Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/989 E. 2020/524 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/397 Esas
KARAR NO: 2020/525
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/09/2019
KARAR TARİHİ : 10/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; yaralamalı trafik kazası nedeniyle tedavi giderleri, bedensel zarar ve zararın kalıcılığı nedeniyle oluşan maddi tutarlarının, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere; sürücü, işleten/araç sahibi ve sigorta şirketinden tahsili talebine ilişkin olduğunu, — günü davalılardan — yönetimindeki, diğer davalılardan —-Plakalı araç ile — ilçesinde seyir halindeyken, ağır maddi hasarlı trafik kazası geçirdiğini, olay sırasında müvekkili ——–ile yolcu konumunda olduğunu, müvekkili —–adlı ağır bir beyin operasyonuna maruz kaldığını, aynı zamanda kalça ve sağ ayak bileğinden de tedavi edildiğini, müvekkilinin ayak ve kalçasındaki hasarlar tamamen geçtiğini, beyin hasarının ise halen devam ettiğini, bu sebeple herhangi bir işte çalışamadığını, malulen de emekli olamadığını, maddi tazminat bakımından HMK’nın 107.maddesine göre “belirsiz alacak davası”olarak açıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, Trafik kazasında kalıcı surette yaralanan müvekkilimin tedavi gideri, işgücü kaybı, bedensel zarar vs. Zararlardan doğan maddi tazminat tutarlarının belirlenerek, işleten ve sürücüler yönünden olay tarihinden, sigorta şirketi yönünden başvurunun yapıldığı temerrüt tarihinden işletilecek faizi,—–yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılara ödetilmesine,—— plakalı araç, halen davalı —-kayden ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle dava şartı itirazlarını bulunduğunu, arabuluculuğa başvurmadığını, davacının dava dilekçesinde iddia ettiği gibi, —- plakalı aracın müvekkil şirket’te —–tarihini kapsar bir trafik poliçesi olmadığını, bu nedenle müvekkil şirket yönünden davanın esasına girilmeksizin husumet yönünden reddini talep ettiklerini, bahsi geçen aracın müvekkili şirkette kaza tarihini kapsar sigorta poliçesinin bulunmadığını, fazlaya ilişkin her tür talep, beyan, itiraz hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın öncelikle arabulucu dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, kazaya konu aracın trafik poliçe müvekkil şirket nezdinde olmadığından, davanın müvekkil şirket yönünden husumet yönünden reddine, davanın esasına girilmesi halinde; kusur durumunun tespiti yönünden varsa ceza dosyasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılmasını, dosya üzerinde uzman bilirkişi heyeti mağrifetiyle kusur için—– maluliyet için ise——- kurulunca ve zarar miktarı yönünden ise —- siciline kayıtlı aktüer tatafından inceleme yaptırılmasına, davanın esastan reddine,—- plakalı aracın kaza tarihi olan — tarihini kapsar poliçesinin tespiti ve celbi için——müzekkere yazılmasına, davanın —— ihbarına, müvekkil —–aracın davaya konu kazaya sebebiyet vermediğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazasından kaynaklı haksız fiil nedeni ile cismani zararın tazmini için açılan tazminat davasıdır.
Dava açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan usul hükümleri kapsamında basit yargılama usulüne tabi olup, teati aşaması tamamlandıktan sonra yargılamanın her aşamasında reesen değerlendirilebilecek dava şartları ve özellikle göreve ilişkin hususlar öncelikle incelenmiştir.
Uyuşmazlık konusu haksız fiil hükümleri 6098 sayılı TBK da düzenlenmiş olup, hükümlerin uygulanmasından doğan ihtilafların ticari dava olup olmadığı ve görevli mahkemenin belirlenmesinde genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Tüm dosya kapsamı, sunulan dilekçeler, toplanan deliller ve taraf beyanları doğrultusunda; dava konusunun da trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar tazmini için tazminat alacağına ilişkin olduğu, haksız fiil hükümlerinin TBK da düzenlendiği, bu hükümlerin uygulanmasından doğan uyuşmazlığın TTK’da düzenlenen veya TTK’da sayılan hususlara ilişkin olmadığından mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı gibi— —- kayıtlarında davacı tarafın tacir olmadığı anlaşılmakla; nispi ticari davanın da söz konusu olmadığı dolayısıyla HMK’nın 4(1)/a maddesi uyarınca mahkememiz görevsiz olup, görevli mahkemenin Asliye Hukuk mahkemesi olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesinin zorunlu olduğu, görevin dava şartlarından olup HMK nun 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle DAVANIN USÛLDEN REDDİ ile GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya—— Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Karar kesinleştikten sonra ve istek halinde HMK 20. Maddesi gereğince iki haftalık süre içinde dosyanın görevli —– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde HMK 20 maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
5-Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
6-Kararın talep halinde davacı vekiline ve davalıya tebliğe çıkarılmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, HMK 345/1. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde——- Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/12/2020