Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/125 E. 2021/277 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/125 Esas
KARAR NO: 2021/277
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/01/2020
KARAR TARİHİ: 01/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine tarafımızca—- sayılı icra takibi başlatılmıştır, ödeme emrinin tebliği üzerine davalı taraf ödeme emrinde belirtilen borcun — ferilerini ikrar etmiş, bakiye kısım olan — kısmına ve ferisine itiraz etmiş ve bu kısım yönünden takibin durmasına neden olmuştur ancak işbu itiraz haksız ve kötü niyetli olup ileri sürülen itiraz nedenleri gerçeklikten uzak ve dayanaksızdır. Şöyle ki icra takibine konu alacak davalı tarafın davacı müvekkil ile arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan fatura ve cari hesap alacaklarına dayanmaktadır. Takibe konu edilen —— cari hesap ekstresine dayanmakta olup müvekkile davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmamıştır. İşbu sebeple davalı aleyhine itiraza konu icra takibinin başlatılması zorunluluğu doğmuştur. Davalı tarafça yapılan itiraz sonrası alacağın ticari olması nedeniyle zorunlu arabuluculuk kanun yoluna başvurulmuş ve süreç anlaşmama ile sonuçlanmıştır. Açıkladığımız nedenlerle davalı tarafından takibe karşı müvekkile hiçbir ödeme gerçekleştirilmeksizin yapılan, hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz nitelikteki itirazın iptali ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedil mesine karar verilmesini talep etme zorunluluğu doğmuştur. Açıkladığımız nedenlerle, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla davalı/borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takip konusu bakiye alacak olan —-faizi ve masraflarıyla davalı/borçludan tahsiline. Davalının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, her türlü yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekiline usulüne uygun tensip zaptı ekli duruşma gününün, davalıya tensip zabtı, dava dilekçesi ve duruşma günü bildirir tebligatın usulüne uygun tebliğ edildiği görüldü.
Tarafların dava konusu yıllara ait —— dosya arasına celp edildiği görüldü.
—— aslının celp edildiği görüldü.
Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
Mahkememizce davacı şirket ile davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi için inceleme günü verildiği, davacı şirket defterlerinin yerinde inceleme yapılarak bilirkişi tarafından rapor düzenlendiği, davalıya gönderilen inceleme günü bildirir usulüne uygun tebligata rağmen —– tarihindeki mahkememiz inceleme gününe katılmadığı ve yerinde inceleme talebinde bulunmadığından defter incelemesinin yapılamadığı, dosyada mevcut bulunan belgeler üzerinden davalı defterlerine ilişkin inceleme yapıldığı görüldü.
—- tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında:
5.1. Davacı şirket tarafından ibraz edilen —-yılına ilişkin ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve dava konusu ile sınırlı kalmak kaydıyla defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, davacı şirketin defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun olduğu, davacı şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri — takdirinde olduğu,
5.2. Davalı şirket, inceleme günü olan ——tarihinde Mahkemenin kalemine gelmediği, yerinde inceleme talebinde bulunmadığı, iş bu sebeplerden dolayı davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığı,
5.3. Tarafların tacir olduğu ve taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu,
5.4. Davacı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre; takip tarihi olan— tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten kaydi — alacaklı olduğu, alacak tutarının başlatılan takihteki asıl alacak ile aynı olduğu ancak davalı tarafından borcun — kabul edildiği, kalan bakiye alacağının —olduğu ve —- asıl alacak üzerinden de takibin devam etmesi gerektiği,
5.5. Davacının davalı adına düzenlemiş olduğu tüm faturaları, davanın taraflarının —– bildirdiği, Tarafların Beyanlarının birbirleriyle uyumlu olduğu, ayrıca davalının ilgili faturalara yasal süre içersinde itiraz etmediği ve iade faturası düzenlemediği,
5.6. Davacı şirketin takip tarihinden önce davacı şirketi tetmerrüde düşürdüğüne ilişkin dava dosyası ve icra dosyasında herhangi bir bilgi ve belge olmadığı, takip tarihi öncesinde işlemiş faizi talep edip edemeyeceği yönünde ki takdirin mahkemenize ait olduğu, —– takdirinin takip tarihi öncesi işlemiş faiz talep edilebilir yönünde olması halinde, takibi durdurulan —-için takip öncesi işlenmiş faiz —- olarak hesaplandığı,
5.7. Davacı şirketin davalı şirketten takip sonrası talep edebileceği faiz miktarının tutarının infaz aşamasında İcra Dairesince hesap edilebileceği,
5.8. Davacımn icra inkâr tazminatı taleplerine ilişkin takdirin ise Sn. Mahkemeye ait bulunduğunu ” rapor etmiştir.
Taraflara usulüne uygun bilirkişi raporunun tebliğ edildiği görüldü.
Davacı vekilinin mahkememiz duruşmalarındaki beyanlarında aşamalardaki yazılı ve sözle beyanlarını tekrar ettiği görüldü.
Davalı şirketin duruşmalara hiç katılmadığı görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
—— sayılı dosyası celp edilmiştir.
Davacının, yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defteri tutmakta olduğu bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. Davacının ticari alanda faaliyet gösteren şirket olduğu anlaşılmaktadır. Buradan hareketle; davacı tacir sıfatını haizdir.
Davalı, ticaret şirketi olup tacirdir. Taraflar tacir olduğuna ve ticari defterlerin açılış-kapanış onayları süresinde yapıldığına göre, ticaret defter içerikleri delil niteliği taşıyacaktır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir ——
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. —- Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —
Mahkememizce, tarafların—- yılına ait ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere, iddia ve savunmalar ekseninde varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti için, dosya bilirkişiye tevdii edilmiştir.
Bilirkişi raporunda; davacı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, davacının davalıdan— alacağının olduğu ve icra takip dosyasında talep edilen asıl alacak tutarı ile uyumlu olduğunu ancak davalı tarafından borcun— kabul edildiğini kalan bakiye alacağın— olduğu ve asıl alacak üzerinden de takibin devam etmesi gerektiği hususlarını rapor ettiği görülmüştür.
Takibe konu faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlıdır. Davacının davalı adına düzenlemiş olduğu ticari fatura senaryosu ile düzenlediği e-faturaların davalıya tebliğ edildiği ve TTK’ nun 21/2 maddesinde belirtilen sekiz günlük süre içerisinde itiraz etmeyerek içeriğini kabul ettiği anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK 21/2 ” Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmünü içermektedir.6102 sayılı TTK nun 21. Maddesi her iki tarafın tacir olması halinde hüküm ve sonuç doğuran maddedir, somut olayda her iki taraf tacir sıfatına haizdir.
Ticari defterlerin delil olarak ibrazı 6100 sayılı HMK nun 222. Maddesinde düzenlenmiştir. Mahkememizce — nolu ara kararda taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. Maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekmiştir—
Taraflar arasında bir ticari ilişki bulunduğu, yine tarafların ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan —- asıl alacak, takip öncesi işlenmiş faiz —olarak hesaplanacağı bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır.İddia sahibi, iddiasını ispatla yükümlüdür. Davacı ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde göre davalının davacıya — borcu olduğu anlaşılmıştır.
Dosya içeriği ve bilirkişi raporu kül halinde düşünülüp değerlendirildiğinde; davacının davalıdan —- alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davanın tarafı olan tacirler arasındaki ticari ilişkinin ticari iş niteliğinde olduğu gerçeği karşısında takibin — asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle devamına karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan, icra dosyasına dayanak yapılan faturalara ve huzurdaki dosyaya ibraz edilen ticari defter kayıtlarına göre, alacağın belirli(likit) olduğu sonucuna varılmış, İcra İflas Kanunu’nun 67/2 maddesi uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya ödenmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
-Davalının — yapmış olduğu kısmi itirazın iptali ile, takibin —- asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle DEVAMINA,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-Karar ve ilam harcı olarak alınması gerekli 136,620-TL harçtan peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 82,22-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4080-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafça dava açılışta yatırılan 54,40-TL peşin harç, 54.40TL başvuru harcı, 7.80TL vekalet harcı olmak üzere toplam 116,60-TL harç masrafı ile bilirkişi ücreti, posta-tebligat gideri 970-TL nin toplam 1.086,60-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
8-Dosya kesinleştiğinde ——– aslının mahkeme kararı ve kesinleşme şerhi eklenerek iadesine,
Dair, davacının yüzüne karşı miktar itibari ile kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/04/2021