Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/173 E. 2022/197 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/173
KARAR NO: 2022/197
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/01/2020
KARAR TARİHİ: 23/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; Borçlu şirketin —-ortağı olduğunu, ——- borçlarından dolayı müteselsil sorumlu olduğunu, aynı şekilde ortaklar —- tüzel kişiliği bulunmaması sebebiyle birinci derecede sorumlu olduğunu, birinci derecede sorumluluk gereği ortaklar kendi malvarlıklarıyla ortaklığın borçlarından sorumlu olacağını, bu sorumluluğun dış ilişkide sınırsız sorumluluk yüklendiğini, müvekkili şirketin faturalardan kaynaklı alacağının tahsili amacıyla borçlu şirkete karşı —– dosyasında takip başlatıldığını, borçlu şirket icra takibine herhangi bir borcunun bulunmadığı iddiası ile borca, faizi ve fer’ilerine itiraz ettiğini, davalı şirketin borçlu olduğu fatura, defter kayıtları vs.belgelerle sabit olacağını ileri sürerek borçlu şirketin itirazlarının haksız ve hukuka aykırı olduğundan yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, borçlu şirkete takibe konu alacağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına yükletilmesine, yargılama giderleriyle avukatlık ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu icra takibinde ve dava dilekçesinde iddia edilen alacağın davacı vekili tarafından ispat edilemediğini, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde maktu açıklamalara yer verildiğini, borcun kaynağının belirtilmediğini, iddia edilen borcun kaynağı ve taraflar arasındaki ticari ilişkiye ilişkin hiçbir açıklama yapılmaksızın müvekkili şirketin borcu olduğunun iddia edildiğini, başlatılan icra takibinin dayanağı hakkında bilgi verilmeksizin itirazın iptali davası ikame eden davacı tarafın dayandığı delilleri ve belgeleri gerekçeli olarak açıklaması gerekmekte olup davacı taraf müvekkili şirketin borcu olduğu iddasını ispat etmekle mükellef olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirkete hiçbir şekilde borcunun bulunmadığını, müvekkili şirket —–, davacı şirketten herhangi bir hizmet almadığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında herhangi bir ticari ilişki kurulmadığını, bu sebeple müvekkili şirketin, davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin ortağı olduğu adi ortaklık ——– tutulmakta olup müvekkili şirkette, davacı şirkete ilişkin hiçbir bilgi ve belge bulunmadığını, alacak iddiasında bulunan davacı taraf, adi ortaklığın diğer ortağına karşı alacak iddiasında bulunmayarak kötüniyetli olarak müvekkili şirketten tahsilat yapmaya çalıştığını, davacı şirketin kötüniyetli olarak açtığı davanın reddi gerektiğini, davacı şirket ve icra takibinde borçlu olarak gösterilen—- — yetkili kişisi aynı olup dava konusu takip danışıklı ve tamamıyla hukuka aykırı olduğunu, davacı şirketin yetkilisinin —–de yetkili kişisi olduğunu, müvekkili şirkete karşı haksız bir takip başlatıldığını, işbu dava ile müvekkili şirketten olmayan borcun tahsili sağlanmaya çalışıldığını, —- danışıklı işlemleri neticesinde müvekkili şirketin borç altına sokulmasının amaçlandığını, —- birlikte hareket ederek müvekkili şirketten haksız yere para tahsil etmeye çalıştıklarının aşikar olduğunu, davacı ile icra dosyasında yer alan diğer borçlu şirket —– yetkilileri aynı olduğu gibi vekilleri de aynı olup gerçeğe aykırı düzenledikleri faturalara istinaden danışıklı olarak başlattıkları takiplerle müvekkili şirketten haksız kazanç elde etmeye çalışıldığını, müvekkili şirketin davacıya olmadığı gibi dava dışı ancak takibin tarafı olan — de herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirket ile —- tarihli adi ortaklık sözleşmesini akdetmek suretiyle adi ortaklık kurduklarını, davacı şirket ile yetkilileri aynı olan —- kendinden menkul gerçeği yansıtmayan faturaları kendisinin de ortağı olduğu adi ortaklığa kestiğini, bundan hareketle müvekkili şirketten haksız kazanç elde etme amacı güttüğünü, davacı tarafın yetkilisi bahsini yaptığı adi ortaklığa—— —-ile ortak olmakla; müvekkili şirketten haksız kazanç sağlamak kaydıyla ortağı olduğu adi ortaklığa gerçeğe aykırı bir şekilde fatura kestiğini, müvekkili şirketin ticari defterleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile bu hususun ortaya çıkacağını, —– tarihli adi ortalık sözleşmesi gereği % 50 oranında — de sorumluluğu bulunduğunu, davacı vekilinin “borçlu şirket müvekkilin düzenlediği faturalara itiraz etmemiştir” şeklindeki beyanlarının gerçek dışı olduğunu, faturaların müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, yine müvekkili şirket zaten icra takibi ile—— konusu fatura olan borca itirazda bulunduğunu, adi ortaklığın diğer ortağı olan davacının müvekkili şirket ile birlikte bahsi geçen faturalardan; adi ortaklık sözleşmesi —– gereği yarı oranında sorumlu olduğunun da açık olduğunu, adi ortaklık sözleşmesinde adi ortaklığın yönetimi ve temsili başlığı altında tanzim edilmiş olan —— borçlandırıcı işlemlerde imzası bulunmayan ortağın bu işlem veya belgelerden sorumlu olmayacağı hatta ve hatta işlemi tek başına yapan ortaktan cezai şart talep edebileceği hüküm altına alındığını, bu nedenle de yine kabul etmemekle birlikte bahsi geçen faturaların geçerliliği olsa dahi müvekkili şirketin bilgisi, onayı ve imzası olmaksızın yapıldığından sadece diğer borçlu—— olarak sorumluluğunun olduğunu, davacı tarafın kötüniyetli başlatmış olduğu icra takibi sebebiyle yüzde yirmiden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davacı fiktif işlemlerle haksız kazanç elde etme peşinde olduğunu, müvekkili şirketten habersiz olarak adi ortaklığı ve dolayısıyla müvekkili ——-kağıt üzerinde fatura ile borçlandırmaya çalışarak sonrasında ise bundan hareketle müvekkili şirketten haksız kazanç elde etmeye çalışarak, davacının dürüstlük kurallarına da aykırı davrandığının da açık olduğunu, bu nedenle davacı aleyhine %20 den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gereken taraf davacı taraf olduğunu, maktu ifadeler ile gerçek dışı iddialarda bulunan ve kötü niyetli hareket ederek kendi kayıtlarından ilgili belgeleri sunamayarak fahiş meblağlar üzerinden icra takibi başlatan taraf, davacı şirket olduğunu, bu sebeple İİK 67/2 maddesi uyarınca haksız ve kötü niyetli icra takibi başlatan davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, haksız ve kötü niyetli davanın reddine, müvekkil şirket ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, İİK 67/2. maddesi uyarınca haksız ve kötü niyetli icra takibi başlatan davacı aleyhine %20 oranından az olmamak üzere kötüniyet tazminata hükmolunmasına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememiz tarafından, deliller toplanılmış, ilgili belgeler celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememizde açılan işbu dava; davacı —- borçlu şirket —- ortaklığının ortağı olduğu ve adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmaması sebebiyle birinci derecede sorumlu olduğunu, faturalardan kaynaklı cari hesap alacağının tahsilinden kaynaklanan alacağın tahsili için davacı —-aleyhine yaptığı icra takibine, borçlu şirketin süresinde borca, faize ve tüm ferilere itiraz ettiği ve icra takibinin durmasına sebebiyet vermesi üzerine, davacı alacaklı vekili tarafından İİK 67. Maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkin olup, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı dosya kapsamı ile sabittir.
Mahkememiz tarafından celp ve incelenen dava konusu —- icra takibinin incelenmesinden;
Davacı firmanın,—– tarihli cari hesap alacağına dayalı borcun ödenmemesi üzerine işbu icra dosyasından müşterek borçlular —- cari hesapdan kaynaklanan —asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —tarihinde ilamsız icra takibine geçtiği ve davalı borçlu şirket—–ödeme emrinin tebliğinden itibaren —– yasal süre içerisinde borca ve ferilerine itiraz ederek icra takibinin durmasına sebebiyet verdiği dosya kapsamı ile sabittir.
Mahkememiz tarafından taraf delilleri toplandıktan sonra dosya——– tevdi edilerek, davacının dava konusu faturalar nedeniyle yapılan alım satımdan kaynaklanan davalıdan alacağının bulunup bulunmadığının tespiti, davalının sorumluluğunun davalı ve diğer —– sorumlu niteliğinde bulunmasını davaya etkisinin belirlenmesi, davacının taraf ticari defter ve kayıtları ile sunulan deliller kapsamına göre davalı ve dava dışı şirketlerin adi ortaklığında varsa icra takip tarihi itibari ile asıl alacak ve ferilerinin miktarının belirlenmesi ve icra inkar talep koşullarının oluşup oluşmadığının bilirkişi kurulu tarafından tanzim edilen raporda;
—-tarihli bilirkişi raporunda özetle;Davacının dava konusu faturalar nedeniyle gerçekleştiği anlaşılan ve davacı ile dava dışı adi ortaklık arasında yapılan alım satımdan dolayı dava dışı adi ortaklık ortağı olan ve gerek sözleşme gerekse Kanun gereğince ortaklık borçlarından dolayı üçüncü kişilere karşı münferiden ve müteselsilen sorumlu olan davalıdan icra takip tarihi itibari ile — alacağının bulunduğu, davacı talebi ile hukuken talep edebileceği meblağ arasında fark bulunduğundan—- icra inkar tazminatı şartlarının gerçekleşmediği kanaatine ulaşıldığını rapor etmişlerdir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede;
Davacı şirketin, davalı şirket aleyhine yaptığı fatura ve cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin itirazın iptali davasında, davalı yanın yapılan icra takibine itiraz üzerine icra takibinin durduğu tartışmasızdır.
Davacı dava konusu alacağa ilişkin faturaları dava dışı icra takibinin taraflarından —– davalı şirketin adi ortak olması nedeniyle işbu şirketler aleyhine kesmiş olduğu dosya kapsamı ile sabittir. Davalı şirket tarafından davacı şirketten hizmet almadığını ve davacı şirket ile aralarında herhangi ticari bir ilişki bulunmadığını, icra takibinde —- adi ortak sıfatı ile taraf olmasına rağmen davanın adi ortaklarına yalnız davalı —-dava dışı — yetkilisinin aynı kişi olması sebebiyle takibin danışıklı ve hukuka aykırı olduğunu, her iki şirketin temsilcisinin —-olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmektedir.
Gerçekten davalı şirket ile dava dışı —- günlü adi ortaklık kurduğu tartışmasızdır.
6098 sayılı TBK.nın 638.maddesi uyarınca adi ortaklar ortaklık borçlarından dolayı müteselsil sorumludur. Davacı alacaklı şirket tarafından adi ortakların her ikisine icra takibinde taraf göstermek suretiyle aleyhlerine ——icra takibi yapıldığı, borca ve ferilerine sadece davalı şirketin itiraz etmesi sebebiyle işbu davalı şirket aleyhine davanın açılmış olduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Bu nedenle davalının adi ortaklardan birine dava yükletilemeyeceğine ilişkin husumet itirazı, işbu dava icra takibinin devamı niteliğinde bulunması sebebiyle mahkememizce benimsenmemiş ve reddedilmiştir.
Borçlu şirketin davacı yana herhangi bir borcu olmadığına ilişkin iddiası , dosya içerisine celp edilen— adi ortaklığa kesilmiş olup dosya içerisine sunulan — tarihli hesap mutabakatına göre adi ortaklık tarafından — adi ortaklığın Mahkememizce davacı —- borcu bulunduğuna ilişkin ikrarı ve mahkememizce alınan asıl ve ek raporlarla, usulüne uygun olarak tutulmuş davacı ticari defter ve kayıtlarında —- tarihleri arasında davacının dava konusu ettiği —-davacı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu ve bu kaydın —— ticari defter ve kayıtlarının adi ortaklık lehine ispat gücüne sahip olduğu, davacı tarafın davasına dayanak yaptığı faturaların tamamının davalı kayıtlarında bulunduğu ve davalı kayıtlarında da davacının davalıdan —–yapılan teslimatlar nedeniyle davalının bizzat kendi defterleri ile davacı yana borçlu olduğu bilirkişi kurulunca tespit edilmiştir.
Mahkememizce dosyadaki delillerin değerlendirilmesinden, davalı —– tarihinde kurulmuş bulunan adi ortaklık sözleşmesinin kurulma nedeninin—–ve kat karşılığı inşaat sözleşmesindeki işlerin yapılması için düzenlendiği, ortaklık sözleşmesindeki ortaklık paylarının ve sorumlulukların yarı yarıya olduğu ve ortakların borçlarından ötürü— karşı tek tek ve müteselsil sorumlu oldukları —–maddesinde düzenlenmiş olup taraflar arasında aksine bir düzenlemenin mevcudiyeti ispat ve iddia edilememiştir.
Mahkememiz dosyasına sunulan ve her iki taraf ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı bilirkişi kurulunca tespit edilen —- adet faturaya karşı davalı yanın TTK 23/2 maddesi gereğince —- süre içerisinde itiraz edildiği konusunda da dosyaya bir delil yansımamıştır.
Mahkememizce tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinden varılan hukuki sonuç ;
Davacı tarafından 6100 sayılı HMK’nın 201 ve devamı maddeleri ile birbirlerini teyit eden usulüne uygun olarak tutulmuş davacı ve davalı ticari defter ve kayıtlarına göre davacının ticari defter ve kayıtları ile davalıdan—-alacaklı olduğu tespit edilmiş ise de icra takibinin — tarihinde yapıldığı , —tarihinde yapılan hesap mutabakatında açıkça davacının davalıdan — alacaklı olduğunu, TTK 92. Maddesi gereğince davalı ve diğer dava dışı —– işbu beyanı davalı adi ortaklığı oluşturan şirket ve diğer dava dışı şirketçe kabul edildiği anlaşılmakla, mahkememizce davacı yanın işbu açık hesap mutabakatı nedeniyle davalı yandan — alacaklı olduğu mahkememizce benimsenmiş ve davacının açtığı itirazın iptali davasının kısmen kabulü ile, —- takibine yaptığı itirazın, davacı yanı hesap mutabakatındaki borç miktarına ilişkin açık beyan ve kabulü dikkate alınarak, —– üzerinden iptali ile takibin iş bu miktar üzerinden takip talepnamesindeki koşullar ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerektiği sonucuna varılmıştır.
Ayrıca davacı yanı icra inkar tazminatı talebinin dava konusu uyuşmazlığın—– ötürü davalı yanı sorumlu olup olmadığı yönünden yargılamayı gerektirdiğinden İİK 67. maddesi koşulları oluşmadığından reddine, davalı yanı kötü niyet tazminatı isteminin, takibin sırf haksız ve kötü niyet kapsamında yapıldığı davalı yanca ispat edilemediğinden İİK 67. maddesi gereği reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki gibi hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalı şirket aleyhine, açtığı İTİRAZIN İPTALİ DAVASININ KISMEN KABULÜ ile, —- takibine yaptığı itirazın, davacı yanı hesap mutabakatındaki borç miktarına ilişkin açık beyan ve kabulü dikkate alınarak, —– üzerinden iptali ile takibin iş bu miktar üzerinden takip talepnamesindeki koşullar ile birlikte DEVAMINA,
2-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Davacı yanı icra inkar tazminatı talebinin dava konusu uyuşmazlığın adi ortaklık sözleşmesinden ötürü davalı yanı sorumlu olup olmadığı yönünden yargılamayı gerektirdiği göz önünde bulundurularak İİK 67. Maddesi koşulları oluşmadığından REDDİNE,
4-Davalı yanı kötü niyet tazminatı isteminin, takibin sırf haksız ve kötü niyet kapsamında yapıldığı davalı yanca ispat edilemediğinden, İİK 67. Maddesi gereğince REDDİNE,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin DAVALILARDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6–Karar ve ilâm harcı olan 52.138,61-TL harçtan peşin alınan 13.374,99-TL harcın mahsubu ile bakiye 38.763,62-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 13.374,99TL peşin nisbi harç, 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 13.437,19 TL harcın DAVALIDAN TAHSİLİ İLE DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan 4.500-TL bilirkişi ücreti, 213,50-TL posta,tebligat masrafı kabul ve red miktarlarına göre 3.252,31-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
-Davalı tarafından yatırılan 1500TL bilirkişi ücretinin kabul ve red miktarlarına göre 465,00TL yargılama giderinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 38.097,13-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden itibaren, 6100 sayılı HMK’nın 331/2 maddesi gereğince resen davacının bildireceği hesaba İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanı yokluğunda verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içeresinde ———– ilgili dairesinden istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/03/2022