Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/946 E. 2020/191 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/946 Esas
KARAR NO: 2020/191
DAVA: Sigortadan Kaynaklı İstirdat
DAVA TARİHİ: 10/12/2019
KARAR TARİHİ: 16/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan Sigortadan Kaynaklı İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili adına trafiğe kayıtlı, —– —- bulunan —– plakalı araç ile —- tarihinde toplamda üç aracın dahil olduğu bir trafik kazasına karıştığını, kazanın oluş şekli —- dosya numaralı ——tarihli raporda anlatıldığını, kaza sonrası olay yerinde araç sürücü/malikleri tarafından ———– tanzim edildiğini, araçlarda meydana gelen maddi hasar yönünden trafik sigortalarından hasarların karşılanması amacıyla gerekli tüm evrak alış verişi ilgililer tarafından yapıldığını, —– İcra Müdürlüğünün ——– esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, borçlu olmadıkları halde —– İcra Müdürlüğünün ——— esas sayılı dosyasından maaş haczi yoluyla yapılan ödemenin davalıdan istirdadını, dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine, masraf ve de ücreti vekaletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ——- İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı dosyasında ödenen bedelin istirdadına ilişkindir.
Eldeki istirdat davasında davacı; ödenen, ancak borçlusu olmadığı bedelin tarafına iadesini talep etmektedir. Buradan hareketle dava, netice itibariyle bir miktar paranın ödenmesine ilişkindir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
TTK’nin 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Bu nedenle, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114(2) ve 115. maddeleri gereğince, dava açılmadan önce zorunlu arabulucuya başvurulmadan işbu davanın açılmış olduğu anlaşıldığından, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Şöyle ki, istirdada konu olan asıl uyuşmazlığın temeli, bir miktar para alacağına ilişkin anlaşmazlığa dayanmaktadır. 6102 Sayılı TTK”nin 5. maddesine eklenen 5/A maddesi de arabuluculuğa tabi ticari davaların bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davaları olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle, bu davaların türü itibariyle arabuluculuğa gidilmesi zorunludur.
İşbu dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuğa başvurulmuş olması 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ye eklenen 5/A ve HMK’nin 114/2. Madde1eri uyarınca dava şartıdır.
Dava şartlarına ilişkin kurallar kamu düzenindendir. “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler”(HMK115.md.). Yasada açıkça dava şartlarının her aşamada mahkemece kendiliğinden araştırılacağı düzenlendiğinden ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi uyarınca “arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi” gerekmektedir.
HMK 137, 138 ve 140. maddedeki ön inceleme aşamasında dava şartlarının inceleneceğine dair düzenlemeler, henüz incelenmemiş ise tahkikata geçilmeden önce dava şartlarının incelenmesi zorunluluğunu belirtmektedir. Bu hükümler her aşamada dava şartlarının incelenebileceğine dair 115. madde düzenlemesine inceleme zamanı bakımından en erken zaman olarak sınır çizen bir düzenleme olmayıp incelemenin en geç ne zaman yapılması gerektiğini göstermektedir.
Tüm bu nedenlerle; TTK’nun 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. bendinin son cümlesi, HMK’nun 114/(2) ve 115. maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usûlden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Dava şartı yokluğu sebebiyle DAVANIN USÛLDEN REDDİNE,
2-)Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Karar ve ilâm harcı olan olan 54,40- TL’nin peşin yatan 104,78-TL harçtan mahsubu ile bakiye 50,38-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip ve talep halinde davacıya iadesine,
4-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde———–Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.16/06/2020