Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/952 E. 2021/26 K. 15.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/982 Esas
KARAR NO: 2021/23
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/12/2019
KARAR TARİHİ : 15/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ————faaliyet gösteren davacı şirket ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalı şirket arasında ——— itibaren devam eden bir ticari ilişki bulunduğu, taraflarca asansör ve asansör ekipmanları alma konusunda anlaşmaya varıldığı, davacı şirket tarafından davalı adına dönem dönem ——Şubesi——–nolu hesaptan ——— hesaplara ve davalıdan alınan tahsilat makbuzlarından anlaşıldığı üzere çekler ile ödemeler yapıldığını, davalının ise işbu ödemeler karşılığında — tarihli — nolu — meblağı,—- tarihli— nolu —— tarihli — nolu — meblağlı ve — tarihli —- nolu ——– meblağlı faturaları ve işbu faturalarda belirtilen malları davacıya teslim ettiğini, davacı şirketin cari hesap ve ticari defterlerine göre — itibariyle davalı şirketten ——- alacağı bulunduğunu, alacağını tahsil edemeyen davacı şirket tarafından ———-sayılı icra dosyası ile başlatılan icra takibine haksız bir şekilde davalının itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyan etmiş, davalının itirazının haksız ve kötüniyetle yapıldığını ileri sürmüş, itirazın iptali ile davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra -inkar tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın müvekkili şirketten alacaklı olmadığını, tam tersine borçlu olduğunu, bununla ilgili olarak Mahkeme tarafından yaptırılacak olan bilirkişi incelemesi neticesinde durumun daha iyi biçimde anlaşılacağını, karşı tarafın, bunun haricinde cari hesap borcuna binaen vermiş olduğu çekleri de ödememiş olduğunu, bu çeklerin icra takibine konulduğunu, davacı tarafın iddia ettiğinin aksine ortada kendilerine ait bir borç olmadığı gibi olmayan borcun likit olmasının da söz konusu olmadığını, bu nedenle davacı tarafın asıl alacağın asgari %20’si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline lişkindir.
———— sayılı icra takip dosya aslı dosya arasında alınmıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir BA-BS formları ilgi —– celp edilmiştir.
——- tarihli 1. celsede davacı ve davalı vekilleri hazır bulunmuş olup 1. celse 9 nolu ara karar ile taraflara ——- yıllarına ait ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiştir. Davacı şirket ara karar uyarınca ticari defterlerini bilirkişi incelemesi için ibraz etmiştir. Davalı taraf ara karara rağmen, ticari defterlerini bilirkişi incelemesi için sunmamıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): ——– Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Öte yandan, davacı ve davalı tacirler arasındaki uyuşmazlıkta; tarafların ticari defter içerikleri taraflar yönünden yargılamaya esas olacaktır.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
———–tarafından tanzim edilen —— tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Asansör üretim ve montaj sektöründe faaliyet gösteren davacı şirket ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalı şirket arasında asansör ekipmanları alma konusunda anlaşmaya varıldığını, davacı şirketçe ibraz edilen ——– yıllarına ait yasal defterlerinde inceleme yapıldığını ve yasal defterlerin yasal süresi içinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olduğunu kazıntı ve silintiye rastlanmadığı, sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğunu, davacı yasal defterlerine göre —– itibariyle davalı şirketten — alacağı bulunduğu, buna rağmen davacı yanca —– bedel için takip başlatıldığını, davalı şirketçe davacı şirket alacak bakiyesini karşılar tüm fatura ve mal teslimine ilişkin sevk irsaliyelerini ibraz etmediği, defter ve belge ibrazında imtina ettiğini…” belirtmiştir.
Davacı şirket ticari defterlerini ibraz etmiş, davalı şirket ara karara rağmen ticari defterlerini ibraz etmemiştir. Hâlböyleyken; ticari defterlerini ara karara rağmen sunmayan davalı taraf, davacının ticari defter içeriğini kabul etmiş sayılacaktır.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, mübrez bilirkişi raporu, ilgili —–celp edilen BA-BS formları kül halinde düşünüp değerlendirildiğinde; davacının, ticari defter kayıtlarına göre davalıdan (HMK. m. 26/1 uyarınca) —- alacağı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacının, davalıdan alacağı bulunduğu, işbu alacağın likit (bilinebilir) -muayyen- mahiyette olduğu gözetilerek; İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak —– üzerinden %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış, davanın tarafı olan tacirler arasındaki ticari ilişkinin ticari iş niteliğinde olduğu gerçeği karşısında takibin ticari faiziyle devamına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)——– sayılı takip dosyasında takibe yapılan itirazın İPTALİNE, duran takibin —- üzerinden ticari faiziyle DEVAMINA,
3-)Asıl alacak olan 20.000-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 1.366,2-TL harçtan peşin alınan 241,55-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.124,65-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 4.080-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 292,35-TL harç ve 775,50,-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam 1.067,85-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ——–Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/01/2021