Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/247 E. 2021/816 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/247 Esas
KARAR NO: 2021/816
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/01/2020
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki neticesinde davalının davacı şirketten aldığı malların bedelini ödemediğini beyanla, cari hesaptan doğan —- alacağın arabuluculuğa başvuru tarihi olan —– tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı taraf duruşmaya gelmedeği gibi her hangi bir cevap vermemiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunda; Davacının —- yıllarına ait incelenen resmi defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, Davacının incelenen resmi defter ve belgelerinde,— dava takip tarihi itibarıyla davalıdan — alacaklı olduğu,
Davacının — asıl alacak talebinin yerinde olduğu,
Davacının —- arabulucuya müracaat tarihinden itibaren ticari temerrüt faiz talebinin yerinde olmadığı,
Davacının —- dava tarihi itibarıyla işleyecek ticari temerrüt faizi talep edebileceğini bildirir görüş ibraz etmiştir.
DELİLLER
—–

—-
*Tüm dosya kapsamı
İNCELEME VE GEREKÇE ;
Huzurdaki dava, İtirazın İptali ( Ticari Satımdan Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasıdır.
Davaya konu uyuşmazlığın tespiti; Taraflar arasında mevcut olduğu ileri sürülen ticari ilişki sebebiyle davacı tarafça davalı ile yapılan alım satım karşılığı alacaklarının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı dava dilekçesinde davalı ile ticari ilişkilerinin bulunduğu, fatura içeriğindeki malların bedelinin davalı tarafından ödenmediğini bu nedenle —-alacaklı olduğunu iddia etmiştir.
Davalı ise süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
Taraflara ait uyuşmazlık yıllarına ilişkin vergi dairesi kayıtları celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Davacının alacağının olup olmadığı hususunda tarafların ticari defterlerinin delil olarak dayanıldığı anlaşılmış ve mahkememizce taraflara ticari defterlerini incelemek üzere bilirkişi inceleme yaptırıldığı, davacı tarafın ticari defterlerini ibraz ettiği, davalı şirketin ticari defterlerini sunmadığı anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): —– Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketidir. Davalı taraf da bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davacı ile davalı arasında MAL ALIM SATIM nedeni ticari ilişki bulunduğu anlaşılmaktadır.Davacı yanın kayıtlarına göre davalıdan —– alacaklı olduğu, davalının verilen süre içerisinde ticari defterlerini sunmadığı, şirket yetkilisi mahkememizce isticvap edilmek üzere ihtar içerikli davetiye gönderilmiş, davetiye davalı tara usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen şirket yetkilisi duruşmaya gelmediği, defterlerini süresi içinde incelemeye sunmadığı anlaşılmakla, davacının lehine delil kabiliyeti bulunan ticari defterlerindeki kayıtlara göre davalıdan — alacaklı olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
—– tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde alınması gerekli 201,09 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 146,69 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca—–bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.136,00 TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harç toplamı 1.190,40 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.943,85 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yokluğunda miktar itibariyle KESİN olarak karar verildi. 18/11/2021