Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/931 E. 2021/548 K. 25.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET
ESAS NO : 2019/931
KARAR NO: 2021/548
KARAR TARİHİ : 25/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkil şirket arasında taşıma sözleşmesine ilişkin olarak anlaşma yapıldığını, müvekkili şirketin taşımaları gerçekleştirmesine rağmen —— davalı şirket tarafından ödenmesi gereken bedelin ödenmediğini, icra takibine davalı tarafın kötü niyetli olarak itiraz etmesi sebebi ile takibin durdurulduğunu, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli olması sebebi ile takip tutarı üzerinden % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine icra takibinin devamına itirazın iptaline karar verilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, ticari ilişkiden kaynaklı icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
—– dosyası celp edilmiştir.
Taraflara ait—– bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU /TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): ——– Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosya —–bilirkişi ve—- uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiş, tarafların ——-yılına ait ticari defterleri üzerinde ——bilirkişisi marifeti ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. bilirkişiler tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; davacı ———yılına ilişkin defterlerin 6102 sayılı TTK nun 64. Madde hükmüne göre yasal süresi içerisinde tasdik edildiği,—– yılına T. Yılına ait yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yasal süresi içinde yapıldığı tespit edildiğini, —– yazılan müzekkere ile davalı—- formlarının istenmesine ilişkin yazıya —- sayılı yazı ekinde bulunan ve davalı tarafa ait BA/BS formlarının incelenmesi neticesinde davalı tarafın —-dönemine ait olarak davacı taraftan ——- tutarında alım yaptığına dair beyan suretinin görüldüğünü, tespitlerde davaya konu ticari işlemlere ait belgelerin —- belgelendirildiği tespit edildiği, kayıtların —- cinsinden tutulmakta olduğunu, CMR’nin taşımacının sorumluluğu başlığını taşıyan 17.1 ve TTK 875.1 maddeleri gereğince taşımacı, yükü teslim aldığı andan yükü teslim edinceye kadar bunların kısmen veya tamamen kaybından doğacak hasardan ‘ve taşıma süresinin aşılmasından’ sorumlu olduğunu belirttiğini, davacı firmanın transit refakat belgeleri kapsamında araçlarının gümrük idarelerinde işlem gördüğü ve CMR/ hamule senetlerinde belirtildiği gibi teslim almış olduğunu, emtiaların zamanda hasarsız olarak alıcısına teslim etmesiyle üstlenmiş olduğu sorumluluğu yerine getirdiğini, davacının davacıdan taşıma sözleşmesi ile belirlenmiş olan navlun bedellerini hak kazandığını, davacı tarafın —— yıllarına ait ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde davacı tarafın davalı taraftan —– alacaklı olduğuna dair defter kayıtlarının tespit edildiğini, dava dosyası ve eklerinin incelenmesinden davalı borçlunun takipten önce temerrüde düşürüldüğüne dair ihtarname ve benzeri herhangi bir belgeye rastlanmadığını, alacağa faiz hesaplanması halinde —- anılan dönem aralıklarında —-mevduata uyguladığı en yüksek faiz oranı üzerinden yapılan hesaplamada —— faiz hesaplanacağı, Cmr konvansiyonu kapsamında davacı davalı ile yapmış olduğu taşıma sözleşmesi kapsamında tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, navlun bedellerini hak ettiğini, davalının davcıya ödeme yapması gerektiği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizce dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; davacının ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş olduğu, davalının ticari defterlerini sunmamış olduğu görülmekle davacının ticari defterlerinin lehine delil niteliğinde kabul edilebileceği, davacının yapılan taşıma sözleşmesi kapsamında tüm sorumluluklarını yerine getirdiği anlaşılmakla, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan —— alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının (Takip tarihindeki kur üzerinden) hesaplanarak davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2—— sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin—- üzerinden —— üzerinden mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte DEVAMINA,
3-Asıl alacak olan ——- üzerinden takip tarihindeki kur ile hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Dava tarihindeki kur üzerinden alınması gerekli karar ve ilâm harcı olan 4.744,63-TL harçtan peşin alınan 1.111,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.632,88-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ve karar tarihindeki kur üzerinden hesaplanan 14.818,02-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan bilirkişi ücreti, tebligat ve posta gideri olmak üzere 2.972,00-TL yargılama gideri ve 1.111,75-TL peşin harç toplamı 4.083,75-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde——- Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı. 25/06/2021