Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/174 E. 2021/66 K. 29.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/116 Esas
KARAR NO : 2021/261
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/01/2020
KARAR TARİHİ : 23/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacı şirket ile otel işletmeciliği yapan gerçek kişi tacir davalı arasında devam eden ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili olan davacı şirket ile davalı arasında —- yılında düzenlenen faturalardan kaynaklanan bakiye —– alacağın bulunduğunu, davalıya borcunu ödemesi için defalarca ihtar gönderilmesine rağmen borcun ödenmediğini, vadesi gelen borçlarını ödemeyen davalı aleyhine —— icra takibine başlandığını, müvekkili olan davacı şirketin fatura karşılığı edimleri yerine getirdiğini, davalının haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini dermeyan etmiş, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşıldığından; HMK. m.128/1 uyarınca dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamının davalı tarafından inkâr edildiği varsayılmıştır.
Davalı asıl —– tarihli ön inceleme duruşmasında: ”Ben tacirim. Davacı tarafa —– yılında her ay düzenli şekilde ödeme yaptım ancak kendisi —– yılının —- ayından itibaren yüksek fatura kesip borçlu hale getirdi. Ben kendisine — ödeme yaptım. —– şubesine düzenli ödeme yaptım. Bana eksik fatura kesmiş. Onların bana fatura borcu vardır.—— alacağım vardır.” şeklinde imzası tahtında beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
——- sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir ——- ilgili vergi dairesinden celp edilmiştir.
Mahkememizin —- tarihli ön inceleme duruşması —– nolu ara kararı gereğince HMK md. 222 kapsamında taraflara ——- yıllarına ait ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre tanınmış, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK. m.218 uyarınca yerinde inceleme yetkisi —– verilmiş, —– tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair karar tesis edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. ———– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): ———— Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
————tarihli ek rapora göre davalı gerçek kişinin yevmiye, envanter ve kebir defteri tuttuğu anlaşılmaktadır. Ek rapor ve dosya içeriği dikkate alındığında; davacının bilanço esasına göre ticari defter tuttuğu ve tacir sıfatını haiz bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf ise bir gerçek kişi tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Öte yandan, davacı ve davalı tacirler arasındaki uyuşmazlıkta; tarafların ticari defter içerikleri taraflar yönünden yargılamaya esas olacaktır.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce, tarafların —– yıllarına ait ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş,——- düzenlenmiş bilirkişi kök ve ek raporu Mahkememize ibraz edilmiştir. Mahkememize sunulan bilirkişi kök raporunda özetle; “…davalı tarafın Mahkeme salonunda yapılan incelemeye katılmadığı, defter ve belgeleri ibraz etmediği bu nedenle davalı tarafın defterlerinin incelenemediği, davacıya ait —– yılları yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin açılış tasdikleri ve ——– ait yevmiye defteri kapanış tasdikleri yasal süreleri içerisinde yapılmış olup sahibi lehine delil kabiliyetleri bulunduğu, dönemsel olarak davacı tarafından düzenlenen faturaların toplam tutarının beyan sınırını aşmadığı için tarafların —-formlarında beyanda bulunmadıkları, davacı taraf kayıtlarına göre davacının davalıdan —- alacaklı olduğu, alacağın davacı taraf —- tarihli kapanış kaydında varlığını koruduğu …” belirtilmiştir.
Mahkememizin ——kararı gereğince davalı tarafın ticari defterlerinin bulunduğunu beyan ettiği adreste bilirkişi marifeti ile inceleme yapılmasına karar verilmiş ve ——- tarafından tanzim edilen ek rapor Mahkememize sunulmuştur. Mahkememize sunulan bilirkişi ek raporunda özetle;”… Davacıya ait —- yılları ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin ——- yıllarına ait yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin yasal süreleri içinde yapıldığı, ticari defterlerin tasdik açısından sahibi lehine delil kabiliyeti bulunduğu, davalı kayıtlarına göre takip tarihi olan —ve dava tarihi olan —— borçlu olduğu, davalı kayıtlarına göre görülen borç bakiyesinin davacı taraf kayıtları ile uyumlu olduğu …” belirtilmiştir.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, mübrez bilirkişi kök ve ek raporu, kül halinde düşünüp değerlendirildiğinde; davacıya ait — yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtları ile davalıya ait— yıllarına ilişkin ticari defter kayıtlarına göre davacının, davalıdan —— alacağı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacının, davalıdan para alacağı bulunduğu, işbu alacağın likit (bilinebilir) -muayyen- mahiyette olduğu gözetilerek; İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak ———üzerinden %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış, davanın tarafı olan tacirler arasındaki ticari ilişkinin ticari iş niteliğinde olduğu gerçeği karşısında takibin ticari faiziyle devamına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)—— sayılı takip dosyasında takibe yapılan itirazın İPTALİNE, duran takibin —- üzerinden ticari avans faiziyle DEVAMINA,
3-)Asıl alacak olan —– üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 389,78-TL harçtan peşin alınan 68,92-TL harcın mahsubu ile bakiye 320,86-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 4.080-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 131,12-TL harç ile 732,90-TL bilirkişi, posta, tebligat ücreti olmak üzere, toplam 864,02-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalının yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —— Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.23/03/2021