış, ———- alacağının olduğu,
—- numaralı ———- alacağının olduğu,
—–numaralı —— alacağının olduğu,- İhtarname masraflarından kaynaklanmış, ————yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ilgili ———- yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ilgili — numaralı noterlik makbuzuna göre; —- yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ilgili — numaralı noterlik makbuzuna göre;—- yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ilgili — numaralı noterlik makbuzuna göre; —- olmak üzere, toplam —— alacağının olduğu,
Davacının “takip tarihi itibariyle” hesaplanan toplam alacağı —– olduğu,
—-Dava tarafından, aynı kredi borçları için, dava dışı—- aleyhine, ——- taşınır rehininin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatılmış olup, tahsilde tekerrür oluşturmamak ve Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi uyarınca; takip tarihinden sonra yapılabilecek kısmi tahsilatların öncelikle işlemiş faiz, masraf ve borcun ferilerine mahsubu sağlanmak kaydıyla, takip tarihinden asıl alacağın tamamen ödendiği tarihe kadar, ——-
(1)——– asıl alacağa yıllık —–
(2)—- numaralı—–asıl alacağa yıllık —
(3)—-numaralı —-asıl alacağa yıllık —-
(4)—–numaralı ——–asıl alacağa yıllık— —
(5) —-numaralı ————–asıl alacağa yıllık — Gecikme faiz oranları üzerinden temerrüt faizi hesaplanmak suretiyle, takibin bu rakamlar üzerinden devam edeceği; sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
DELİLLER ;
—— —-, ödeme planları
———
*Davacı tarafça davalılara tebliğ edilen hesap kat ihtarnameleri
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibariyle, ———sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,—- takip dosyasının incelenmesinde; ——- tarihinde davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu vekili tarafından —— tarihli itiraz dilekçesinde Borca veferilerine itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın —- tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
DAVALILAR VEKİLİNİN ASIL BORÇLU HAKKINDA KONKORDATO KARARI VERİLDİĞİNE DAİR İTİRAZININ İNCELENMESİ;
Davalılar vekili müvekkileri ile ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan dava dışı ——- hakkında ———– sayılı dosyası ile konkordato kararı verildiği, bu konkordato kararından müvekkillerinin de yararlanması gerektiğine ilişkin itiraz ileri sürülmüştür.
Bilindiği üzere kefil asıl borçluya ait bütün def’ileri ve itirazları alacaklıya karşı ileri sürme olanağına sahiptir.Kefaletin feriliği bir anlaşmazlık halinde alacaklının sadece kefaletin değil asıl borçlunun da varlığını ispat etmesini zorunlu kılmaktadır.Ferilik prensibinin yasalarla düzenlenmiş bazı istisnaları bulunmaktadır.Bu istisnalar şu şekilde sıralanabilir.Konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklı, konkordato tasdik edilse bile kefile karşı alacağın tamamını talep etme hakkını muhafaza eder.(İKK.madde 295/1) Yine TBK nun 586. Maddeleri devamında da borçluya konkordato mehli verilmiş olması koşulu varsa alacaklı doğrudan doğruya kefile başvurabileceğine ilişkin düzenlemeler mevcuttur.Dosya arasında asıl borçlu aleyhine alınan konkordatoya alacaklı tarafından muvafakat edildiğine dair dosyaya herhangi bir belge sunulmamıştır. Sonuç olarak , konkordato süreci içerisinde asıl borçlu aleyhine getirilen takip yasağı; yalnızca asıl borçlu için geçerli olup konkordatoya muvafakat etmemiş olmak kaydıyla alacaklı tarafından doğrudan kefillere başvurulması mümkün olup kefiller aleyhine icra takibi başlatılmasında hukuken herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.
DAVALILAR VEKİLİNİN ASIL BORÇLU TARAFINDAN REHİN İLE TEMİNAT ALTINA ALINAN ALACAK OLDUĞUNA DAİR İTİRAZININ İNCELENMESİ;
İİK.45 MADDE :” Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir.Ancak rehinin borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla takip edebilir.” hükmü yer almaktadır.
İİK.nun 45.maddesine dayalı itirazın kamu düzenine ilişkin olup süreye bağlı olmaksızın asıl borçlu tarafından dayanılabilecek yasal düzenleme olduğunu, İİK.nun 45/1. Maddesinin müşterek ve müteselsil kefiller hakkında uygulanamayacağını kredinin verildiği tarihte yürürlükte olan 6098 sayılı TBK.nun 586. Maddesi gereğince, “kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmiş ise, alacaklı borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehinini paraya çevirmeden kefili takip edebilir” hükmünden anlamaktayız. Alacaklının asıl borçluya müracaat etmeden ve rehinleri paraya çevirmeden kefiller hakkında icra takibi yapabileceğini, ancak kefilin, kendi kefalet borcunun teminatı olarak, ipotek veya rehin vermiş olması halinde İİK.nın 45’den faydalanarak, borçlu kefilin verdiği ipotek veya rehin kendi kefaletini karşılayacak miktarda ise sadece öncelikle rehinin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine itiraz edebileceğini, oysa davadışı asıl borçlunun asıl borcun teminatı olarak araç rehni verildiği görülmekte olup borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması kaydıyla, asıl borçluya takip yapmaksızın kefil hakkında haciz yolu ile kefile başvurulacağı, davacı/borçlunun kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olması ve kefillerin kendi kefalet borçlarına ilişkin verilen bir teminat söz konu olmadığı ayrıca asıl borçlunun ifada gecikmiş olması sebebiyle,( asıl borçlu hakkında konkordato kararı verildiği) rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapılmamış olsa dahi tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ilamsız icra takibi yapılabileceğinden davalı yanın bu yöndeki itirazlarına itibar edilmemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi ayrıntılı raporunda;
—– Davacı ——- takip tarihi itibariyle,
A) Davalı-müteselsil kefil —– dava dışı ——– kullandırılan,
(1)—- numaralı — kredisinden kaynaklanmış, ———-alacağının olduğu,
(2)—– numaralı —– kredisinden kaynaklanmış,—- alacağının olduğu,
(3)——numaralı — kredisinden kaynaklanmış,——- alacağının olduğu,
(4)—— numaralı — kredisinden kaynaklanmış, ——- alacağının olduğu,
(5)—- numaralı — kredisinden kaynaklanmış, ——— alacağının olduğu,
–İhtarname masraflarından kaynaklanmış, — yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ilgili — numaralı noterlik makbuzuna göre; — yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ilgili —- numaralı noterlik makbuzuna göre; — yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ilgili— numaralı noterlik makbuzuna göre; — yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ilgili —- numaralı noterlik makbuzuna göre; — yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ilgili —- numaralı noterlik makbuzuna göre; —- olmak üzere, toplam ——–alacağının olduğu,
Davacının “takip tarihi itibariyle” hesaplanan toplam alacağı ——– olduğu,
B)Davalı – müteselsil kefil —– dava dışı ——- kullandırılan,
(1)—- numaralı — kredisinden kaynaklanmış, ——- alacağının olduğu,
(2)—– numaralı — kredisinden kaynaklanmış, ——-alacağının olduğu,
(3)—– numaralı taksitli ticari [araç] kredisinden kaynaklanmış, ———–alacağının olduğu,
(4)—- numaralı —— kredisinden kaynaklanmış, ———alacağının olduğu,- İhtarname masraflarından kaynaklanmış, – yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ilgili —- numaralı noterlik makbuzuna göre; — yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ilgili– numaralı noterlik makbuzuna göre; —- yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ilgili — numaralı noterlik makbuzuna göre;—- yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ilgili—–numaralı noterlik makbuzuna göre;—–olmak üzere, toplam —- alacağının olduğu,
Davacının “takip tarihi itibariyle” hesaplanan toplam alacağı —– olduğu,
Dava tarafından, aynı kredi borçları için, dava dışı —–aleyhine,—— taşınır rehininin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatılmış olup, tahsilde tekerrür oluşturmamak ve Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi uyarınca; takip tarihinden sonra yapılabilecek kısmi tahsilatların öncelikle işlemiş faiz, masraf ve borcun ferilerine mahsubu sağlanmak kaydıyla, takip tarihinden asıl alacağın tamamen ödendiği tarihe kadar, —-
(1)—— asıl alacağa yıllık —
(2)———- asıl alacağa yıllık —–
(3)—- asıl alacağa yıllık —-
(4)—- asıl alacağa yıllık —–
(5) —- asıl alacağa yıllık —– faiz oranları üzerinden temerrüt faizi hesaplanmak suretiyle, takibin bu rakamlar üzerinden devam edeceği yönünde rapor ibraz etmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davalıların yapılan bilirkişi incelemesinde borçlu olduğunun belirlendiği ve mahkememizce aldırılan raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalara ve faizine ilişkin açıklama ve değerlendirmelere mahkememizce de itibar edildiği ve davalıların itirazında haksız olduğu kanaatine varıldığından, takibin belirlenen miktarlar üzerinden itirazın iptali talep edile devamı ile yine itirazın iptaline karar verilmiştir.
İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibe konu alacağın likit olması zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut olduğunda ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.
Eldeki davada, dava konusu nakdi kredi alacağı likit (belirlenebilir) olup hükme esas alınan miktar üzerinden davacı yararına ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar vermek gerekmiştir ——-
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalıların —— sayılı icra takibine yaptığı itirazın,
– Davalı —- üzerinden iptali ile yine bu davalı yönünden — asıl alacağa yıllık — oranında , — asıl alacağa yıllık — oranında, — asıl alacağa yıllık — oranında, — asıl alacağa yıllık — asıl alacağa yıllık — oranında temerrüt faizi ve iş bu temerrüt faizine—- uygulanmak suretiyle birlikte tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla DEVAMINA,
-Davalı — olmak üzere toplam;—- üzerinden iptali ile yine bu davalı yönünden —- asıl alacağa yıllık — oranında ,— asıl alacağa yıllık —oranında, — asıl alacağa yıllık — oranında, — asıl alacağa yıllık—- oranında temerrüt faizi ve iş bu temerrüt faizine ————- uygulanmak suretiyle birlikte tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla DEVAMINA,
3-Davalıların icra takibine haksız olarak itiraz ettiği, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşılmakla İİK.nun 67.maddesi gereğince asıl alacağın—- % 20 oranına isabet eden ——-icra inkar tazminatının yarı oranında müşterek borçlular olan davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde alınması gerekli 4.663,38 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan ——— harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——-bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan başvuru harcı, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 946,90 TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 824,46 TL harç toplamı 1.771,36 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.674,83 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/03/2021