Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/121 E. 2020/36 K. 21.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/121 Esas
KARAR NO: 2020/36
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/01/2020
KARAR TARİHİ: 21/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ.
Davacı Vekili dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı arasında —— tarihinde imzalanan——– dayalı olarak, davalının——————– sayılı adresinde bulunan evine dekorasyon işleri yaptığını, yapılan bu işler karşılığında alacağı bulunduğunu belirterek, ——–TL alacağı tahsiline karar verilmesini, ayrıca davalıya ait menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
Öncelikle eldeki davada, mahkememizin görevli olup-olmadığının tartışılması gerekir. Mahkemelerin bir dava veya işe bakmaya görevli olup-olmadığı hususu Re’sen nazara alınır. HMK 114. maddesi gereğince mahkemenin görevli olup-olmadığı dava şartlarındandır.
Dava, ———————– dayalı ihtiyati tedbir talebine ilişkindir.
HMK’nun 1. maddesi “(1) Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. “Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. 6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesinde ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumu düzenlenmiştir. TTK nun 4. maddesine göre; Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Yine tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; TTK’dan, TMK’nun 962–969. maddelerinden, TBK nun 202, 203, 444, 447, 487–501, 515–519, 532–545, 547–554, 555–560 ve 561–580. maddelerinden, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuattan, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerden ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerden doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.
TTK’nın 5. maddesinde de ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumundan hareket ederek, Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu dava ve işler düzenlenmiştir. TTK’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Yine özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere Asliye Ticaret Mahkemesinde bakmakla görevlidir.
TTK’nın 4. maddesi incelendiğinde, üç grup ticarî davanın bulunduğu, ayrımın 1- Mutlak Ticari Davalar, 2- Havale, Vedia ve Fikir ve Sanat Eserlerine İlişkin Haklardan Doğan ve Bir Ticarî İşletmeyi İlgilendiren Davalar 3- Nispi Ticari Davalar olarak yapılabileceği, tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davaların (mutlak ticarî davalar); ticarî sayılması için en azından bir ticarî işletmeyi ilgilendirmesi gereken davalar ve her iki tarafın da ticarî işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar (nispî ticarî davalar) olarak nitelendirilebileceği, Mutlak Ticarî Davaların, 6102 Sayılı TTK’nın 4/1.a bendinden f’ bendine kadar sayılan hususlardan doğan davalar ile özel kanun hükümleri gereği (Mutlak) ticarî sayılan davalar olarak ikiye ayrılabileceği, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın belirtildiği gibi bu tür davaların mutlak ticarî dava sayılacağı ve Ticaret Mahkemelerinin görevine gireceği, havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan uyuşmazlığın ticarî dava sayılabilmesi için, uyuşmazlığın, taraflardan birinin ticarî işletmesiyle ilgili olması koşulu aranmayacağı (TTK 4.1, son cümle), nispi ticari davalar ile ilgili olarak ise;
TTK 4/1 Maddesinde yer alan hükme göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının” ticarî dava sayılacağı, taraflardan yalnız birinin ticarî işletmesi ile ilgili olarak yasada sayılanlar dışında sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların, ticarî davaya vücut vermeyeceği, taraflardan birinin ticarî işletmesini ilgilendiren bu tür sözleşmelerin, her ne kadar TTK 19.2 uyarınca diğer taraf için de ticarî iş sayılırsa da, bu durumun, davanın TTK 4/l’e göre (nispî) ticarî dava sayılmasını gerektirmeyeceği anlaşılmıştır.
28.11.2013 tarihli ve 28835 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 3/1-k Maddesinde, Tüketicinin “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak tanımlandığı,
Aynı yasanın 3/1- ı- bendinde Tüketici işleminin ise ” Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmış olduğu anlaşılmıştır.
Tüketici Mahkemelerinin görevini düzenleyen 73/1 Maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.”
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 83/2. Maddesinde “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer verildiği anlaşılmıştır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümleri somut olayla birlikte değerlendirildiğinde;
Eldeki davanın————– dayalı olduğu, davalının ticari veya mesleki amaçla hareket eden bir kişi olmayıp, kendi evine dekorasyon hizmeti satın alan tüketici sıfatında olduğu, davalının anılan yasanın 3/1-k Maddesine göre tüketici olarak kabul edilmesi gerektiği, tüketicilerle yüklenici arasında yapılan istisna sözleşmelerinin, Tüketici Sözleşmesi niteliğinde olduğu, aynı yasanın 73/1. Maddesinde tüketici işlemine ilişkin davaralara Tüketici Mahkemeleri tarafından bakılacağının hüküm altına alındığı, göreve ilişkin kuralı daha da tartışmasız hale getiren 83/2 Maddesi hükmü ile de “diğer kanunlarda hüküm olması halinde dahi” 6502 Sayılı Yasanın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağının açıkça belirtildiği anlaşılmakla davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olması nedeni ile görevsizlik kararı verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
H Ü K Ü M : Yukarıda ayrıntısı açıklandığı üzere;
1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE;
2-HMK’nın 20. Maddesi uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli Mahkemenin İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesi olduğuna, HMK’nun 20. Maddesindeki yasal şartlar yerine getirildiğinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesi Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE;
3-HMK 20. maddesi uyarınca süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmişse kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflardan birinin Mahkememize başvurarak dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi aksi takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına;
4-HMK 323/1-a, ğ madde ve bentleri uyarınca yargılama giderinden olan karar ve ilam harcı, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin HMK 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra davaya devam edecek olan İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesince hükmedilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmez ise talep halinde yargılama giderleri hakkında Mahkememizce karar verilmesine;
Dair, HMK’nın 345/1. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluklarında dosya üzerinden verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 21/01/2020