Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/176 E. 2022/914 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/154 Esas
KARAR NO : 2022/911

DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 09/03/2021
KARAR TARİHİ : 27/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacının —— adresini 2019 yılının ağustos ayında kiraladığını, ilk bir kaç ayın tadilat ve taşınma süreci ile geçtiğini, bu dönemde bir elektrik kullanımı söz konusu olmadığını, ardından elektrik bağlatmak için—— kurumunun mühendisine gerekli çizimler yaptırıldığını ve sözleşme imzalamak için onaya sunulduğunu. —–yetkililerinin de davacıya bu süreçte elektriklerini açacaklarını ancak kaçak kullanım olacağını ve bunun normal tarifeden yüksek olduğunu bu şekilde ödeme yapması gerekeceğini söylediklerini, müvekkilinin bu durumu kabul ederek sözleşmesi onaylanana kadar bu şekilde elektrik kullandığını, 22.01.2020 tarihinde müvekkili olan davacının —— kurumundan elektrik alımına yönelik —– tesisat numarası, —–sözleşme numarası,—– müşteri numarası, ——sözleşme hesap numarası ile resmi olarak hizmet alımına başladığını, ardından bahse konu kaçak kullanımlar için davacıya bir fatura kesilmiş olup bu fatura müvekkili olan davacı tarafından derhal ödendiğini, bu ödeme sonucunda davacıya artık bir borcun bulunmadığının sözlü olarak söylendiğini, davacı ile davalı kurum arasında sözleşme olmasına rağmen davacıya kaçak kullanım yaptığı iddiasıyla faturalar kesilmeye başlandığını, ilk olarak 57.000,00 -TL ‘lik ayrı bir kaçak kullanım faturası kestiğini ve müvekkili olan davacının elektriğini keserek ticari hayatını bitirmekle korkutarak ödeme yapmaya zorladığını, Bunun sonucunda da davacının ilgili kurumla 1+7 taksit olacak şekilde yapılandırma anlaşması yapmış ve bu gerçek olmayan kaçak kullanım sebebiyle ortaya çıkarılan borcu ödemeye mahkum edildiğini, bu olayın ardından kısa bir süre sonra tekrar gelen yetkilileri müvekkili olan davacının tekrardan kaçak kullanım yaptığını söyleyerek kendisine aynı gün içinde 5.288,23 -TL ‘lik bir kaçak kullanım faturası çıkarttıklarını ve bunu ödememesi halinde elektriğinin kesileceğini söylediklerini, davacıdan 26.08.2020 tarihinde bu borcu tahsil ettiklerini, müvekkilinin bir aksilik yaşanmaması için yetkili kurum ne derse yaptığını, ödemesi gereken bütün borçları ödediğini, davacının borç durumunu öğrenmek için 04.01.2021 tarihinde—— numarası ile başvuru yapıldığını, bu başvuruya —–) tarafından e-imzalı olarak hazırlanmış olan 22.01.2021——ile müvekkili olan davacının herhangi bir borcu olmadığına dair resmi evrak gönderdiklerini, bu evrakın davacı tarafından teslim alınmasının ardından yetkili kurumun saha çalışanları davacının şirketine gelerek davacının kiraladığı iş yerindeki bir önceki kiracı—–ait olan kaçak kullanımı olduğunu bu sebeple de ortaya çıkan 25.187,42 -TL bedelli borcu müvekkili olan davacının ödemesi gerektiğini, ödemezse de elektriği keseceklerini söyleyerek davacıyı rahatsız ettiklerini, ilgili kurum tarafından yanlış düzenlenen faturaların revize edilmesi amacıyla —–Noterliğinden 12.01.2021 tarihinde——Yevmiye Numarası ile ihtarname gönderildiğini, ancak yetkili kurumun revize işlemi yapmak yerine hemen ardından davacıyı adeta cezalandırırcasına kaçak kullanım iddiasıyla fatura kestiklerini, daha sonra hem müvekkili hem de avukatı olarak kendilerinin yetkili kurum ile yaptığı telefon görüşmelerinde kendileri tarafından davacıya borcu yoktur kağıdının verildiğini ve bu kağıdın da verildiği tarihten öncesi döneme ait herhangi bir borcu olmadığını yazdığını söylemelerine rağmen ilgili kurum tarafından 02.02.2021 tarihli, —— tutanak numaralı fatura ile davacıya 14.10.2019 – 09.01.2020 tarihleri arasında kaçak kullanım yaptığı iddiasıyla 25.187,42 -TL borcu olduğunun bildirildiğini, 1+7 taksite böldükleri ödemeyi yapmak isterlerken birdenbire ortaya çıkan bu borç sebebiyle davacının ödemesini kabul etmeyerek ya 25.187,42 -TL’lik meblağ için de anlaşma yapar ve ödemeyi kabul edersin ya da ödemeni almayız diyerek müvekkili olan davacı üzerinde baskı oluşturmaya çalıştıklarını, müvekkili olan davacı hakkında 02.02.2021 tarihli 5 adet 03.02.2021 tarihli 1 adet olmak üzere toplam 28.688,00 -TL bedelli fatura kestiklerini ileri sürerek davacı açısından içinden çıkılamayacak ve geri dönülemez zararlara sebebiyet vereceğinden davacının elektriğinin kesilmemesi için ivedilikle tedbir kararı verilmesini , davacının kaçak kullanımının olup olmadığının tespit edilmesini ve bu tespit sonucu müvekkili olan davacının borcu olmadığına, aksi halde ne kadar borçlu olduğunun tespit edilerek bu miktarın önceden tahsil edilen cezalardan mahsup edilerek kalan bakiyenin tespitinin yapılmasını ,huzurdaki davanın kabulüne, müvekkili olan davacının zarara uğramaması için elektriğinin kesilmemesi için ivedilikle tedbir kararı verilmesine, müvekkili olan davacının davalı kuruma borcunun olmadığının tespitine, aksi halde müvekkili olan davacının borç miktarının tespit edilerek önceden ödenen cezalardan mahsubuna, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Elektrik Piyasasını düzenleyen 6446 Sayılı Kanun ve bu kanuna göre çıkartılan 30 Mayıs 2018 tarihli —–yayımlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’ nin ilgili maddeleri, müvekkilim davalı şirket tarafından gerçekleştirilen işlemler değerlendirildiğinde; perakende satış sözleşmesi olmaksızın elektrik kullanmaya devam etmesi, bu sebeple kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlenmesi, tutanak kapsamında süre ve hesaplamaya dair mevzuat dikkate alınarak kaçak elektrik tüketim bedelinin faturalandırılması işlemlerinin tamamının hukuka uygun olduğunun kabulü ile, Davacı kullanımlarının yönetmelik kapsamında kaçak elektrik kullanımı olarak kabul edildiği ve bu usule göre hesaplandığı, müvekkilim davalı şirketin kaçak tespiti, hesaplama ve faturalandırma sürecinde mevzuata uygun hareket etmesi sebebiyle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkememizin 24/03/2021 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir.—- Noterliğinin 12/01/2021 tarih ve—–yevmiye numaralı ihtarname örneği celp edilmiştir.
Davaya konu belge, cari hesap ekstreleri, tutulan tutanaklar celp edilmiştir.Davalı vekilince ihtiyati tedbir kararına itiraz edilmiş ve Mahkememizin 25/05/2021 tarihli celsesinde ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine karar verilmiştir.Mahkememizin ön inceleme duruşması —– nolu ara kararı gereği dosya rapor tanzim edilmek üzere —– bilirkişiden oluşan heyete tevdi edilmiş—-bilirkişi —- ve —— tarafından tanzim edilen 05/08/2021 tarihli raporda özetle;”—–Davacı şirketin 2019-2020-2021 yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, Davalı şirketin 2019-2020 yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, Davacı —-Davalı —– 27.185,95 TL borçlu olduğu, Davacı ve Davalı şirkete ait—— formlarında Davacı —— Davalı—- dönemi içerisinde 3 adet fatura karşılığı 7.066 TL—– dönemi içerisinde | Adet fatura karşılığı 48.753,00 TL, —- dönemi içerisinde | Adet fatura karşılığı 21.345,00 TL tutarında alım yaptığına dair beyanda bulunduğu, Davalı —– dönemi içerisinde 3 adet fatura karşılığı 7.066 TL, —– dönemi içerisinde 2 adet fatura karşılığı 53.234 TL tutarında satım yaptığına dair beyanda bulunduğu, Davacı —-bağlamak suretiyle 19.01.2020 tarihi itibari ile vergiler dahil (965 —-, *61 Enerji Fonu, 942 —–fonu ve 9618 kdv) ve cezalı, 25.187,42 TL’lik (enerji bedeli-kaçak enerji) elektriği karşılıksız olarak kullandığı kanaatinde olunduğu.” belirtilmiştir.
Tanzim edilen bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi dosyaya sunulmuştur.Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazları dikkate alınarak ek rapor tanzim edilmek üzere dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, tanzim edilen ek raporda özetle; ”—– Davacı şirketin 25.187,42 TL’lik (enerji bedel kaçak enerji) elektriği karşılıksız olarak kullandığı, Davalı ——-şirketinin e-imzalı yazı ve mail yazışmalarında önceki dönemlere ait bir borcun olmadığı yönündeki beyanları sonrasında Davacı şirkete geçmiş kullanımla ilgili fatura düzenlemesi yazılı bildirimleri ile çelişmekte olup hukuki değerlendirilmesinin uzmanlık alanı dışında olduğunu, kök raporu değiştirecek bir hususun olmadığı..” belirtilmiştir.Tanzim edilen ek rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince ek rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya sunulmuştur.
Mahkememizin 18/01/2022 tarihli celsesinde dosyanın——-uzman bilirkişi ile —– uzman bilirkişi heyetine tevdi edilmesine karar verilmiş, bilirkişiler —– tarafından tanzim edilen raporda özetle; ”.—–Davacının, davalı tarafından gönderilen 25.182,42TL. bedelli,—— tutanak numaralı, 14.10.2019 – 09.01.2020 tarihleri arasındaki kaçak tüketime ilişkin olarak tanzim edilen faturadan dolayı borçlu olmadığını iddia ettiği; davalının ise davacının kaçak kullanımının bulunması nedeniyle davacının borçlu olduğunu savunduğu, Teknik açıdan değerlendirme yapıldığında: a. Davacı ——Satış Sözleşmesi kurulmadan enerji açılarak tüketim yapılması ile elektrik kullandığı, bu durumun yapılan kontrollerde kaçak elektrik tespit tutanağı ile belgelendiği, ilgili dönemde tüketilen elektrik enerjisinin kaçak elektrik tüketimi olduğu, b. Davalının davacıdan alacağının, 14.10.2019 — 09.01.2020 tarihleri arasında tükettiği kaçak elektrik enerjisine ait asıl fatura bedelinin son ödeme tarihine kadar ilgili döneme ilişkin alacak miktarının 25.182,42TL olarak hesaplandığı, c. Davalının kaçak elektrik tespit konusundaki işlemleri ve tahakkuk ettirilen elektrik tüketim miktarına göre hesaplama yönteminin yürürlükteki mevzuatlara uygun yapıldığı,3. Borçlar mevzuatı açısından değerlendirme yapıldığında: a. Dava dilekçesinde davacının, —– bağımsız bölümü 2019 yılının Ağustos ayında kiraladığını beyan ettiği; söz konusu bağımsız bölüme ilişkin olarak davacı ile dava dışı elektrik tedarikçisi —– arasında 22.01.2020 tarihinde sözleşmenin kurulduğu, b. Dosya kapsamı incelendiğinde 14.10.2019-19.02.2020 tarih aralığındaki kaçak kullanım için davalı tarafından tanzim edilmiş olan 02.02.2021 tarihli e-faturanın davacının kiracı sıfatıyla kullandığı bağımsız bölümdeki tüketim nedeniyle olabileceği, TBK m. 299 hükmüne göre kira sözleşmesi kapsamında bağımsız bölümü kullanan ve ondan faydalanan kiracının dosya kapsamına sunulan ödemeleri ve beyanları da incelendiğinde menfi tespite konu edilen faturada belirtilen 14.10.2019-19.02.2020 tarihleri arasında kiralananda zilyet bulunması sebebiyle elektriği kaçak kullanma ihtimalinin bulunduğu kanaatine varılabileceği; c. 22.01.2021 tarihli,—-sayılı, “Borç durumunuza ilişkin başvurunuz hakkında” konulu, antetli, e-imzalı yazıda bulunan “Yapılacak son okuma öncesinde borcunuz bulunmamakltadır.” şeklindeki beyan incelendiğinde bu beyanın, davalı tarafından değil, dava dışı elektrik satış şirketi —— tarafından verildiği anlaşıldığından bu beyanın, borçlar mevzuatı kapsamında davalıyı bağlamayacağı, bu beyanın davalının irade beyanı ve irade özgürlüğü gereğince sunulmadığı, salt olarak dava dışı kişinin bu beyanı neticesinde davacının borçlu olup olmadığının tespit edilemeyeceği kanaatine varılabileceği, 4. Yukarıdaki teknik kısımda teknik bilirkişi tarafından yapılan tespitler neticesinde davacının kaçak elektrik kullandığı kanaatine varılarak borçlu olunan miktarı tespitine yer verilmiş olup takdirin, elbette Sayın Mahkeme’ye ait olduğu.” belirtilmiştir.Tanzim edilen rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya sunulmuştur.
Ek rapor tanzim edilmek üzere dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, tanzim edilen 02/11/2022 tarihli ek raporda özetle;”——Faturanın mevzuata aykırı olarak geç düzenlenmiş olmasının ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, hükümdeki ifadenin borcun doğumuna ilişkin olmadığı, ayrıca doktrinde kabul edilen görüşe göre anılan 43/6 hükmünün kenar başlığı” kaçak elektrik enerjisi tespit süreci” olmakla hükümde alacağın talep edilebilirliğine ilişkin bir zamanaşımı süresinin de belirlenmediği kanaatine varılabileceği, Takdirin Mahkemeye ait olduğu.” belirtilmiştir.
Tanzim edilen ek rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince ek rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur.İddia, savunma, celp edilen bilgi ve belgeler, tanzim edilen raporlar ile ek raporlar birlikte değerlendirildiğinde; Davacı tarafından menfi tespit istemi ile huzurdaki davanın açıldığı, Davaya konu tutanak tanzim tarihinin 19/01/2020 olup, 14/10/2019 ile 09/01/2020 tarihleri arasındaki kullanıma ilişkin olduğunun anlaşıldığı,Davacının dava dilekçesindeki beyanlarından, kullanıma konu yeri 2019 yılının Ağustos ayında kiraladığının anlaşıldığı, taraflar arasında 22/01/2020 tarihinde sözleşmenin kurulduğu, bu halde 14.10.2019-19.02.2020 tarih aralığındaki kaçak kullanım için davalı tarafından keşide edilen 02.02.2021 tarihli e-faturanın davacının kiracı sıfatıyla kullandığı bağımsız bölümdeki tüketim nedeniyle olduğunun anlaşıldığı,
Mahkememizce re’sen alınan bilirkişi raporu ile davacının —— Satış Sözleşmesi kurulmadan enerji açılarak tüketim yapılması ile elektrik kullandığı, bu durumun yapılan kontrollerde kaçak elektrik tespit tutanağı ile belgelendiği, ilgili dönemde tüketilen elektrik enerjisinin kaçak elektrik tüketimi olduğu, Davalının kaçak elektrik tespit konusundaki işlemleri ve tahakkuk ettirilen elektrik tüketim miktarına göre hesaplama yönteminin yürürlükteki mevzuatlara uygun yapıldığı ile faturanın mevzuata aykırı olarak geç düzenlenmiş olmasının ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, hükümdeki ifadenin borcun doğumuna ilişkin olmadığı, ayrıca doktrinde kabul edilen görüşe göre anılan 43/6 hükmünün kenar başlığı” kaçak elektrik enerjisi tespit süreci” olmakla hükümde alacağın talep edilebilirliğine ilişkin bir zamanaşımı süresinin de belirlenmediği kanaatine varılabileceği yönünde görüş bildirildiği, alınan 18/01/2022 tarihli kök ve ek raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla Mahkememizce benimsendiği, 22/01/2021 tarihli borcun bulunmadığına ilişkin yazının dava dışı elektrik satış şirketi —— tarafından verildiği anlaşıldığından beyanın davalıyı bağlamadığı, davacının menfi tespit istemine konu borcun bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekmiş, Mahkememizin 24/03/2021 tarihli ihtiyat tedbir kararının uygulanması nedeni ile davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Mahkememizin 24/03/2021 tarihli ihtiyat tedbir kararının uygulanması nedeni ile 5.037,00-TL kötüniyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
3-)Karar ve ilâm harcı olan 80,70-TL harçtan peşin alınan 430,14-TL harcın mahsubu ile bakiye 349,44-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip talep halinde davacıya iadesine,
4-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan —– davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-)Davalı tarafça yatırılan 8,50-TL vekalet harcının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde—–Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.