Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/16 E. 2020/367 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/158 Esas
KARAR NO : 2020/499
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 20/01/2020
KARAR TARİHİ: 01/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine aracılık hizmetlerine ilişkin olarak kesilen faturalara istinaden—– ödenmemesi nedeni ile davalı aleyhine————- sayılı dosyasında icra takibine başlandığını, itiraz edilmesi nedeni ile takibin durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın süresi içerisinde açılmadığını, sözleşmenin hiçbir hükmünde müvekkili tarafından haricen bir satış yapılması durumunda gayrimenkul danışmanının ücrete hak kazanacağına ilişkin hüküm bulunmadığını, davacının açmış olduğu itirazın iptali davasının reddilmesine, talep edilen borcun var olmadığının tespitine karar verilmesini, haksız ve kötü niyetli davacı aleyhine alacağın %20 sinden aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, gayrimenkul satışına dair aracılık sözleşmesinden kaynaklı alacak için davacı tarafından başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
———— sayılı dosyası celp edilmiştir.
Davacı tarafça sunulan sözleşme asılları dosyaya celp edilmiştir.
Davacı —tacir olup olmadığının araştırılması için müzekkere yazılmış ve ——— tarihli cevabi yazısında ——-numaralı mükellefi ———- olduğunun, ortaklığın bilanço esasına göre defter tuttuğunun bildirildiği görülmüştür.
——- bilanço esasına göre defter tuttuğundan, adı geçenin tacir olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacir sıfatını haizdir.
Davacı vekili, adi ortaklık adına dava açıldığını,—- adi ortaklığı temsil yetkisi olduğundan bahisle davayı ——- açtığını belirtilmiştir. Bilindiği üzere adi ortaklığın bir tüzel kişiliği yoktur. Tüzel kişiliği olmayan adi ortaklığın taraf ehliyeti ve dava ehliyeti de yoktur. Şayet adi ortaklık adına dava açılacaksa tüm ortakların davacı olarak dilekçede gösterilmesi gerekir. Dava dilekçesinde yalnızca ——— davacı olarak yer verilmiştir. Adi ortaklığın taraf ve dava ehliyeti bulunmadığından; huzurdaki davada davacının ———–olduğunu tespit etmek gerekmiştir.
Tarafların kabulünde olduğu ve dosya içeriğinden anlaşıldığı üzere; davalı şirket—————– adına yetkilisi ———– başlıklı sözleşmeyi imzaladıkları görülmektedir. Anılan sözleşme örneği dayanak icra dosyasında da mübrezdir. İşbu sözleşmenin 7. maddesinde ‘yetki belgesinden doğacak ihtilaflarda ——– Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili’ olduğu kayıt altına alınmıştır.
Davalı şirket vekili, ———— icra dairesine sunulduğu anlaşılan dilekçede icra dairesinin yetkili olmadığını belirtmiş ve icra dairesine yetkisizlik itirazında bulunmuştur.
Hem icra dairesinin yetkisine hem de Mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi halinde öncelikle icra dairesinin yetkisine itiraz incelenmelidir. İtirazın iptali davasının dinlenebilmesi için öncelikle yetkili icra dairesinde yapılmış bir takip gerektiği ve bu hususun HMK. 114/2 maddesi uyarınca dava şartı olduğu dikkate alınmalıdır. Yetkili icra dairesinde yapılmış bir takip bulunmaması halinde, dava şartı yokluğu sebebiyle HMK.’nun 115/2 maddesi gereği davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
İİK’nun 50. maddesinin 1/1. cümlesinde icra dairelerinin yetkisinin tayininde HMK.’daki yetki kurallarının kıyasen uygulanacağı düzenlenmiştir.
HMK.’nun 17. maddesi “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü haizdir. Somut olayda sözleşme incelendiğinde; yetki sözleşmesinde kanunen yetkili mahkemelerin yetkisinin saklı tutulmadığı,——- Mahkemelerinin ve icra dairelerinin münhasıran yetkili kılındığı anlaşılmaktadır.
Davacı——–ve davalı şirket, tacir olduğundan; yapılan yetki sözleşmesi hüküm ve sonuç doğuracaktır. HMK. 17. madde uyarınca geçerli bulunan yetki sözleşmesi nedeniyle kanunen yetkili bulunan yerlerin yetkisi kalktığından bir başka deyişle yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan yetkili yer, kesin yetkili olmasa da münhasır yetkiye ilişkin olduğundan, yetki sözleşmesinde kararlaştırılan yer dışında takip ve dava açılamaz. Davalının yerleşim yeri İcra Dairesinin yetkisi, yetki sözleşmesi ile ortadan kalkmaktadır. Takibin, sözleşme gereğince ——-icra dairesinde başlatılması gerekirken takibin——–icra dairesinde başlatılması anılan yetki sözleşmesine aykırı olmuştur.
Eldeki itirazın iptali davasında, davaya dayanak icra takibi, yetkili ———-icra dairesinde başlatılmamıştır. Bu durumda, itirazın iptali davasında yetkili icra dairesinde yapılmış bir takip bulunmasına dair şart yerine getirilmemiştir. Hâlböyleyken itirazın iptali davasının koşulları oluşmadığından davanın usûlden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Koşulları oluşmayan itirazın iptali davasının usûlden REDDİNE,
2-)Karar ve ilam harcı olan 54,40-TL harcın peşin alınan 967,27-TL harçtan mahsubu ile bakiye 912,87-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip ve talep halinde davacıya iadesine,
3-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-)Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 7/2 ve A.A.Ü.T. uyarınca 4.080-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-)Davalı tarafça ödenen 7,80-TL vekalet harcının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde———— Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.01/12/2020