Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/988 E. 2021/93 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/988 Esas
KARAR NO : 2021/93
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 13/12/2019
KARAR TARİHİ : 02/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin davalıya taşımacılık hizmeti vediğini, davalının borçlarını ödememesi sebebiyle borçlu hakkında ——- sayılı dosyasıyla icra takibine girişildiğini, davalının itirazı ile takibin durduğunu, davalıya verilen taşıma hizmeti karşılığında ihracat faturalarının düzenlendiğini, sözkonusu faturaların davalıya tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını belirtilerek davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek davanın kabulü ile dava konusu değerin %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra-inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığından, HMK. m. 128/1 uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların davalı tarafından inkâr edildiği varsayılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir —- formları ilgili vergi dairesinden getirtilmiştir.
Mahkememizin — celsesinin– nolu ara kararıyla taraflara —-yıllarına ait ticari defterlerini sunması için 2 haftalık süre verilmiştir.
Huzurdaki dava para alacağına ilişkindir. Para borcu, götürülecek borçlardandır. Para borcunun, alacaklısının yerleşim yerinde ifası gerekir. Eldeki davada, para borcuna istinaden başlatılan bir icra takibi sözkonusu olduğundan, alacaklı şirketin yerleşim yeri —— adresinde, davalı-borçlu tarafından para borcunun ifası gerekir. Bu yönden değerlendirildiğinde; para borcu için başlatılan icra takibinde alacaklının yerleşim yeri icra dairesi —– yetkilidir. Aynı sebeplerle eldeki davada Mahkememiz de yetkilidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. ———– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1):——- Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı tarafın gerçek kişi tacir olduğu, davalının iştigal ettiği iş ile birlikte dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Öte yandan, davacı ve davalı tacirler arasındaki uyuşmazlıkta; tarafların ticari defter içerikleri taraflar yönünden yargılamaya esas olacaktır.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili, bilirkişi ücretinin davacı tarafça verilen 2 haftalık süreden sonra yatırıldığını ve davacının bilirkişi deliline dayanamayacağını ——- ortamından gönderdiği dilekçe ile savunmuştur. HMK m. 266/1 uyarınca taraflardan birinin talebi yahut Mahkemece kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilebileceği hüküm altına alınmış olduğundan; bilirkişi ücretinin ara kararda belirtilen 2 haftalık süre bitiminden sonra yatırılmasının bilirkişi incelemesi yaptırılmasına engel teşkil etmeyeceği, taraflar bilirkişi deliline dayanmasa dahi gerektiğinde Mahkemece HMK. m. 266/1 uyarınca re’sen bilirkişi incelemesi yaptırılabileceği gözetilerek, davalı vekilinin bilirkişi delil avansının 2 haftalık süreden sonra yatırılması ve bu sebeple bilirkişi incelemesi yaptırılamayacağına ilişkin itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacı taraf ticari defterlerini ibraz etmiş, ticari defter ve kayıtlar üzerinde—-bilirkişiye — inceleme yaptırılmıştır.
—- tarihli raporunda özetle; “…Davacı şirket yasal defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu yasal defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapılmış olduğu ve sahibi lehine delil olma özelliğini haiz olduğunu, davacı yanca verilen taşıma hizmeti için —- tarihli faturanın davacı tarafından keşide edildiğini, davalı şirketçe bu faturanın teslim alınarak —– formlarında beyan edildiğini ve kısım kısım ödemeler gerçekleştirildiğini, takip tarihi — davalı —alacaklı iken bu bedelin —– için takip başlattığını…” belirtmiştir.
—— cevabî yazısı ile davalı —- ait taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir —-formları celp edilmiştir. ———- davalı tarafından beyan edilmiştir. Bilindiği üzere, BA-BS formları da ticari defterlerin bir parçasıdır. Tacirler, yaptıkları alım ve satımları BA-BS formlarıyla vergi dairesine bildirmektedir. Davalının, BA formuyla davacıdan aldığı mal/ hizmeti vergi dairesine bildirdiği görülmektedir. Davacının ticari defter içeriği ile davalının vergi dairesine beyan ettiği BA formu birbiriyle örtüşmektedir. Davacının ticari defterlerine göre davalı — borçludur. Davacı, dava dilekçesinde harca esas —– olarak beyan etmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 26/1 taleple bağlılık ilkesi uyarınca icra takibinin——-üzerinden devamına karar verilmiştir.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, celp edilen davacı ve davalıya ait —– tanzim edilen bilirkişi raporu dosya içeriği ile birlikte kül halinde düşünülüp değerlendirildiğinde; davacının (HMK. m.26/1 uyarınca)——–alacağı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacının ticari defter kayıtları ile tarafların—formları kapsamında yapılan tetkik neticesinde; davacının — alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit—–muayyen- mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak —–üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup takibin yasal faiziyle devamına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2—— sayılı dosyasında takibe yapılan itirazın İPTALİNE, duran takibin asıl alacak olan—— üzerinden yasal faiziyle DEVAMINA,
3-)Asıl alacak olan 2.480,57-TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 169,45-TL harçtan peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 125,05-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1-2 ve A.A.Ü.T. uyarınca 2.480,57-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 88,80-TL harç ve 704,40-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam 793,20-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK. m. 341/2 uyarınca miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı.02/02/2021