Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/12 E. 2022/321 K. 16.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/12 Esas
KARAR NO: 2022/321
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/01/2020
KARAR TARİHİ: 16/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA /TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacı ile davalı arasında —-akdedildiğini, sözleşmeye göre davacı tarafın davalı işyerine işyeri güvenliği ve işyeri hekimliği hizmeti sunmayı, davalı tarafın da bu hizmete karşılık olarak aylık —– ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, işbu sözleşme süresince davacının sözleşme gereği yüklendiği edimleri yerine getirdiğini, davalı adına düzenli olarak fatura tanzim edildiğini, davalı tarafından kısım ödemelerin yapıldığını ancak——- icra dosyası nezdinde takibe konu edilen fatura bedellerinin ödenmediğini, başlatılan takibe davalı tarafından itiraz edildiğini, davalı tarafından sunulan itiraz dilekçesinde taraflar arasında herhangi bir sözleşme olmadığı, kendilerine mal teslimi yapılmadığı, fatura tebliğ edilmediği, herhangi bir borçları olmadığı beyan edilmiş ise de söz konusu itirazlar somut gerçekleri yansıtmadığını, sunulan bu hizmetin davacı ile davalının defteri ile sabit olduğunu, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek davanın kabulü ile ——- yapılan itirazın iptaline, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafından davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Fatura alacağının konu edildiği icra takibine davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.
—- sayılı takip dosyası celp edilmiştir. Dosyanın incelenmesinde; alacaklının —- borçlunun —-olduğu,——– toplam alacak üzerinden davalı aleyhine takip başlatıldığı, davalı tarafından takibe, ödeme emrine, faize, faiz oranına, borca ve ferilerine itiraz edildiği, davacı tarafından yasal süresi içerisinde davanın harçlandırılarak—– üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
Arabuluculuk son tutanak aslı dosya içerisinde mübrezdir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir—— formları celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığından, davalının davacının ileri sürdüğü iddiaların tamamını inkâr ettiği varsayılmıştır.
Davalı vekili —- tarihli beyan dilekçesinde özetle; İcra takibine konu faturalar döneminde davalıya hizmet verilmediğini, fatura bedelinin —— fatura düzenlenmesinin sözleşmeye aykırı olduğunu, davacının alacak iddiasının yargılamayı gerektirdiğini savunarak davanın reddi ile davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
6100 sayılı HMK Madde 222-(1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. ——— Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
6102 sayılı TTK Madde 64-(1)—–Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
6100 sayılı HMK 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
—- tarihli ön inceleme duruşması – numaralı ara kararı ile; Tarafların—- yıllarına ait ticari defterleri üzerinde —- bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi — tarafından sunulan— tarihli bilirkişi raporunda özetle; —- bedel ile anlaşmış oldukları,—–hadleri altında kalan faturalar için davalı yanca beyanda bulunulmadığı, c.Davacı yanca davalı şirkete verildiği iddia edilen hizmete ait onaylı kayıt defterinin istenmiş olmasına rağmen ibraz edilmediği dolayısıyla verilen hizmetin ispata muhtaç olduğu, d.Davacı tarafından faturaların e-arşiv faturası olarak düzenlendiği ancak davalının e-arşiv fatura kullanıcısı olmadığı, davalıya bu faturaların tebliğine ilişkin belge ibraz edilemediği ve ispata muhtaç olduğu…”, belirtilmiş, bilirkişi tarafından sunulan —- tarihli ek beyan dilekçesi ile; ”… Davacı şirket yetkililerinden rapor verme tarihine kadar—- eden şirketlerin tutmak zorunda oldukları —– talep edildiği, covid dolayısıyla kargoda takılmış olan belgenin raporun verilme tarihi sonrası —- tarihinde ulaştığı, ilk raporda rapor içerisinde hizmetin verildiğine dair tespit yapılamadığı beyan edilen kısımda değişiklik yapılarak dosyaya sunulduğunun beyan edildiği ve sunulan raporda özetle; —-akdedildiği, Aylık hizmet için tarafların —bedel ile anlaşmış oldukları, —– hadleri altında kalan faturalar için davalı yanca beyanda bulunulmadığı, c.Davacı yanca davalı şirkete verildiği iddia edilen hizmete ait onaylı kayıt defterinde yapılan incelemede davalıya hizmetin verildiğine dair davalı şirketin kaşe ve imzası yer aldığı, Davacı tarafından faturaların e-arşiv faturası olarak düzenlendiği ancak davalının e-arşiv fatura kullanıcısı olmadığı, davalıya bu faturaların tebliğine ilişkin belge ibraz edilemediği ve ispata muhtaç olduğu…” belirtilmiştir.
Tanzim edilen bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davacı vekilince rapora karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.
Mahkememizin—- tarihli celse ara kararı gereği davalı tarafın defter incelemesinin yapılarak ek rapor tanzim edilmek üzere yeniden bilirkişiye tevdiine karar verilmiş, tanzim edilen —- tarihli ek rapor raporda özetle; ”…Taraflar arasında —- akdedildiği, buna göre; —- sınıfinda yer alan iş yeri için —– hekim olduğu, kısmi süreli olarak çalışması konusunda tarafların anlaşmaya vardıkları, yapılan incelemelerde davacı yan yasal defterlerine göre takip tarihi olan — davalı şirketten alacaklı olduğu, davalı yan defterlerinde ise, —- davacıya borcu olduğu görüldüğü, davacı tarafından keşide edilen faturalar incelendiğinde faturaların e-arşiv fatura olduğu, davalmın e-arşiv fatura kullanıcısı olmadığı, davalıya söz konusu fatura içeriğindeki hizmetin verildiğini gösterir davalı şirket kaşe ve imzasına havi “tespit ve tavsiyeleri içerir onaylı defter” ibraz edildiği, davalıya davacı tarafından hizmet verildiğinin anlaşıldığı, —– tarihli faturanın davalıya tebliğinin ispata muhtaç olduğu…” belirtilmiştir.
Tanzim edilen bilirkişi ek raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince bilirkişi ek raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Mahkememizin — tarihli celsesinde—- bedelli —— tarihli faturanın davalı şirkete tebliğ edildiğine dair belgelerin davacı tarafça —- haftalık süre içerisinde dosyaya sunulmasına, aksi halde davacı tarafın dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı gözetilerek davacının yemin deliline dayanıp dayanmadığı hususunda 2 haftalık süre içerisinde beyanda bulunmasına, talep edildiğinde celse arasında yemine ilişkin yemin metni düzenlenmesine karar verildiği, davacı vekili tarafından celse arasında yemin metni hazırlayarak dosyaya sunduğu, davalı şirket yetkilisine yemin metninin tebliğ edildiği, şirket yetkilisi —– tarihli duruşmasında hazır bulunduğu ve yemin edasında bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirket yetkilisi —- tarihli celsedeki beyanında; ‘—— düzenlenen —– bedelli faturaya istinaden davacı yandan hiçbir suretle iş güvenliği ve sağlığı hizmeti almadık——- bedelli Fatura gönderilmedi.” şeklinde beyanda bulunmuş olup, şirket yetkilisi yemininde sebat ettiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamından; Taraflar arasında —– bulunduğu, davacının —- aylarına ilişkin hizmet bedellerinin davalı tarafından ödenmediği iddiasıyla icra takibi başlattığı, mahkememizce re’sen seçilen bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda taraflara ait ticari defter ve kayıtların ilgili tarafı bakımından delil niteliği taşıdığı, hizmet bedelinin aylık —-olduğu, davacı ticari defter ve kayıtlarından davacının takip tarihi itibariyle — davalı şirketten alacaklı olduğu, davalı yan defterlerinde ise —- davacıya borcu bulunduğunun kayıtlı olduğu, takibe konu faturaların e-fatura şeklinde tanzim edildiği ancak davalı tarafın e-fatura kullanıcısı olmadığının bildirildiği, raporun denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, sunulu “tesbit ve tavsiyeleri içerir onaylı defter” kayıtlarında takibe konu aylar yönünden davalı şirket kaşe ve imzası bulunduğu, takibe konu faturalardan—— bedelli faturanın davalı tarafa tebliğine ilişkin dosya içerinde delil bulunmadığı, ilgili aya ilişkin davacı tarafından yemin teklif edildiği ve davalı şirket yetkilisi tarafından yeminin eda edildiği ve yemininde sebat ettiği anlaşılmakla davacının takip tarihi itibariyle davalı şirketten—- asıl alacağının bulunduğu ve bu bedele yönelik davalı itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğunn anlaşıldığı, talebe konu —- tarihli faturaya yönelik davacı tarafın iddiasını ispatlayamadığı, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 tutarında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği, red edilen alacak yönünden ise davacı tarafından haksız takip yapıldığına ilişkin dosya kapsamında delil bulunmadığı anlaşıldığından davalı tarafından talep edilen kötüniyet tazminatının reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KISMEN KABULÜNE- KISMEN REDDİNE,
2-)Davalının —– sayılı takibe yaptığı itirazın KISMEN İPTALİ ile ,takibin —– asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
-Takibe, takip talebindeki talebi aşmamak kaydıyla yıllık değişen oranlarda ticari temerrüt faizi uygulanmasına,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si tutarında olan 985,60-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Şartları bulunmadığından davalı tarafın, kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 336,63-TL harçtan, peşin alınan 94,68-TL’nin mahsubu ile bakiye 241,95‬ -TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6A-)Davayı kabul-ret oranına göre; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinden 1.161,6‬0-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5B-)Davayı kabul-ret oranına göre; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinden 158,40 -TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davanın kabul edilen miktarı yönünden; Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler 13/1-2 maddeleri uyarınca 4.928,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davanın ret edilen miktarı yönünden; Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler 13/1-2 maddeleri uyarınca 616,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8-)Davacı tarafça yatırılan 156,88-TL harç ve 768,00-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 924,88‬-TL yargılama giderinden davayı kabul-ret oranı dikkate alınarak toplam 813,89-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-)Davalı tarafça yatırılan 7,80-TL vekalet harcından kabul-ret oranına tekabül eden 0,93 TL yargılama giderlerinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
10-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK.m.341/2 uyarınca miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı. 16/05/2022