Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/261 E. 2021/897 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/261 Esas
KARAR NO: 2021/897
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/01/2020
KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine —-cari hesap alacağına ilişkin ilamsız icra takibine geçildiğini,—- ilamıyla davalı tarafından yapılan takibe ilişkin İtirazın süresinde olduğuna karar verildiğini, duran takibe devam edilebilmesi için işbu davanın açılması gerektiğini, davalı ile müvekkil şirket arasında kimyasal nitelikteki ürünlerin—–yapılmakta olduğunu, satıma konu malların irsaliye ile teslimi fatura kesilmesi ve cari hesap üzerinden çalışıldığını, davalının, müvekkil şirket nezdindeki cari hesap borcu —— bu tutarın dikkate alınarak; davalı hakkında icra takibine geçildiğini, dilekçe ekinde, bir kısım faturalar, irsaliyeler, cari hesap özeti sunulmakta olduğunu, davalının itirazı kötü niyetli olduğunu, bu bakımdan işbu davanın açılması zorunluluk oluştuğunu, borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğundan, borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkuileri ile —- ve alacaklarının uygun bir teminat karşılığı ihtiyaten haczine karar verilmesini, İtirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, davanın %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanı müvekkil şirket ile aralarında kimyasal nitelikteki ürünlerin—— ticareti yapıldığını, satıma konu malların irsaliye İle teslim edilerek fatura kesildiğini, cari hesap ürerinden çalışıldığını, —— tarihi itibariyle —— cari hesap alacağı olduğundan bahisle huzurdaki davayı açtığını, davacının iddiaları asılsız ve mesnetsiz olup müvekkilinin davalıya bir borcu olmadığını, davacı yan müvekkiline ayıplı kimyasal ürün gönderdiğini, müvekkilini mağdur ettiğini, gönderdiği ürünlerin paketleri açık olduğu gibi, ürünlerin kullanıldığı ——- nedeniyle müvekkil şirket davacıdan aldığı ürünleri kullanarak yaptığı işlerin karşılığını alamamış ve zarara uğradığını, müvekkilinin davacıdan satın aldığı ürünlerdeki ayıplar ancak müvekkilinin yaptığı işlerde bu ürünleri kullanması ile ortaya çıktığını, müvekkili ayıptan haberdar olduğunda durumu derhal davacıya bildirdiğini, satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmamasından sorumlu olduğu gibi kutanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydalan ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan, maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmamasından, satılan üründeki eksiklikten, niteliksizlikten, elverişsizlikten de tüm bunları bilmese bile sorumlu olduğunu, davacı, ürünlerin ayıplı olmasında ağır kusurlu olduğunu, müvekkil şirketin, davacıya herhangi bir borcu olmadığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu olmadığından davacının haksız ve hukuka aykırı takibine itiraz etmek durumunda kaldığını, davacının taleplerinin reddine karar verilmesini, %20 oranında davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunda;
5.1.Davalı şirket tarafından ibraz edilen —– yılına ilişkin ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ancak davalı şirketin ticari defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun OLMADlGl, mesnetsiz kayıtların bulunduğu, davalı şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri Sayın Mahkemeniz takdirinde olduğu,
5.2.Davacı şirket tarafından ibraz edilen—- yıllarına ilişkin ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, davacı şirketin defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun olduğu, davacı şirket lehine şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri —– takdirinde olduğu,
5.3.Tarafların tacir olduğu ve taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu,
5.4.Davacı şirketin ticari defter ve dayanaklarına itibar edilmesi gerektiği; davacının davalıya — yılında toplanı— fatura düzenlendiği, karşılığında davalı tarafın davacı tarafa —- ödeme yaptığı, neticesinde takip tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten kaydi ——- alacaklı olduğu,
5.5.Davacının davalı adına düzenlemiş olduğu aylık bildirim limiti üstünde kalan tüm faturaları, davanın taraflarının —– bildirdiği, Tarafların Beyanlarının birbirleriyle uyumlu olduğu, aynca davalının ilgili faturalara yasal süre içersinde itiraz etmediği ve iade faturası düzenlemediği,
5.6.Davalı şirketin davacı adına düzenlemiş olduğu—-tutarındaki fiyat farkı faturasının davalı tarafından —- bildiriminin yapıldığı, Ancak davacı tarafından bildiriminin yapılmadığı,
5.7.Dava dosyasında, davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin herhangi bir belgenin olmadığı ——- takdirinin takip öncesi işlemiş faizin talep edilebilir yönünde olması halinde, işlemiş faizin 703,08.-TL olduğu,
5.8.Davacı şirketin davalı şirketten takip sonrası talep edebileceği faiz miktarının tutarının infaz aşamasında İcra Dairesi’nce hesap edilebileceği
5.9.Tarafların icra inkâr tazminatı taleplerine ilişkin takdirin ise — ait bulunduğunu bildirir görüş ibraz etmiştir.
teknik bilirkişi Ek raporunda;
6.1.BilirkiĢi Heyeti Kök raporunun — maddesinin SEHVEN yazıldığı, davacı şirket
tarafından ibraz edilen—– ticari defterlerin; açılış ve
kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının
birbiri doğruladığı, davacı şirketin defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun
olduğu,
6.2.Taraflarca ileri sürülen itirazlar kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda,
kök raporda sunulan görüşlerimizde değişiklik yapılmasını gerektirecek bir
hususun bulunmadığı, bu sebeple kök rapordaki kanaatlerimizi muhafaza
ettiğini bildirir görüş ibraz etmiştir.
DELİLLER
—-
—-
*Taraf şirketlere ait —-
Bilirkişi raporu
*Tüm dosya kapsamı
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı dava dilekçesinde; davalının, müvekkil şirket nezdindeki cari hesap borcu — tarihi itibariyle —-bu tutarın dikkate alınarak; davalı hakkında icra takibine geçildiğini, dilekçe ekinde, bir kısım faturalar, irsaliyeler, cari hesap özeti sunulmakta olduğunu, davalının itirazı kötü niyetli olduğunu, bu bakımdan işbu davanın açılması zorunluluk oluştuğunu, borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğundan, borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkuileri ile 3 Şahıslardaki hak ve alacaklarının uygun bir teminat karşılığı ihtiyaten haczine karar verilmesini, İtirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, davanın %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davacı yanı müvekkil şirket ile aralarında ——- ticareti yapıldığını, satıma konu malların irsaliye İle teslim edilerek fatura kesildiğini, cari hesap ürerinden çalışıldığını, —- tarihi itibariyle —- cari hesap alacağı olduğundan bahisle huzurdaki davayı açtığını, davacının iddiaları asılsız ve mesnetsiz olup müvekkilinin davalıya bir borcu olmadığını, davacı yan müvekkiline ayıplı kimyasal ürün gönderdiğini, müvekkilini mağdur ettiğini, gönderdiği ürünlerin paketleri açık olduğu gibi, ürünlerin kullanıldığı okul ve spor salonunda da çatlak ve soyulmalar olması nedeniyle müvekkil şirket davacıdan aldığı ürünleri kullanarak yaptığı işlerin karşılığını alamamış ve zarara uğradığını, davacının alacağının bulunmadığını beyan etmiştir.
—- sayılı icra dosyası celp edilerek incelenmiştir. Davacı itirazın iptali davasını —— yıllık dava açma süresi içinde açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflara ait uyuşmazlık yıllarına ilişkin vergi dairesi kayıtları celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Davacının alacağının olup olmadığı hususunda tarafların ticari defterlerinin delil olarak dayanıldığı anlaşılmış ve mahkememizce taraflara ticari defterlerini incelemek üzere bilirkişi inceleme yaptırıldığı, tarafların ticari defterlerini ibraz ettiği anlaşılmaktadır.
Davalı tarafa davaya konu alacağa ilişkin teslim edilen ayıplı ürünlerin ayıp ihbarına ilişkin delillerini sunması için —-kesin süre verilermiş, davalı tarafından ayıp ihbarına ilişkin yazılı belge sunmadığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında davalının ayıp iddiasını ispat edemediği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): —– Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, ——-
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketidir. Davalı taraf da bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Somut olayda ; Taraflar arasında iki tarafın kabulü doğrultusunda mal alım satımına dayalı ticari ilişki olduğu anlaşılmaktadır.Davalı şirket tarafından ibraz edilen—- yılına ilişkin ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ancak davalı şirketin ticari defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun olmadığı , davacının ticari defterleri ise uygun olduğu,Davacı şirketin ticari defter ve dayanaklarına itibar edilmesi gerektiği; davacının davalıya — fatura düzenlendiği, karşılığında davalı tarafın davacı tarafa —ödeme yaptığı, neticesinde takip tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten kaydi— alacaklı olduğu,davacının davalı adına düzenlemiş olduğu aylık bildirim limiti üstünde kalan tüm faturaları, davanın taraflarının —- bildirdiği, Tarafların Beyanlarının birbirleriyle uyumlu olduğu, aynca davalının ilgili faturalara yasal süre içersinde itiraz etmediği ve iade faturası düzenlemediği,Davalı şirketin davacı adına düzenlemiş olduğu —– tutarındaki fiyat farkı faturasının davalı tarafından— bildiriminin yapıldığı, Ancak davacı tarafından bildiriminin yapılmadığı,dava dosyasında, davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin herhangi bir belgenin olmadığı , davalının ayıp iddiasının soyut kaldığı ispat edemediği anlaşıldığından davacının davalıdan —-asıl alacağının bulunduğu davalının temerrüdüne dair dosyada delil bulunmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, işlemiş faize yönelik talebin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibe konu alacağın likit olması zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut olduğunda ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.
Eldeki davada, dava konusu nakdi kredi alacağı likit (belirlenebilir) olup hükme esas alınan miktar üzerinden davacı yararına ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar vermek gerekmiştir —-
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
-Davalının—- sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin toplam —- asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle devamına,
-İşlemiş faize yönelik talebin REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 5.196,83 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 928,58 TL (İcra Müd. Harcı 384,42 TL) toplam 1.313,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.883,82 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.713,90 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 1.696,76 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 928,58 TL harç gideri toplamı 2.625,34 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 10.690,02 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 200,00 TL yargılama giderinin davanın red oranına göre belirlenen 2,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 806,63 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/12/2021