Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/23 E. 2021/177 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/185 Esas
KARAR NO : 2021/24
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2019
KARAR TARİHİ : 18/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacı vekili tarafından dava dosyasına sunulan —– tarihli dava dilekçesinde, özetle; Davacı tarafından — tarihinde davacı aleyhine başlatılan ———–nolu icra takibi dosyasında örnek no:7 ödeme emrinin davalıya tebliğ edilmiş olup, davalının borca itiraz ettiğini, Her ikisi de tacir davacı takip alacaklısı ve davalı takip borçlusu arasında——arasında geçerli olmak üzere —— akdedildiğini, Taraflar arasında akdedilen işbu——- uyarınca, davacı takip alacaklısı tarafından düzenlenen ve takibe konulan faturaların dilekçede listelendiği, —— ödeme faturalanma başlıklı 3.bölümünde, ‘Faturalar, müşterinin ayrılışında, tesis tarafından Acenteye gönderilir, ödemeler fatura tanzim tarihinden itibaren 30 gün içerisinde ödemeyi tesise yapmak zorundadır’ şeklinde olduğunu, sözleşme gereği ödenmesi gereken faturaların sözleşmede kararlaştırılan 30 günlük ödeme süresi geçmesine karşın ödenmediğini, başlatılan icra takibine borçlunun borcun tümüne ve ferilerine yönelik itirazlarının haksız ve davacı ticari kayıtlarına aykırı olduğunu, 6102 sayılı TTK’nın 21.md.2.fıkrası ‘Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içerisinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa, bu içeriği kabul etmiş sayılır..’ şeklinde olduğunu, davalı takip borçlusu tarafından bu süre içerisinde fatura içeriğine ve takibe konu faturaların kendilerine ulaşmadığı yönünde itirazda bulunulmaması sebebiyle davalı takip borçlusunun takibe konu faturaların münderecatını kabul ettiğinin kanunun amir hükmü gereği olduğunu, ——– gereği davalı takip borçlusu tarafından TTK 21/2 hükmü uyarınca yasal süresi içerisinde itiraz edilmeyerek kesinleşen davacı şirket faturalarının davalının tanzim ettiği usulsüz iade faturaları kesilerek iade edilmek istenmesinin, davalının borçtan kurtulmasını sağlayan bir araç olarak kabul edilemeyeceğini, Borca itiraz eden takip borçlusunun, borca itiraz ile ilgili ÎÎK 68.md.uygun ödeme belgesi ibraz etme mecburiyeti bulunmakta olduğunu, davalı takip borçlusunun borca itiraz ederken herhangi bir ödeme belgesi ibraz etmediğini, Davacı takip borçlusu şirketin ticari defter ve kayıtları, taraflar arasındaki sözleşme içeriği ile davalı takip borçlusu şirketin takip miktarı olan —– asıl alacak borcu bulunduğunun sabit olduğunu, tarafların tacir olması nedeniyle talep edilen faiz oranının TTK 1530.md.gereğince ticari temerrüt faizi olduğunu beyan ederek açıklanan nedenlerle; Davanın kabulüne, davalı takip borçlusunun takip dosyasına konu borca, borcun sebebine, faiz oranına, faiz dönemine talep edilen faize karşı yapmış olduğu itirazların iptaline ve takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından dava dosyasına sunulan cevap dilekçesinde özetle;
Bildirilen borç tutarının kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirketin dava dilekçesinde bahsi geçen faturalara ilişkin hizmeti almadığını, ———- da fatura tanziminin hizmetin verildiği anlamına gelmemekle tek başına ispat aracı da olmayacağını, bu nedenle alacağını açık hesabına/faturaya dayandıran davacının fatura içeriğindeki hizmeti verdiğini ispatla yükümlü olduğunu, Müvekkili şirket tarafından ———– no.lu ihtarnamesi ile bir kısım faturaların davacı şirket kayıtlarına işlenmesi gerektiği ihtara ve icra takibine konu faturalardan kaynaklı herhangi bir borçlarının bulunmadığının ihtar edildiğini, Davacının likit olmayan borç üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı talep etmesinin hukuken kabul edilemez olduğunu, Davacının faiz talebini gerektirir bir işlemi veya başka herhangi bir şekilde temerrüdün oluşmuş olmadığını, bu nedenle talep edilen faize, miktar ve oranının da kabulünün mümkün olmadığını——- ederek açıklanan nedenlerle davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına, %10’dan az olmamak üzere idari para cezasına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin —— havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle;
Dava konusu faturalara ilişkin olarak hizmet alınmadığına yönelik davalı iddiasının asılsız olup, borçtan kurtulmaya yönelik olduğunu, kaldı ki faturalara ilişkin hizmet alınmadığı iddiasının huzurdaki davada öne sürülmesinin hukuki zeminde karşılığı bulunmadığını, davalının sekiz günlük yasal süresi içerisinde itiraz etmediği faturalara ilişkin olarak huzurdaki davada fatura karşılığı hizmet almadığı iddiasında bulunmasının mesnetsiz olduğunu, Davalının faturanın içeriğine sekiz gün içinde itiraz edilmediği takdirde, faturayı alan muhatabın içeriği kabul etmiş sayılmakta olduğunu, bu durumda artık ispat yükünün yer değiştirmekte ve muhatabın faturada yer alan bilgilerin doğru olmadığını başka bir vasıtayla ispat etme yükümlülüğü altına girmekte olduğunu, ——– gereği müvekkili şirket tarafından düzenlenen faturaların tanzim tarihinden itibaren 30 gün içerisinde davalı tarafından ödenmesi gerektiğinin ihtarname ile bildirildiğini, Borca itiraz eden davalının İİK 68.md.uygun ödeme belgesi ibraz etme mecburiyeti bulunduğunu beyan ederek açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Mahkememizce davacı ticari defterlerinin incelenmesi için talimat yolu ile bilirkişi incelemesinin yapıldığı görüldü.
——– Bilirkişi —— bilirkişi raporunda sonuç kısmında;
“1) Yüce Mahkeme tarafından verilen yerinde inceleme yetkisine istinaden, davacı vekilince belirtilen davacı şirketin —- adresindeki—— gidilerek, Bilirkişi İncelemesine hazır edildiği görülen;
Davacı—–
-Davalı—–
-Takip Konusu ——dair —– üzerinde incelemeler yapılabilmiş olup,
Davacı şirketin incelenen ——- tarafından yasal süreleri içerisinde açılış ve kapanış tasdiklerinin
(Ek-1) yapılmış olduğu ve defter kayıtlarının Usulüne uygun olarak düzenlendiği,
Takip konusu fatura içeriklerinde yer alan—— dair olarak;
Takip konusu faturaların tanzim tarihleri ile otelden çıkış tarihleri uyumlu olduğu görülen —– mevcut olduğu,
—————, —-dair rezervasyon numaralarının,—— verilen oda ve gece sayılarının yer aldığı,
2) Davacı şirketin incelenen —– göre, davalı—— Sayılı İcra dosyası kapsamında, ——– Tarihi itibari ile davalı şirketin Yevmiye Defterinde ———Takip Tarihi itibari ile İşlemiş Temerrüt Faizi
——–tutarında olduğu Görüş ve Kanaatine varılmıştır ” şeklinde rapor sunulduğu görüldü.
Mahkememizce davalı ticari defterlerinin incelenmesi için —– bilirkişisinin görevlendirildiği görüldü. ——— tarihli bilirkişi raporunda sonuç kısmında;
5.1 Davacı şirket ve davalı şirket tarafından ibraz edilen ———–yılına ilişkin ticari tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve dava konusu ile sınırlı kalmak kaydıyla defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, defterlerinin kayıt nizamı bakından uygun olduğu, davacı ve davalı şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri Sayın Mahkemeniz takdirindedir.
5.2 Davanın taraflarının tacir olduğu ve taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu,
5.3 Davacının davalı adına düzenlemiş olduğu tüm faturaları davacının kabul edip ticari defterlerine kayıt ettiği, yasal süresi içerisinde itiraz etmediği ayrıca dava dosyasında bulunan belgelerden anlaşıldığı üzere Takip konusu faturaların tanzim tarihleri ile otelden çıkış tarihleri uyumlu olduğu,——- mevcut olduğu, ——- ——– verilen oda ve gece sayılarının yer aldığı,
5.4 Takip tarihi itibariyle tarafların ticari defterlerindeki farkın davalı şirketin davacı şirkete düzenlemiş olduğu toplam —- tutarlı faturalar olduğu, detayları raporun içersinde yazıldığı üzere iş bu faturalardan —- faturaların geçersiz olduğu, ——–tutarlı faturaların ise taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden düzenlendiği için geçerli olduğu, neticesinde davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibariyle kaydi ——– alacaklı olduğu,
5.5 Davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne, ilişkin herhangi bir belgeye rastlanmadığı ancak Sn. Mahkemenin takdirini işlemiş faizin talep edilebilir yönünde olması halinde işlemiş faiz ——— olarak hesaplandığı,
5.6 Davacı şirketin davalı şirketten takip sonrası talep edebileceği faiz miktarının tutarının infaz aşamasında icra dairesince hesap edilebileceği,
5.7. Davacı şirketin icra inkar tazminatı taleplerine ilişkin takdirin ise sn. Mahkemeye ait bulunduğu,
Sonuç ve kanaatine varılmıştır. ” şeklinde rapor düzenlendiği görüldü.
Bilirkişi raporlarının taraflara usulüne uygun tebliğ edildiği, davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunmuş olduğu görüldü.
Davacı vekili duruşmalardaki beyanlarında özetle: Dava dilekçesini tekrar ettiklerini, davanın kabulüne karar verilmesini beyan ettiği görüldü.
Davalı tarafın usulüne uygun tebligatlara rağmen duruşmalara hiç katılmadığı görüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Davaya konu uyuşmazlığın tespiti; Taraflar arasında mevcut olduğu ileri sürülen ticari ilişki sebebiyle davacı tarafça davalı ile yapılan kontenjan sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının tahsili yönünde yapılan takipte davacının davalıdan takibe konu alacaklarının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, ———sayılı takip dosyasının incelenmesinde; —— tarihinde davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya —– tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekili tarafından——— tarihli itiraz dilekçesinde Borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın ——–tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davaya Konu Alacakların Tesbiti Yönünden İnceleme;
Somut olayda; taraflar arasında ——— tarihleri arasında geçerli olmak üzere———- bulunduğu , davacı sözleşme nedeni ile davalıya hizmet verdiğini ve alacağının bulunduğunu iddia ettiği , davalının ise davaya konu hizmeti almadığı yönünde savunmada bulunduğu , davacının davaya konu hizmeti davalıya verdiğine ilişkin ispat yükü davacıda olduğu, anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve belirlenen inceleme gününde defterlerin incelenmek üzere hazır edilmesi istenmiş ve taraflara ihtaratlı kesin süre verilmiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Davacı ve davalı şirket defterlerini süresi içinde sunmuştur. Taraf şirketlere ait vergi dairesi kayıtları —– celp edilerek bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmıştır.
Bilirkişi —— tarihli bilirkişi raporunda sonuç kısmında;Davacı şirket ve davalı şirket tarafından ibraz edilen ——- yılına ilişkin ticari tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve dava konusu ile sınırlı kalmak kaydıyla defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, defterlerinin kayıt nizamı bakından uygun olduğu, davacı ve davalı şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri Sayın Mahkemeniz takdirindedir.Davanın taraflarının tacir olduğu ve taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu,Davacının davalı adına düzenlemiş olduğu tüm faturaları davacının kabul edip ticari defterlerine kayıt ettiği, yasal süresi içerisinde itiraz etmediği ayrıca dava dosyasında bulunan belgelerden anlaşıldığı üzere Takip konusu faturaların tanzim tarihleri ile otelden çıkış tarihleri uyumlu olduğu, ———— sayılarının yer aldığı, Takip tarihi itibariyle tarafların ticari defterlerindeki farkın davalı şirketin davacı şirkete düzenlemiş olduğu toplam —- tutarlı faturalar olduğu, detayları raporun içersinde yazıldığı üzere iş bu faturalardan — tutarlı faturaların geçersiz olduğu, ——– tutarlı faturaların ise taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden düzenlendiği için geçerli olduğu, neticesinde davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibariyle kaydi ——– alacaklı olduğu, Davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne, ilişkin herhangi bir belgeye rastlanmadığı ancak Sn. Mahkemenin takdirini işlemiş faizin talep edilebilir yönünde olması halinde işlemiş faiz ——-olarak hesaplandığı, Davacı şirketin davalı şirketten takip sonrası talep edebileceği faiz miktarının tutarının infaz aşamasında icra dairesince hesap edilebileceği, Davacı şirketin icra inkar tazminatı taleplerine ilişkin takdirin ise sn. Mahkemeye ait bulunduğu, Sonuç ve kanaatine varılmıştır. ” şeklinde rapor düzenlendiği görüldü.
Bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere ;Davacı şirketin takip konusu yapılan ——— adet hizmet faturasının tamamının davacının ———yılı yevmiye defterinde kayıtlı olduğu, davacı şirketin ticari defterlerinde sehven işlenmiş takip tarihinden sonra düzeltme kaydı yapılmış olan ayrıca davalı şirketin ticari defterlerinde olmayan ——–toplam tutarlı davalı şirketi alacağında bulunan rakamın bakiyeden düşürülmesi gerektiği , iş bu ——– tutar düşüldükten sonra takip tarihinde davacı şirketin davalı şirketten kaydi ——— alacaklı olduğu, bu miktara konu faturaların davalı tarafın defterlerine kaydının işlendiği ve yasal süresi içinde davalı tarafından itiraz edilmediği ,davalının da davacıya faturalar düzenlediği ancak bu faturalara davacının yasal süreler içerisinde itiraz ettiği anlaşıldığından bu faturaların geçerli olmadığı, ancak davalının düzenlediği —– tutarlı faturanın ise taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden düzenlediği bu nedenle geçerli olduğu kanaati ile sonuç olarak takip tarihi itibariyle davacının alacağının ——– olduğu anlaşılmıştır.
Davalının davaya konu hizmeti almadığına ilişkin savunması yönünden yapılan incelemede ;Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır(229.md).Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami —— içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.—-6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır.Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.(6102 sayılı TTK21/1)Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde ,faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.(6102 sayılı TTK21/1).Davalının somut olayda takibe konu faturalar için iade faturası düzenlemediği görülmektedir. Ayrıca ;faturalar davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu ve davalı firmanın (BA) formlarında yer alması ile faturaya konu hizmetin davalı şirket tarafından alındığı ve ticari defterlere kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair dosya arasında delil bulunmadığından işlemiş faize yönelik talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
-Davalının —— sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin ——- asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faiz üzerinden devamına,
-İşlemiş faize yönelik ve fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İtiraz haksız ve alacak likit bulunduğundan takdiren kabul edilen alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 3,175,17-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 878,32-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 2.296,85–TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——–bütçesinden ödenen 1320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1613,67-TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 878,32-TL peşin harç, başvuru harcı 44,40-TL ve vekalet harcı 6,40-TL toplam yapılan harcama olarak 2.542,79-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 6.842,65TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 4.080- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde——- Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/03/2021