Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/210 E. 2020/560 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/210 Esas
KARAR NO : 2020/560

DAVA : Alacak (Vekâlet Ücreti Alacağı)
DAVA TARİHİ : 02/01/2019
KARAR TARİHİ : 22/12/2020

Dava, İstanbul Anadolu ———. Asliye Hukuk Mahkemesinde ——- tarihinde açılmış ve İstanbul Anadolu —–Asliye Hukuk Mahkemesince ———– Kararı verilmiş, verilen görevsizlik kararı ——–tarihinde kesinleşmiş olup huzurdaki dava dosyası Mahkememize——– tarihinde tevzi edilmiştir.
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA /TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacı şirketin davalı şirkete ———- sayaçlardan tahsil ettiği kaçak kayıp bedellerini ödediğini, tüketiciler tarafından ödenen kayıp kaçak bedellerinin iadesi için davalar açıldığını, bir kısım davalarda müvekkili şirket ile davalı şirketin birlikte davalı gösterildiğini, bir kısım davalarda ise müvekkili şirket tek davalı olarak gösterildiğini, kayıp kaçak davalarında yargılama devam ederken yasa değişikliği yapıldığını, Mahkemelerce esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararlar verildiğini, bu kararlarda ise davacı tüketiciler/aboneler lehine vekâlet ücreti takdir edildiğini, dava dışı abonelere ödenen vekalet ücretlerinin müvekkiline davalı şirket tarafından ödenmesi gerektiğini, kayıp kaçak bedellerinden müvekkilli şirketin bir sorumluluğu olmadığını, Mahkemelerce hükmedilen vekâlet ücretlerinden de müvekkilinin sorumlu tutulmamasını, bu bedellerin müvekkiline ödenmesini ileri sürmüş,—— yasal faiziyle birlikte davalı şirketten tahsil edilerek müvekkili olan şirkete iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Elektrik faturalarında maliyet kalemlerinden olan dağıtım bedeli————kayıp bedeli gibi isimler altında fatura bileşenlerinin iadesinin talebiyle —. Kişiler tarafından dava açıldığını, bu davaların bazılarında tek başına borçlu olduğu bazılarında müteselsilen ve müştereken borçlu olunduğunu, ayrıca TTK nın 4/1 maddesi uyarınca görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, davacı yanın dilekçesinde belirtmiş olduğu icra dosyalarının dayanakları da belirtilen nedenlerle ikame edilen davalar olduğunu, bu dosyalardan sadece İstanbul Anadolu —- İcra müdürlüğünün —- esas sayılı dosyasının müvekkil davalı şirketin de taraf olduğu bir dosyada verildiğinin tekrarlanması gerektiğini, ayrıca müvekkilinin davalı şirketin taraf olmadığı dosyalarda da davanın konusuz kaldığı kaldığına ve ilgili dosyanın davacısı yararına vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedildiğini, kayıp kaçak davalarında sorumluluğun —– tarafı olan bir başka deyişle pazarlayıp satan şirketlerin mi şirketlerinin mi olduğu yargı merciilerinde tartışıldığını, davacı tüm sorumluluğun müvekkil davalı şirkette olduğundan bahsetmesine rağmen davacının müteselsil olarak borçtan sorumlu olduğunun açık olduğunu, müvekkil şirketin tarafı olmadığı yargılamalar sonucunda verilen kararların icra takibine konu edildiğini, bu nedenle açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, 16.561,87-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi istemine ilişkindir.
6/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ye eklenen 5/A maddesi uyarınca, “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Bu hukuki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının istemi bir miktar paranın davalıdan tahsiline dairdir.
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacir sıfatını haizdir. Aynı şekilde davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacir sıfatını haizdir. İki tacir arasındaki işbu alacak davasının ticari davaya vücut verdiğinin kabulü gerekir.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk uygulaması 01/01/2019 tarihinden itibaren geçerlidir. Eş deyişle hukuk sistemimizde 01/01/2019 tarihinden itibaren, ticari davalarda, dava açmadan önce tarafların zorunlu arabulucuya başvurması gerekmektedir. Tarafların anlaşamadıklarına dair son oturum tutanağı arabulucu tarafından düzenlendikten sonra dava açılması uygulaması hukuk yargısında geçerlidir.
Huzurdaki davanın İstanbul Anadolu —– Asliye Hukuk Mahkemesi’nde —-tarihinde açıldığı, Mahkemece görevsizlik kararı verildiği, görevsizlik kararının ——- tarihinde -taraflarca İstinaf Kanun yoluna başvurulmayarak- kesinleştiği anlaşılmakla; işbu dosya kapsamında ticari davalarda zorunlu arabuluculuk başvurusu yapılmadığı görülmüştür.
Eldeki davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı 02/01/2019 tarihinde ticari davalarda zorunlu dava arabuluculuk dava şartı mer’idir. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen (görevsizlik kararı verilmeden önceki süreçte) davanın zorunlu arabuluculuk kapsamında olmadığı düşünülse dahi —–tarihinde kesinleştiğinde tarafların huzurdaki davayı ticari dava olarak gördükleri, ticari dava niteliğinde olduğunu benimsedikleri ve bu yönüyle davanın ticari dava olarak anlaşıldığının kabulü gerekir. Hâlböyleyken en geç görevsizlik kararının kesinleşme tarihinden itibaren davacının zorunlu arabulucuya başvurması gerekirdi. Ancak, davacının görevsizlik kararının kesinleştiği 15/01/2020 tarihinde ve bu tarihten önce işbu ticari dava kapsamında zorunlu arabulucuya başvurmadığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafın aksi yönde delil veya beyanı ise yoktur. Dava açılmadan (somut olayda en geç görevsizlik kararının kesinleştiği ————tarihinde) önce arabuluculuk sürecinin tamamlanması gerekmektedir.
Dava şartlarına ilişkin kurallar kamu düzenindendir. “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler”(HMK. 115. md.). Kanunda açıkça dava şartlarının her aşamada Mahkemece kendiliğinden araştırılacağı düzenlendiğinden, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A gereğince huzurdaki ticari davada zorunlu arabuluculuk dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usûlden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk şartı yerine getirilmediğinden dava şartı yokluğu sebebi ile DAVANIN USÛLDEN REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40-TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 282,84-TL harçtan mahsubuyla bakiye 228,44-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-)Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlük olan ——— vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-)Davalı tarafından yatırılan 6,40-TL vekâlet harcının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-)HMK madde 333/1. uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.