Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/153 E. 2021/866 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/153 Esas
KARAR NO : 2021/866

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 18/01/2020
KARAR TARİHİ : 02/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
—– teminatı altındaki—-plakalı otomobilin sürücü—- tarafından park edildiği yerde hasar gördüğü; çevrede yapılan araştırma ve temin edilen kamera görüntülerinde (sunulmamıştır) sürücü —- otomobilde bulunan —-parçalarının yanından geçtiği park halindeki — plakalı otomobile çarptığının ve kaza mahallini terk ettiğinin tespit edildiği; sürücü—–Ekspertiz incelmesi sonrasında—- otomobilin tamir ettirildiği ve 01.04.2019 tarihinde 3.226,16 TL ve 05.04.2019 tarihinde 5.855,01 TL olmak üzere toplam 9.081,17 TL onarım bedeli ödendiği; onarım bedelinin davalıdan tahsili için başlatılan icra takibinin haksız itirazı ile durdurulduğu açıklanarak;
—- sayılı dosyası ile —plakalı otomobilin 9.081,17 TL hasar tutarı ile ödenme tarihi 05.04.2019 itibariyle 815,07 TL işlenmiş avans faizinin toplamı 9.896,24 TL tazminatın tahsili için 23.09.2019 tarihinde başlatılan icra takibine itirazın iptali ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı talep edilmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karıştığı —-otomobilin sahibi olduğu ve iddia edilen dava konusu kazaya karışmadığı; kaza —–otomobilin sürücüsü olduğu iddia edilen —- tanımadığı; avans faizi
talep edilemeyeceği; —– olduğu açıklanarak; davanın—–reddi talep edilmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, kasko sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesine göre rücuen tazmini istemi için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasına ilişkindir.
Dava açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan usul hükümleri kapsamında basit yargılama usulüne tabi olup—- yargılamanın her aşamasında reesen değerlendirilebilecek dava şartları ve özellikle göreve ilişkin hususlar öncelikle incelenmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda;—- Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının—— dayanan rücu davası için de söz konusudur” — benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının — dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu aracın ——olduğu, ticari vasıfta olmadığından davacının halefi bulunduğu aracın hususi araç ve davalı aracının da hususi olduğu anlaşıldığından açılan dava TTK’nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde ticari dava niteliğinde olmadığını, başka bir ifadeyle davacı ile davalı gerçek kişiler arasındaki uyuşmazlık, haksız fiil niteliğindeki trafik kazasından kaynaklandığından ticari dava olarak nitelendirilemeyeceğini, bu nedenle davalılara gerçek kişilere yöneltilen dava, ticari dava olmadığı anlaşılmakla; nispi ticari davanın da söz konusu olmadığı dolayısıyla HMK’nın 4(1)/a maddesi uyarınca mahkememiz görevsiz olup, görevli mahkemenin Asliye Hukuk mahkemesi olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesinin zorunlu olduğu, görevin dava şartlarından olup HMK nun 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜ K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle DAVANIN USÛLDEN REDDİ ile GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya —- Nöbetçi ASLİYE HUKUK Mahkemesinin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Karar kesinleştikten sonra ve istek halinde HMK 20. Maddesi gereğince iki haftalık süre içinde dosyanın görevli — Nöbetçi ASLİYE HUKUK Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde HMK 20 maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
5-Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
6-Kararın talep halinde davacı vekiline ve davalıya tebliğe çıkarılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin — yolu ile yüzüne karşı verilen kararın HMK 345/1. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı