Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/915 E. 2021/839 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/915 Esas
KARAR NO: 2021/839
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/12/2019
KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili tarafından dava dosyasına sunulan dilekçesi; Davacı Müvekkil — tarihinde— alacağına dayalı icra takibine başlanmıştır. İlamsız Takipte —- tarihinde tebliğ edilmiş ve Davalı da süresinde icra takibine haksız ve yersiz olarak itirazda bulunarak takibi durdurmuştur. Davalının işbu itirazı haksız ve mesnetsizdir. Zira, Davalı ile Davacı ——- imzalanmıştır. İş bu Sözleşmenin konusu ise bakım ve onarım dahil satış sonrası hizmetlerin yerine getirilmesidir. Bu kapsamda da Davalıya ait iş makinası üzerinde bakım ve onarım hizmeti verilmiştir. Davalı ve Davacı arasındaki işbu satış sonrası bakım hizmetleri sözleşmesine ilişkin verilen hizmetlerin karşılığı tahsil edilecek hizmet ücretleri ise her iki taraf arasındaki cari hesap ilişkisine dayanmaktadır. Şirket kayıtlarında mevcut bulunan cari hesap ekstreleri incelendiğinde Davacının verdiği hizmetler karşılığında Davalının henüz halen ödemesini yapmamış olduğu — borç bakiyesi bulunduğunu, ——icra takibi başlatılmış ancak süresi içerisinde yapılan itiraz nedeniyle takip Davalı tarafından durdurulmuştur. Davalı borçlu şirketin icra dosyasına vaki haksız kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, Kötü niyetli Davalı/borçlunun % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkûm edilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin Davalı/borçlu yana yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Taraf teşkilinin usulüne uygun sağlandığı görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafından açılmış hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve mesnetsiz itirazın iptali davasını kabul etmediklerini,—— esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazlarının bulunduğunu, icra takibine yetki yönünden itiraz ettiklerini, haksız ve mesnetsiz dava nedeniyle uğranılacak her türlü maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı saklı kalmak kaydıyla, yetki itirazlarının kabulüne karar verilmesini, esasa girilmesi halinde hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, davacı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Davalı şirketin defterlerinin incelenmesi için talimat yazıldığı görüldü.
Teknik bilirkişi —– tarihli bilirkişi raporunda sonuç kısmında;
Dava dosyasındaki belgelere göre davanın temelinde davacının davalıya faturadan doğan alacağının tahsili için tesis etmiş olduğu takibe davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile alacağın tahsili noktasında toplanmaktadır.
1-Davalının iş yerine gidilerek yasal defterleri üzerinde yapılan incelemeler neticesinde davalının — yılları yasal defterlerinin açılış tasdikinin olduğu ancak kapanış tasdikinin olmadığı, yine davacının takibe konu etmiş olduğu yapılan ——tutarlı faturaların davalının yasal defterinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir, şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Davacı şirketin defterlerinin incelenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği görüldü.
Teknik bilirkişi — tarihli bilirkişi raporu sonuç kısmında;
5.1. Davacı şirket tarafından ibraz edilen —- yıllarına ilişin ticari defterlerin, açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, davacı şirketin defterlerinin kayıt nizamı bakımından uygun olduğu, davacı şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri sayın mahkemeniz takdirinde olduğu,
5.2. Talimat ile alınan bilirkişi raporuna istinaden davalının —- yıllarına ilişkin ticari defterlerin; açılış tasdiklerinin yapıldığı ancak kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yapılmadığı tespit edilmiş olup davalı şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri sayın mahkemenin takdirinde olduğu,
5.3. Tarafların tacir olduğu ve taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu,
5.4.Davacı tarafından davalı adına düzenlenen —–tutarındaki irsaliye faturanın takipteki alacağı oluşturduğu, davacının davalıdan iş bu fatura alacağından başkaca cari hesap alacağının bulunmadığı, dava/cevap dilekçelerinden anlaşıldığı üzere iş bu faturayı davacının davalıya tebliğ ettiği ancak davalının iş bu faturayı kabul etmeyerek davacıya iade ettiği, iş bu faturanın irsaliye fatura olduğu ve teslim alan kısmında imzanın bulunmadığı, iş bu faturaya dayanak olan imzalı servis formlarında davalı firmanın unvanının bulunmadığı, iş bu faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ancak davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, iş bu faturayı davacı şirketin —— ancak davalının—- beyanlarında olmadığı tespit edilmiş olup iş bu faturadaki ürün hizmetlerinin davacı tarafından davalıya teslim edildiğinin ispata muhtaç olduğunu, rapor etmiştir.
DELİLLER
—–



DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, İtirazın İptali ( Ticari Satımdan Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasıdır.
Davaya konu uyuşmazlığın tespiti; Taraflar arasında mevcut olduğu ileri sürülen ticari ilişki sebebiyle davacı tarafça davalı ile yapılan bakım onarım hizmeti cari hesap ekstresi işlemi karşılığı alacaklarının tahsili yönünde yapılan takipte davacının davalıdan takibe konu alacaklarının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından davalı aleyhine —— üzerinden icra takibinde bulunduğu , davalının itirazı ile takibin durduğu anlaşılmaktadır.
Davacı dava dilekçesinde davalıya ait iş makinası üzerinde bakım v e onarım hizmeti verildiğini, verilen hizmetlerin karşılığını alamadığını ,davalıdan cari hesap ekstresi nedeni ile alacaklı olduğunu iddia etmiştir.
Davalı ise davanın reddine karar verilmesini alacağı kabul etmediklerini savunmuştur.
İcra dosyası celp edilmiş ve yapılan incelemede davacı davasını 1 yıllık dava açma süresinde açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflara ait uyuşmazlık yıllarına ilişkin vergi dairesi kayıtları celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Davacının alacağının olup olmadığı hususunda tarafların ticari defterlerinin delil olarak dayanıldığı anlaşılmış ve mahkememizce taraflara ticari defterlerini incelemek üzere bilirkişi inceleme yaptırıldığı, davacı tarafın ticari defterlerini ibraz ettiği, davalı şirketin ticari defterlerini sunmadığı anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): —– Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketidir. Davalı taraf da bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı incelendiğinde ; Davacı davaya konu fatura içeriğinde yer alan hizmetleri davalıya teslim ettiğini ispat mecburiyeti altındadır. Tarafların ticari defterleri incelendiğinde , davacının davaya konu faturayı davalıya tebliğ ettiği ancak davalının faturaya itiraz ettiği, davacının faturayı defterlerine kayıt ettiği ve —– bildirdiği , davalının ise faturaya itiraz edip defter kayıtlarına almadığı , faturaya itiraz ederek içeriğini kabul etmediği, faturanın irsaliyeli fatura olması ancak teslim alan kısmında imza bulunmadığı bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının üzerine düşen hizmetin teslimine ilişkin ispata yarar delil sunmadığı gibi bilirkişi raporu sonrasında sunduğu beyan dilekçesi ile iddiasını genişletecek beyanlarda bulunduğu, aslında davalının makinası üzerinde değil davalının aralarında yer alan anlaşmaya göre bir başkasının makina onarım ve bakımını yapması gerekirken kendi müvekkilinin yaptığı borcun kaynağının bu durum olduğunu beyan ettiği, ayrıca teslim hususunun yerleşik içtihatlar gereği tanıkla ispat olunamayacağı bu nedenle mahkememizce tanık dinlenmediği anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde alınması gerekli 59,30 TL harcın davacı tarafça yatırılan 156-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye kalan kısmın davacı tarafa iadesine,
3-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca—– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 200-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
6-Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5100-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —– nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzre verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/11/2021