Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/188 E. 2020/315 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/188 Esas
KARAR NO: 2020/315
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/01/2020
KARAR TARİHİ : 30/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP VE DAVA:
Davacı vekili — tarihli dava dilekçesinde; müvekkil şirketin ——— yılında ——– numarası ile ——– tezgahlarının ve parçalarının toptan ticaretini yapmak üzere ———– adresinde faaliyette bulunmak üzere kurulmuş olduğunu, davalı—— müvekkil şirkette ——— tarihinde ———olarak işe başladığını, devam eden süreçte davalının işyeri sırlarını sızdırdığının fark edildiğini, bunun üzerine 4857 Sayılı İş Kanununun 25. Maddesi uyarınca ——- tarihinde iş akdine son verildiğini, davalının işten ayrılmasına müteakip müvekkilin yurt dışından iç piyasaya ürün getirerek satmak üzere kurduğu grup şirket olan ———–unvanı ile irtibat oluşturack şekilde kurulan ve müvekkil şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren ve aynı makinaların satışını yapan ————-fiilen çalışmaya başlamakla ve dışarıdan destek almakla —— maddesini ihlal ettiğini, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin —– tarihinde işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranış nedeniyle son bulduğunu, haksız rekabet hükümlerinin ihlal etmiş olmaları sebebiyle hukuki ve cezai başvurular yapılmış olduğunu, — bu miktarı aşan zararlara binaen şimdilik ———- zarar tazminatı bedeli en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte dava edildiğini, ,işbu bedellerin davalıdan tahsili ile yasağa aykırı davranışlara son verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin—— tarihli cevap dilekçesinde : Davalının davacısı—— tarihinden ————- tarihine kadar ——– boyunca muhasebe şefliği yaptığını, esasen dava dilekçesinde anlatıldığı gibi müvekkilini işten ayrılmadığını, davacı şirketin davalı ve ailesine karşı ölüm tehditleri, silahlı yaralamalar ve silahlı saldırıların gerçekleşmesinin söz konusu olduğunu ve bu nedenle işten ayrıldığını beyan etmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın iş akdinden kaynaklanmakta olup, görevli ve yetkili mahkemenin ———- İş Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle mahkememizin görevsiz olduğunu belirterek dava dilekçenin öncelikle görev yönünden reddine karar verilmesini, ayrıca davanın ,belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, kendisinin husumeti yönlendirilmesinin doğru olmadığını belirterek, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesini, harç noksanının tamamlatılmasını talep etmiştir.
Davanın usulden reddi mümkün olmadığında davacı yanca dava dilekçesine eklenen sözleşmenin müvekkilin imzalamadığını, iş sözleşmesi olmadığını, davacı tarafından açılan belirsiz alacak davasının usulden reddine, davalı müvekkilinin iş akdinin haklı sebeple kendinin feshettiğini, davacı iddialarının yersiz, haksız ve gerçek dışı olduğunu, davacı iddialarının Davalı ——-bir ilgisinin bulunmadığını, davanın esastan reddinin gerektiğini, davalı müvekkilinin fiilen çalıştığı son dönemlerde —— davacı yana ————– yapılması gereken ödemelerin zamanında yapılmaması nedeniyle isimlerinin kullandırmamak için ihtarname gönderildiğini, davacı yanın grup olarak nitelendirildikleri firmaların edimlerini yerine getirmemesi veya gereği gibi yerine getirmemesinden kaynaklı olarak kaybettikleri işleri iş piyasada müvekkile zarar tahsil aracı olarak yüklemeleri ve bunun kabulü de olmadığını ileri sürerek haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki iş akdinin sona ermesinden sonra, davalı işçi tarafından ——- tarihli belirsiz süreli iş akdine aykırı davranıldığı iddiasıyla talep edilen haksız rekabetten kaynaklanan tazminat ve cezai şart alacağından kaynaklanan tazminat davasıdır.
Taraflar arasında —— tarihinde kurulan bir iş akdi ile davalının davacı yanda çalışmaya başladığı ve ——– tarihinde iş akdinin sona erdiği dosya kapsamında bulunan bilgilerden anlaşılmıştır.
Mahkememizde açılan işbu davada TBK 444 ila 447 maddelerinde düzenlenmiş uyuşmazlıkların mutlak ticari dava olup bu tür dava ve uyuşmazlıklarına ticaret mahkemelerinin görevli olduğu 6102 sayılı TTK’nın 4/1-c maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır.———göre iş akdinin feshinden sonra, işçi tarafından gerçekleştirilen haksız rekabet davalarında Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olduğun kabul edilmekteydi. ————–. İş akdi devam ederken işçinin, işverene karşı haksız rekabete dayalı eylemi nedeniyle sorumluluğuna ilişkin talepler yönünden 5021 sayılı yasanın 1 ve 7036 sayılı yasanın 5. Maddesindeki iş mahkemelerinin görevi ilişkin düzenlemeler kapsamında , iş akdi devame derken oluşan rekabet yasağının İş Kanunu 25/2 b,d ve e bentleri gereğince doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunulması sadakat borcunun ihlali olarak kabul edilmiş ve bu halde işverenin iş akdini feshedebileceği gibi tazminat da isteyebileceği düzenlenmiştir. Ayrıca taraflar sözleşmenin bitiminden sonra da işçinin rekabet etmeyeceğine ilişkin bir hüküm, sözleşme koyabilecekleri gibi, bu konuda ayrı bir sözleşme ————– yapabilirler. İş kadi sona erdikten sonra , işçinin işverenle rekabet etmeme borcu ancak böyle bir yükümlülük sözleşme ile kararlaştırıldığında söz konusu olabileceği açıktır.
Dava konusu olayda taraflar arasındaki sözleşmeyle , işçinin işten ayrıldıktan sonra oluşan rekabet yasağına dayalı olarak TBK 444 ve devam maddelerinde düzenlenen sözleşmeyle kararlaştırılan ceza koşulunun tahsili istenmektedir.
Mahkememizde açılan işbu dava, sözleşmenin feshi ve rekabetin oluştuğu iddia edilen —— tarihinden sonraki eylem ve işlemlerin rekabet yasağı sözleşmesine aykırı olduğu iddiasıyla dava açılmıştır.
Bu nedenle — tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesinde “6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 2. Kısmının 6. Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarını iş mahkemelerinde bakılır.” hükmünden sonra; taraflar arasındaki iş akdi ve rekabet – gizlilik sözleşmesinden kaynaklanan tüm davalarda, bu eylemler akdin feshinden sonra gerçekleşse dahi, görevli mahkemeler iş mahkemeleri haline gelmiştir. Yeter ki, iş akdinin feshi bu yasanın yürürlüğe girdiği ———- tarihinden sonra gerçekleşmiş olsun.
Mahkememizce de tespit edildiği gibi 6102 sayılı TTK’nın 4/1-c maddesi gereğince , TBK’ya yapılan atıf nedeniyle , TBK 444 ila 447 maddelerinde düzenlenmiş olan rekabet yasağına ilişkin düzenlemelerden kaynaklanan davalarda , ticaret mahkemeleri mutlak görevli mahkeme olduğu , yeni iş kanununun yürürlüğe girmesinden önce tartışmasız olarak yargı içtihatlarında kabul görmekteydi. Ancak davalı işçinin iş akdinin sona erdiği tarihte yürürlükte bulunan 7036 sayılı yasanın 5/1 . Maddesine göre , “6098 sayılı TBK’nın 2. Kısmının 6 . Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasındaki, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılır.” şeklinde düzenleme getirilmiş olup bu düzenleme karşısında, işçi-işveren ilişkileriyle ilgili TTK’nın yürürlük tarihinde sonra yürürlüğe giren ve yeni yasada yapılan düzenlenmelerin TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemeyi iş akdiyle getirilen rekabet yasağına ilişkin düzenlemeleri kapsamayacağı, yani işçi yönünden rekabet yasağına aykırılıklara ilişkin 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 5/1-a maddesinin uygulanmasının gerektiği, bu kanun yürürlüğünden önceki iş akdinin feshinden önce oluşan olaylar nedeniyle bahsi geçen yukarıdaki Yargıtay kararlarının hukuki uygulanılırlığını yitirdiği mahkememizce benimsenmiştir.
Bu nedenle olayımızda da, taraflar arasındaki iş akdi ——— tarihinde sona erdiğinden, o tarih itibariyle —- sayılı yasa yürürlükte olduğundan, Mahkememizce —————-sayılı hükmünde vurgulandığı gibi, görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c maddesine göre, görev bir dava şartıdır. Yine aynı kanunun 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması, bulunamadığı takdirde davanın usûlden reddine karar verilmesi gerektiğinden Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Yukarıda izah edilen nedenlerle,
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığı anlaşıldığından, İş Mahkemeleri Kanunun 5/1-a ve HMK. Nun 114/1-c ve 115/1 maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeni ile USÛLDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya görevli ——— İş Mahkemesi’nin GÖREVLİ OLDUĞU anlaşılmakla ; dosyanın ——— Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmesine,
3-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20/1 maddesi uyarınca,kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin Mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli ———- Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmesine, dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Yargılama giderlerinin 6100 sayılı HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ————Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı. 30/09/2020