Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/926 E. 2021/113 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/926 Esas
KARAR NO : 2021/113
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2019
KARAR TARİHİ : 09/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlunun cari hesaba dayalı bakiye borcunu ödemediğini, bunun üzerine ——dosya ile davalıya karşı takibe girişildiğini, —— tarihinde tebliğ edildiğini ve davalının da süresinde icra takibine asıl alacağa, işlemiş faize ve tüm ferileri ile yetkiye haksız olarak itirazda bulunarak icra takibini durdurduğunu belirterek izah edilen sebeplerden dolayı davalı – borçlu şirketin icra dosyasına vaki haksız kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20 icra-inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalının/ vekilinin cevap dilekçesi sunmamış olduğu görüldüğünden; davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaları, davalının HMK. m. 128/1 uyarınca inkâr ettiği varsayılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptaline lişkindir.
——- sayılı dosyası celp edilmiştir.
Mahkememizin — tarihli celsesinin — ara kararı ile davacı ve davalı tarafa ait —- yılına ilişkin ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi incelemesi için Mahkememize ibrazı istenmiş, ibraza ilişkin taraflara süre verilmiştir.
Borçlu-davalı taraf icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Davanın ve icra takinin para alacağına ilişkin olduğu, para borçlarının götürülecek borçlardan olduğu, alacaklının yerleşim yerinde para borcunun ifası gerektiği, alacaklının yerleşim yerinin ——- olduğu ve böylelikle alacaklının yerleşim yeri icra dairesi ve Mahkemesinin yetkili bulunduğu anlaşılmış, bu yönü ile icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın reddine karar verilmiştir.
Davacı taraf, ara karar uyarınca ticari defterlerini bilirkişi incelemesi için ibraz etmiştir. Davacı şirketin e-defter mükellefi olduğu —— bilirkişi tarafından raporunda belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir —-ilgili —- celp edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.———Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): ———– Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Öte yandan, davacı ve davalı tacirler arasındaki uyuşmazlıkta; tarafların ticari defter içerikleri taraflar yönünden yargılamaya esas olacaktır.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların —— yılına ait ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş,—– tarafından düzenlenmiş bilirkişi raporu Mahkememize ibraz edilmiştir. ——- bilirkişi raporunda özetle; “..Taraflar arasında cari hesaba dayalı ticari iş ilişkisi bulunduğunu, yazılı bir sözleşme bulunmadığını, davacı yanca sunulan yasal defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapılmış olduğunu ve kazıntı-silintiye rastlanmadığını ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğunu, davalı yanca defter ibraz edilmediğini, davacı tarafından yapılan satışların hafriyat malzemeleri olduğunu ve davalıya elitelinl satış faturası bedellerinin — adet fatura ile — olduğunu, davalının bu alımları —— formlarında beyan ettiğini, yani yasal defterlerine bu alımları işlediğini ve yasal süresinde ya da sonrasında söz konusu faturalara itiraz etmediğini, davacı yan yasal defterlerinde takip tarihi olan —tarihinde davalıdan —-alacaklı olduğunu, davacının takip tarihinden itibaren faiz talep edebileceğini…” belirtmiştir.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, ticari defter içeriği, mübrez bilirkişi raporu, celp edilen ——–dosya kapsamı ile birlikte kül halinde düşünülüp değerlendirildiğinde; davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının süresi içinde yapıldığı, ticari defterlerin sahibi lehine delil olma vasfını haiz bulunduğu, davalı tarafın ticari defterini ara karara rağmen ibraz etmediği, ticari defterlerini ibraz etmeyen davalının HMK. m. 222/3 uyarınca davacının ticari defter içeriğini kabul etmiş sayıldığı, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, davalının davacıdan aldığı ürün/ hizmeti BA formuyla —– bildirdiği, bu durumda davalının alımları kabul ettiği ve ticari defterlerine kaydettiğinin anlaşılması gerektiği, davacının ticari defterine göre davacının —– alacağı olduğu, davacının icra takibi öncesinde davalı —- düşürmediği dosya içeriğinden anlaşıldığından davacının icra takibiyle birlikte faiz talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davacının icra takibi öncesine ilişkin faiz talebi, belirtilen sebeple karşılanmamıştır. Davacı vekili, dava değerini dava dilekçesinde — olarak bildirmiştir. Davanın, —- üzerinden kısmen kabulüne-kısmen reddine karar verilmiştir.
Davacının ticari defter ve kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde, davacının davalıdan para alacağı bulunduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit —-muayyen- mahiyette bulunduğu gözetilerek; İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak—– üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup davanın tarafı olan tacirler arasındaki ticari ilişkinin ticari iş niteliğinde olduğu gerçeği karşısında duran takibin ticari faiziyle devamına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KISMEN KABULÜNE – KISMEN REDDİNE,
2-)—– sayılı takip dosyasında takibe yapılan itirazın İPTALİNE, duran takibin —- üzerinden ticari faiziyle DEVAMINA,
3-)Asıl alacak olan—- üzerinden hesaplanacak %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-)Davayı kabul – ret oranına göre; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinden 1.287,67-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Davayı kabul – ret oranına göre; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinden 32,33-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Karar ve ilâm harcı olan 1.575,59-TL harçtan peşin alınan 285,57-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.290,02-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
7-)Davanın kabul edilen miktarı yönünden; Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 4.080-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Davanın reddedilen miktarı yönünden; Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1-2 ve A.A.Ü.T. Uyarınca 579,16-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
9-)Davacı tarafça yatırılan 344,17-TL harç ve 804,50-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 1.148,67-TL yargılama giderinden davayı kabul – ret oranı dikkate alınarak toplam 1.120,53-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-)Davalı tarafından yatırılan 7,80-TL vekâlet harcından davayı kabul – ret oranı dikkate alınarak; 0,19-TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
11-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ——-Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/02/2021