Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/895 E. 2021/826 K. 19.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/895
KARAR NO : 2021/826

KARAR TARİHİ :19/11/2021
YAZILDIĞI TARİH : 30/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı/borçl—– işletmecisi ve müvekkil firmanın yetkili satıcısı olduğunu, müvekkili firmadan almış olduğu ürünler için icra takibine konu faturalara ait tutarların ödenmediğini, taraflar arasında yapılan —- ödemeleri başlıklı maddelerine göre “vade, faturanın tanzim tarihinden itibaren 60 gün olduğunun, vadesinde ödenmeyen faturalara % 4 oranında aylık temerrüt faizi uygulanacağının” ,davalının faturalara ilişkin ödemeleri yaptığına dair beyanının ispat etmesi gerektiğini, borçlunun itirazınınım haksız, dayanaksız ve kötü niyetli olduğunu ifade ederek davanın reddini ve % 20 az olmamak kaydı ile icra-inkar tazminatına hüküm edilmesine ve yargılıma giderleri ile — davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesine talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bu —– müvekkilin gerekli ödemelerin yapılmış borcunun bulunmadığı, ancak alacaklı olduğunu iddia eden firmanın, talep edilen iadeleri almadığını, bu durumu firma yetkililerine bildirildiğini, ancak—- sürekli yetkili değiştirmesi ve— kapaması —- şahsıma ait —— iade taleplerinin karşılayamadığını ve —– — gönderilmesi gereken bedelsiz 6 adet —- gönderiminin sağlanamadığı maillerde ortaya çıkacağını, 15.11.2019 tarihli mailde 3.915TL borç miktarının belirlendiğini takip miktarının bunun üzerinde olduğu alınmayan iadeler düşüldükten sonra borç kalmadığını, yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle; öncelikle gerek icra takibi gerekse işbu itirazın iptali davası için yetkili yer mahkemeleri Müvekkilin ikametgâhının olduğu —- Mahkemelerini Yetkisizliğine Karar verilmesini dava dosyasının yetkili —- İcra dairelerine gönderilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
—–Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
Davacı tarafa ait ticari defterler üzerinde — bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU /TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın —– kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri —– hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü——- veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, —- veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
—Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin —– ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen —- ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde — lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veye diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ——olup tacirdir. Davalı taraf gerçek kişi tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ———–değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın tacir sıfatını taşıdıkları, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, tarafların ticari defterleri üzerinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişisi marifeti ile incelemesine karar verilmiş ve davacı tarafın ticari defterleri incelenerek bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. —- bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; davacı ….—–yasal ticari defterleri usul yönünden incelendiği 2018-2019 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK göre zamanında yapıldığı, davacı şirketin 28/08/2019 takip tarihi itibariyle 4.750,50 TL alacaklı olduğunun görüldüğü bildirilmiştir.
Talimat yoluyla davalı defterleri incelenerek alınan 18/02/2020 tarihli raporda; davalı taraf yönünden davalı taraf 2018 yılı yevmiye defterine işlendiğinin tespit edildiğini, fatura bedellerinin peşin olarak ödendiğinin görüldüğünü, davalı taraf ticari defterlerinde davalı tarafından davacı taraf adına düzenlenmiş herhangi bir satıştan iade faturasının yer almadığını, dosya içerisinde taraflar arasında yapılan ticari sözleşmenin var olduğunu, davalı taraf adına düzenlenen satış faturalarının davalı tarafça—- işlendiğini, davalı tarafından davacı taraf adına düzenlenmiş herhangi bir satıştan iade faturasının davalı taraf—– defterlerinde yer almadığını, 2018 yılı ticari defterleri incelendiğinde davacı tarafından davalı taraf adına düzenlenmiş olan satış faturalarının bedelinin davalı tarafından peşin olarak ödendiği kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler, dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları sonucunda; davacının fatura alacağından kaynaklı olarak asıl ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.366,51-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalının—– —- ürünü alacaklı olduğunu ve borcu olmadığını belirterek savunmada bulunduğu görülmüştür. Davalının—- kampanyasından dolayı 6 adet —— ürünü alacaklı olduğu hususu ispatlanamamıştır. Tarafların ticari defterleri ve taraflar arasındaki maillerden, özellikle —- alacaklı olduğu görülmüştür. Taraflar arasında bulunan bayilik sözleşmesinde vade ve temerrüt faiz oranı belirlenmiştir. 15.11.2019 davacının 3.915,51-TL alacaklı olması ve bu tarihte borcun ödenmesi gerektiğinden bu tarihten itibaren taraflar arasındaki temerrüt faiz oranı üzerinden takip tarihine kadar olan faiz miktarı 416,23 TL’nin yine davacı tarafından talep edilebileceği görülmüştür.
Şartları oluşmadığından alacak likit olmayıp alacağın miktarının yargılamayı gerektirmesi sebebiyle icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davacının kötü niyetli olduğuna dair kanaat oluşmadığından kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verildi.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
2—— Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin 3.915,51 TL asıl alacak, 416,23 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.331,74 TL üzerinde, asıl alacağa işletilecek aylık % 4 temerrüt faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Şartları oluşmadığından alacak likit olmayıp alacağın miktarının yargılamayı gerektirmesi sebebiyle icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Davacının kötü niyetli olduğuna dair kanaat oluşmadığından şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
5-Karar tarihinde alınması gerekli 267,47-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 76,90-TL harçtan mahsubu ile bakiye 190,57-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 2.237,00-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre belirlenen 1.522,04-TL ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 76,90-TL peşin harç giderinin toplamı 1.598,94-TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
9-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- —- esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—– — esaslara göre ve red oranına göre belirlenen 2.034,77-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk —–arabuluculuk ücretinden davanın kabul ve red oranına göre 898,12-TL’nin davalıdan, 421,88-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.