Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/246 E. 2022/44 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/246
KARAR NO : 2022/44
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 28/01/2020
KARAR TARİHİ : 04/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davalı ile olan ticari ilişkisi kapsamında Davalı’ya —- teslimden sonra ödenmek üzere toplam —– mal siparişinde bulunulduğu, taraflar arasındaki anlaşmaya uygun olarak ——–fazla olarak —- tutarında meblağı davalı hesabına havale edildiği ancak söz konusu havaleye rağmen Davalı tarafça sipariş edilen malların davacıya hiçbir şekilde teslim edilmediği ve ödenen peşinat tutarının da iade edilmediği, bunun üzerine —-dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı yanca takibe yapılan itiraz ile takibin durduğu, bunun üzerine arabulucuya başvurulduğu ve fakat —-tarihli toplantıda anlaşma sağlanamadığı belirtilerek; açıklanan nedenlerle davanın kabulüyle Davalı/Borçlunun borca/takibe itirazının iptal edilerek kaldırılmasına,
takibin—— üzerinden devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmemiş ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
—— üzerinden celp edilmiştir.
Davacı tarafa ait ticari defterler üzerinde — tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU /TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): ——-Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veye diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, tarafların ticari defterleri üzerinde ——— bilirkişisi marifeti ile incelemesine karar verilmiş ve ticari defterleri incelenerek bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. —– bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; HMK 222. Maddesinde “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması
şarttır.” şeklinde düzenlendiği, HMK 222/3 maddesinde ticari defterlerin sahibi lehinde delil olması şartlarını şu
şekilde düzenlemiştir.“ İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz..” olduğu belirtilmiştir. Bu açıklamalar ışığında, Davacı taraf yasal defterleri açılış kapanış tasdikleri
zamanında yapılmış olduğu, yasal defterlerde kazıntı ve çizintiye rastlanmadığı bu nedenle lehine delil olma özelliğine sahip olduğu görüldüğü, Yapılan İncelemelerde;—- belirtilen malzemeler için davacı yanca sipariş verildiği, faturalar üzerinde yer alan —-ifadesinden de anlaşıldığı üzere; yapılacak ödemelerin —— mal tesliminde ödeme üzerine anlaşıldığı,
—tarafından davalı —–ödeme gerçekleştirildiği anlaşıldığı, davacı yanca yapılan ödemeler, davacı yan yasal defterlerinde — —-alacaklı olduğu, bu tarih sonrası geçici vergi dönemleri ile dönem sonunda değerleme yapılması zorunluluğu sebebi ile davacı tarafından —değerleme yapıldığı, —- tarafların ihtilafa düştüğü yukarıda yer alan mail ve yazışmalardan anlaşıldığı ve davacı yanca yapılan ödemelerin iadesi hususunda anlaşmaya vardıkları davalı tarafından yapılan bu ödemelerin bir kısmını iade etmesinden
anlaşıldığı, davacı tarafından davalı hesabına —olmak üzere verilen —sipariş bedelinin —- tarihinde davalı tarafından davacıya— edildiği, söz konusu bu iade işleminin davacı ——yasal defterlerinde —– iadesine ilişkin işlem yer almadığı tespit edildiği, —– davacının alacaklı olduğu hesaplanmaktadır. Faiz Talebi Yönünden Yapılan İnceleme; Davacı şirketin davalı adına —- oranı üzerinden takip tarihi olan —- tarihine kadar geçen süre için yapılacak faiz hesaplaması aşağıdaki gibi olacaktır; Başlama Tarihi Bitiş Tarihi Gün Sayısı Oran —
——- talep edebileceği hesaplanmıştır. Rapor içerisinde de detaylandırıldığı üzere; davacı şirket tarafından proformalarda belirtilen malzemeler için proforma faturalar ile davalı şirkete —- mal tesliminde ödeme üzere anlaşmaya varıldığı, davacı tarafından davalı şirkete verilen sipariş nedeni ile; — peşinatları olarak — bedeller gönderildiği, siparişin iptal edilmesi üzerine—- bedelin davacı yanca iade alındığı ancak —-o bedelin iadesine ilişkin muhasebe kayıtlarında işlem bulunmadığı, davalı vekilince icra takibine davalının “borcu olmadığı” belirtilmişse de borç bedelinin ödendiğine dair ödeme dekontu ibraz edilmediği, davacı şirketin takip tarihi olan —- tarihinde davalıdan—- alacaklı olduğu,—- için ödeme tarihinden takip tarihine kadar geçen süre için —- faiz talep edebileceği bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyada alınan rapor, davacı tarafın ticari defter kayıtları ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; davacının davalıdan mal sipariş ettiği, —– teslim sonrasının ödeneceğinin kararlaştırıldığı, peşinat olarak —üzerinde—- ödendiği, ancak teslimat yapılmadığından peşinatın iadesine ilişkin iş bu davanın açıldığı, davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin usulünce tutulmuş olduğu, davalı tarafın ticari defterlerini sunmamış olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil olarak kabul edildiği, davacının ödemeye ilişkin dekont sunduğu, ticari defterlerin delil niteliğinde olduğu ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan—— alacaklı olduğu, takip öncesi davalının temerrüde düştüğüne dair bilgi ve belge olmaması sebebiyle işlemiş faiz talebinin yerinde görülmeyeceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
2—– sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin ——asıl alacak üzerinden —– vadeli mevduat hesabına euro cinsinden uygulanan en yüksek faiz ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Asıl alacak olan 10.914,00 euro üzerinden takip tarihindeki kur ile hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Karar tarihinde alınması gerekli 4.440,93 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 954,10-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.486,83-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 2001,00-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre belirlenen 1262,75 TL ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 954,10 TL peşin harç giderinin toplamı 549,72-TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre, karar tarihindeki kur üzerinden ve kabul oranına göre belirlenen 19.049,95 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenecek 1.320-TL arabuluculuk ücretinden davanın kabul ve red oranına göre 1262,75-TL’nin davalıdan, 57,25-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ———- Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.04/02/2022