Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/239 E. 2021/945 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/239 Esas
KARAR NO: 2021/945
DAVA: Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 28/01/2020
KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil davacı ile davalı şirket arasında— ilişki mevcut olduğunu, davalı şirket müvekkilden bir kısım mallar aldığını, davalı taraf aldığı bu malların bedelini aralıklarla ödemekte iken son olarak icra takibine konu ettiğimiz cari hesap ekstresindeki bakiye kalan –davalı tarafça ödenmediğini, belirtilen —- bakiye olan alacağımız ödenmeyince davalı hakkında—— sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını ve vaki itiraz üzerine takip durduğunu, davalının bu İtirazı haksız itiraz olduğunu, müvekkili tarafından davalı şirkete ilgili mallar verildiği halde davalı şirketçe gerekli ödeme yapılmadığını, davanın kabulü ile davalının vaki itirazının iptaline, takibin devamına, davalının % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili yaptığı işlerden dolayı marka olmuş bir firma olduğunu, müvekkili ticareti gerektiği gibi yapan, borç alacak dengesini iyi düzenleyen, şirketin itibarını zedeleyecek durumlardan kaçınan, saygın bir firma olduğunu, davalar davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılacağını, müvekkil şirketin iş yeri adresinin —– olduğunu, işbu davada —- yetkili olduğunu, bu nedenle davaya hem yetki yönünden hem de görev yönünden itiraz ettiklerini, esasa ilişkin itirazlarda; müvekkilinin yapmış olduğu işlerle ilgili yapılacak ödemeleri zamanında yapan ve asla gecikmeli ödeme yapmayan bir firma olduğunu, davacı tarafın beyanlarının soyut iddialardan ibaret olduğunu, alacağın neye ilişkin olduğunu, hangi malların satın alındığını dava dilekçesinde açıklanmadığını, esasen hiçbir delil de sunulmadığını, taraflar arasında alım satım ilişkisinin bulunduğunu, ancak alınan mallar gereği gibi ifa edilmediğini, bununla ilgili olarak müvekkilinin davacı tarafı uyardığını, bu nedenlerle davacı tarafın cari hesap dökümüne dayanarak icra takibi başlatması ve icra takibine itiraz eden müvekkilime karşı itirazın iptali davası açması taraflarınca anlaşılamadığını, haksız ve hukuki mesnetten yoksun işbu davanın reddini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunda;
5.1.Davacı şirket tarafından ibraz edilen ——ilişkin ticari defterlerin; açılış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ancak yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerini YAPTIRMADIĞI, iş bu nedenle davalı şirketin ticari defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun OLMADIĞI, davacı şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri —- takdirinde olduğu,
5.2.— tarafından — tarihinde; “Davalı tarafa ait ticari defterlerinin incelenmesinin davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesinden sonra ortak rapor düzenlenmek üzere——– Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine Talimat yazılmasına” karar verildiği
5.3.Tarafların tacir olduğu ve taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu,
5.4.Davacı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre; davacının davalıya — yılında toplam — fatura düzenlendiği, karşılığında davalı tarafın davacı tarafa —ödeme yaptığı, neticesinde takip tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten kaydi—–alacaklı olduğu,
5.5.Davacının davalı adına düzenlemiş olduğu aylık bildirim limiti üstünde kalan tüm faturaları, davacının —bildirdiği, davalının ise — tüm faturaları —– bildirdiği ayrıca davalının ilgili faturalara yasal süre içersinde itiraz etmediği ve iade faturası düzenlemediği,
5.6.Davacının İcra takibini asıl alacak üzerinden açtığı işlemiş faiz talep etmediği,
5.7.Davacı şirketin davalı şirketten takip sonrası talep edebileceği faiz miktarının tutarının infaz aşamasında İcra Dairesi’nce hesap edilebileceği
5.8.Davacı şirketin icra inkâr tazminatı taleplerine ilişkin takdirin ise —– ait bulunduğunu bildirir görüş ibraz etmiştir. —— aracılığıyla alınan teknik bilirkişi raporunda;
*Davacı tarafından davalı tarafa—yıllarında tanzim edilmiş olan faturalardan VUK. Genel Tebliğine göre belirlenmiş olan aylık—- tutarı üzerindeki faturaların davacı ve davalı tarafından — beyan edilmiş olduğu,
*Davalı —- yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK.64/3.maddesine göre —–açılış onaylarının süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, —- yıllarına ait yevmiye defterlerinin—- kapanış —onaylarının süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, takdiri —-ait olmak üzere davalı tarafın —yıllarına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliği taşıdığı,
*Davalı tarafın —yıllarına ait ticari defterlerinde, icra takip tarihi olan —-tarihi itibariyle davalı tarafın davacı tarafa—-tutarında borçlu olduğu şeklinde kayıt bulunduğu,
*Davacı ile davalı tarafın ticari defter kayıtlarının karşılaştırılmasında; Bilirkişi — tarafından düzenlenmiş olan —- Tarihli Bilirkişi Raporunda; “Davacı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre davacının davalıya – yılında toplam —fatura düzenlendiği karşılığında davalı tarafın davacı tarafa — ödeme yaptığı neticesinde takip tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten kaydi — alacaklı olduğu” şeklinde tespitte bulunulduğu,
*Davalı tarafın —yıllarına ait ticari defterlerinde, icra takip tarihi olan — tarihi itibariyle davalı tarafın davacı tarafa —-tutarında borçlu olduğu şeklinde kayıt bulunduğu tespit edilmiş olmakla, tarafların ticari defter kayıtları arasında davalı tarafın ticari defter kayıtlarına göre—- tutarında küsürattan ilere gelen bir fazlalık olduğunun görülmüş olduğu,
*Tarafların ticari defterlerindeki kayıtlara göre davacı tarafın davalı taraftan olan —– tutarındaki alacağı konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı hususları tespit edildiğine ilişkin rapor ibraz ettiği görülmüştür.
DELİLLER
—-
*Davacı şirket ticari defter kayıtları
*Taraf şirketlere ait —-
*Bilirkişi raporu
*Tüm dosya kapsamı
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; Davacı tarafından başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.
—- sayılı icra dosyası celp edilerek incelenmiştir.
Taraflara ticari defterlerini sunmak üzere ihtaratlı kesin süre verilmiş, davacı ticari defter ve kayıtlarını sunmuş, davalı şirketin ticari defterlerini bilirkişiye ibraz etmediği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
—-“Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
—-“Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
“Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): —– Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirle, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.—-
Davacı taraf bir ticaret şirketidir. Davalı taraf da bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Somut Olayda davacı ve davalı arasında mal alım satımına ilişkin ticari ilişki bulunduğu, tarafların ticari defter ve kayıtları bilirkişi marifetiyle incelettirilerek rapor alınmış, davacı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre davacının davalıya—- fatura düzenlendiği karşılığında davalı tarafın davacı tarafa — ödeme yaptığı neticesinde takip tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten kaydi — alacaklı olduğu, Davalı tarafın — yıllarına ait ticari defterlerinde, icra takip tarihi olan —tarihi itibariyle davalı tarafın davacı tarafa — tutarında borçlu olduğu şeklinde kayıt bulunduğu tespit edilmiş olmakla, davalının ödemeye ilişkin herhangi bir delil sunmadığı davacı davasını ispat ettiği anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş , aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Alacağın likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
-Davalının—– sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin —- asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle DEVAMINA,
-Hükmedilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde alınması gerekli 1.979,87 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 350,98 TL (icra müd yatırılan 144,92TL) toplamı 495,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.483,97 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.328,60 TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 350,98 TL harç toplamı 2.679,58 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzene karşı davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/12/2021