Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/248 E. 2021/192 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/248 Esas
KARAR NO : 2021/192

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2019
KARAR TARİHİ : 09/03/2021

Dava, İstanbul Anadolu —-. Tüketici Mahkemesinde —— açılmış, İstanbul Anadolu —-. Tüketici Mahkemesince —– verilmiş, verilen görevsizlik—– tarihinde kesinleşmiş olup huzurdaki dava dosyası Mahkememize —– tarihinde tevzi edilmiştir.
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA /TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının, davalı şirketin müşterisi olduğunu, ödemelerin düzenli bir şekilde ———-hesabından —- yapıldığını, önceki fatura bedellerinin 300-TL ile 500-TL iken son düzenlenen—- olarak çıktığını, iptali için davalı şirkete başvuru yapıldığını ancak olumlu cevap alamadığını, davacıya borç ihbarnamesinin gönderildiğini ve 5 iş günü içerisinde ödeme yapmadığı takdirde sözleşmenin feshedileceği ve elektriğinin kesileceğinin yazıldığını, davalı kurumun tüm itirazlara rağmen davacıya ait işyerindeki elektriği keserek davacının zarara uğradığını — etmiş, bu nedenle davalı kurumca düzenlenen 18/03/2019 tarihli 21.946,20-TL’lik faturanın iptaline, yargılama sonuna kadar ihtiyati tedbir kararıyla enerji kesintisinin durdurulmasını, yargılama giderleri ve ücreti vekâletinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının restoran niteliğindeki iş yerinde kullanmış olduğu elektrikle ilgili dava açması nedeniyle mahkemenin görevsiz olduğunu, davacının arabuluculuk yoluna başvurmadan dava açtığını, davacıya yansıtılan ilgili fatura —kaynaklı olmakla mevzuata uygun şekilde tahakkuk ettirildiğini, elektriğinin verilen süre içerisinde ödenmemesi üzerine kesildiğini, bu nedenle davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Davacının tacir olup olmadığının tespiti için Mahkememizce araştırma yapılmış, —– Müdürlüğünün 20/03/2020 tarihli cevabî yazısında; davacı ———-bilanço esasına göre defter tuttuğu bildirilmiştir. Bilanço esasına göre ticari defter tutan kişinin tacir olduğunun kabulü gerekir. Tacir olan davacının iş yerine ilişkin —— dava konusu edildiği, davacının lokanta ve restoran faaliyetiyle iştigal ettiği, bu yönüyle uyuşmazlığın davacı ve davalı tacirin ticari işletmesinden kaynaklandığı, huzurdaki davanın nispi ticari davaya vücut verdiği anlaşılmaktadır.
6/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ye eklenen 5/A maddesi uyarınca, “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk uygulaması 01/01/2019 tarihinden itibaren geçerlidir. Eş deyişle hukuk sistemimizde 01/01/2019 tarihinden itibaren, ticari davalarda, dava açmadan önce tarafların zorunlu arabulucuya başvurması gerekmektedir. Tarafların anlaşamadıklarına dair son oturum tutanağı arabulucu tarafından düzenlendikten sonra dava açılması uygulaması hukuk yargısında geçerlidir.
Eldeki davanın Tüketici Mahkemesinde açıldığı 01/04/2019 tarihinde ticari davalarda zorunlu dava arabuluculuk dava şartı —– Tüketici Mahkemesinde görülen (görevsizlik kararı verilmeden önceki süreçte) davanın zorunlu arabuluculuk kapsamında olmadığı düşünülse dahi görevsizlik kararı 25/12/2019 tarihinde kesinleştiğinde tarafların huzurdaki davayı ticari dava olarak gördükleri, ticari dava niteliğinde olduğunu benimsedikleri ve bu yönüyle davanın ticari dava olarak anlaşıldığının kabulü gerekir. Hâlböyleyken en geç görevsizlik kararının kesinleşme tarihinden itibaren davacının zorunlu arabulucuya başvurması gerekirdi. Ancak, davacının görevsizlik kararının kesinleştiği 25/12/2019 tarihinde ve bu tarihten önce işbu ticari dava kapsamında zorunlu arabulucuya başvurmadığı anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının —- şirketçe düzenlenen faturanın iptali, ödenen fatura bedelinin istirdadı noktasında toplanmaktadır. Davanın tüketici Mahkemesinde açılması, davanın ticari dava olma niteliğini değiştirmez. Davacı taraf, Tüketici Mahkemesince görevsizlik kararı verildikten ve görevsizlik kararı kesinleştikten sonra da ticari davalarda zorunlu arabuluculuk dava şartını yerine getirmemiştir.
Dava şartlarına ilişkin kurallar kamu düzenindendir. “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler”(HMK. 115. md.). Kanunda açıkça dava şartlarının her aşamada Mahkemece kendiliğinden araştırılacağı düzenlendiğinden, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A gereğince huzurdaki ticari davada zorunlu arabuluculuk dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usûlden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk şartı yerine getirilmediğinden dava şartı yokluğu sebebi ile DAVANIN USÛLDEN REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL karar ve ilâm harcı—- itibariyle 44,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 103,70-TL harcın davacıdan alınarak——-
4-)Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlük olan — Hükümler madde 7/2 ve — uyarınca 2.040-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-)Davalı tarafından yatırılan 6,40-TL vekâlet harcının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-)Hükmün kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1. uyarınca kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.