Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/898 E. 2021/453 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/898 Esas
KARAR NO: 2021/453
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2019
KARAR TARİHİ : 01/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı şirketin boya ticareti ile uğraştığını, davalı şirkete birçok kez mal ve hizmet sağladığını, her satılan mal ve hizmetin faturalandırıldığını, sözkonusu mal ve hizmete karşılık müvekkili olan davacı şirketin her edimini yerine getirdiğini ancak davalı şirketin aldığı mal ve hizmet karşılığını ödemediğini, müvekkili olan davacı şirketin davalıdan —— alacağının tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından başlatılan icra takibine itiraz edildiğini, işbu dava öncesinde davalı şirket ile yapılan arabuluculuk görüşmelerinde davalı şirketin icra takibi başlatılan —– ödeme yaptıklarını belirttiğini, icra dosyasında davalı şirketçe yapılan —- ödemeyi davaya konu icra takip dosyasındaki asıl alacaktan düşerek —– üzerinden işbu davayı açtıklarını dermeyan etmiş, davalının —– sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazının reddine, takibin devamına, —— asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesine, %20 den az olmamak kaydı ile davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşıldığından; HMK. m.128/1 uyarınca dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamının davalı tarafından inkâr edildiği varsayılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
—– sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir —- tarihli ön inceleme duruşması 10 nolu ara kararı gereğince HMK. md. 222 kapsamında taraflara —— yıllarına ait ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK. m.218 uyarınca yerinde inceleme yetkisi —bilirkişisine verilmiş, —– bilirkişinin, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair ara karar tesis edilmiştir.
Ara karara rağmen davalı taraf ticari defterlerini dosyaya sunmamıştır. Ara karara rağmen ticari defterlerini dosyaya sunmayan davalı, HMK. m. 222/3 uyarınca davacının ticari defter içeriğini kabul etmiş sayılacaktır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. ——-Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): ——- Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Öte yandan, davacı ve davalı tacirler arasındaki uyuşmazlıkta; tarafların ticari defter içerikleri taraflar yönünden yargılamaya esas olacaktır.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce, tarafların (tacir olan davacı ve tacir olan davalının) ——- yıllarına ait ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş, ——— tarafından düzenlenmiş bilirkişi raporu ve ek raporu Mahkememize ibraz edilmiştir. Mahkememize sunulan bilirkişi kök raporunda özetle; “.. Davacının ——ilişkin ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin TTK hükümlerine göre zamanında yapıldığı, yevmiye kapanış tasdikinin yapılmadığı, davacı şirketin ihtilaf konusu işlemleri gösteren fatura hareketlerinin yer aldığı —- defterlerinin incelendiği, kendi defterlerinde — cari hesaptan———alacaklı olduğu. davalı tarafından —- dava dosyasına yatan —- ödemenin düşümü yapıldığında davacının —– dava tarihi itibarıyla talep edebileceği alacağın ——-olduğu, kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; davacının alacağı için dava tarihinden itibaren 3095 s.k m.2/2 kapsamında reeskont faizi talebinin yerinde olduğu …” belirtilmiştir.
Ek raporda özetle “… Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, tarafların defter ve belgelerinin incelenmesi, Sayın Mahkemece bilirkişi verilen görev ile sınırlı olarak mezkûr surette tahakkuk eden değerlendirme neticesinde; davacı şirketin Ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yapıldığı, yevmiye defter kapanış tasdikinin yapılmadığı, davacı ——– re’sen terk kapsamında olduğu, Noterce re’sen terk kapsamında yevmiye defler kapanış tasdik işleminin yapılmadığı hakkındaki takdirinin Mahkemeye ait olduğu, davalı şirketin Ticari defter belge ibrazında etmemesi hakkındaki takdirin Mahkemeye ait olduğu, davacı şirketin ihtilaf konusu işlemleri gösteren fatura hareketlerinin yer aldığı — yıllı defterlerinin incelendiği, kendi defterlerinde —– alacaklı olduğu davalı şirket tarafından —— dava dosyasına yatan —- ödemenin düşümü yapıldığında davacının —- dava tarihi itibarıyla talep edebileceği alacağın —— belirtilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda davacı tarafın —— yılına ait yevmiye defterinin kapanış onayının yapılmadığı belirtilmiş, dava değeri ——— olduğu ve işbu miktarın tanık ile ispat sınırının altında bulunduğu gözetilerek davacı vekilince bildirilen tanık Mahkememizce dinlenmiştir.
Tanık — Mahkememizin —tarihli celsesinde: ”Ben —— mali müşavir olarak çalışmaktayım. Yasada belirtilen yapılması gereken prosedürleri eksiksiz yerine getirip işlemleri yaptık.—— icra gelip malları alınca firma pasife düştü. Re’sen kapanmak zorunda kaldı. Davacı şirket haciz işlemleri sebebi ile tüm üretim araçlarını kaybetti ve üretim yapamaz hale geldi. —— uygulaması gereğince —– beyannamesi veremeyen şirketin vergi kaydı re’sen kapatılmaktadır. Kapanış kaydı için notere gittiğimde notere şirketin mali durumunu , hacizleri ve vergi dairesine 3 dönem beyanname veremediğimizi anlattım. Noter bana bir yönerge dahilinde açıklama yaptı.——– tarafından kendiliğinden kapanışı yapılan şirketlerin ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapılamayacağının, dönem kârı ve dönem zararı kesin olarak ortaya çıkartılan firmalarda defter kapanışının yapılabileceği ancak davacı şirket gibi vergi dairesince re’sen vergi kaydı kapatılan şirketlerde ise bu şekilde defter kapanışının yapılamayacağını anlattı. Yanlış hatırlamıyorsam —— yılının ticari defterleri noter kapanışı yapılamayan defterlerdir. Mali Müşavir olarak tüm işlemleri yaptım. Defter kapanış işlemlerini de açıkladığım nedenlerden dolayı yapamadım. Tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde imzası tahtında beyanda bulunmuştur.
Davacı şirket ticari defterlerini ibraz etmiş, davalı şirket ön inceleme duruşması ara kararına rağmen ticari defterlerini ibraz etmemiştir. Hâlböyleyken; ticari defterlerini ara karara rağmen sunmayan davalı taraf, davacının ticari defter içeriğini HMK. m.222/3 gereğince kabul etmiş sayılacaktır.
Bilirkişi tarafından —- tarihinde sunulan ek raporda ayrıca; ——- görüşü doğrultusunda mükellefiyet kayıtları re’sen terkin edilenlerin noterliklerde defter tasdik ettirmek istemeleri durumunda, sözkonusu defterin noterlerce tasdik talebinin karşılanmamasının yanı sıra bu kapsamdaki taleplerini ——- bildirmesi gerektiği belirtilmiştir.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, mübrez bilirkişi kök ve ek raporu, davacı şirket muhasebecisi olan tanık anlatımları, ilgili vergi dairesinden celp edilen —— formları kül halinde düşünüp değerlendirildiğinde; Davacı şirketin bilirkişi incelemesine sunulan ticari defterlerinin açılış onaylarının yapıldığı, yevmiye defter kapanış tasdikinin yapılmadığı, davacı şirketin bağlı bulunduğu —- re’sen terk kapsamında olduğu, davacı şirket re’sen terk kapsamında olduğundan —- bildirdiği görüş uyarınca ——– şirketin yevmiye defler kapanış tasdik işleminin yapılmadığı, davalı tarafın ara karara ve tebligata rağmen ticari defterlerini bilirkişi incelemesi için ibraz etmediği, ticari defterlerini ara karara rağmen sunmayan davalı tarafın davacının ticari defter içeriğini kabul etmiş sayılacağı, davalı şirket tarafından — dava dosyasına yatan ——- ödemenin düşümü yapıldığında davacının —- dava tarihi itibarıyla talep edebileceği alacağın —-olduğu, sonuç itibariyle davacıya ait —–yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtlarına göre davacının, davalıdan ——- alacağı bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacının, davalıdan para alacağı bulunduğu, işbu alacağın likit (bilinebilir) -muayyen- mahiyette olduğu gözetilerek; İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak ——- üzerinden %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış, davanın tarafı olan tacirler arasındaki ticari ilişkinin ticari iş niteliğinde olduğu gerçeği karşısında takibin ticari avans faiziyle devamına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)—— sayılı takip dosyasında takibe yapılan itirazın İPTALİNE, duran takibin —- üzerinden ticari avans faiziyle DEVAMINA,
3-)Asıl alacak olan —– üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 73,98-TL harçtan peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 29,58-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1-2 ve A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 1.083-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 95,20-TL harç ile 910-TL bilirkişi, posta, tebligat ücreti olmak üzere, toplam 1.005,2‬0-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, HMK. m. 341/2 uyarınca miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı.01/06/2021