Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/884 Esas
KARAR NO : 2021/89
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 03/12/2019
KARAR TARİHİ : 02/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili aleyhine —– sayılı dosyasında ———- alacağı olduğu iddiası ile ilamsız takip başlattığını, ödeme emrinin müvekkili olan davacı şirkete e- tebliğ yoluyla tebliğ edildiğini, e-tebliğ sistemindeki aksaklıklar ve sistemin yeni olmasından kaynaklı icra dosyasına zamanında itiraz edilemediğini, ancak müvekkili olan şirketin davalı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili olan şirket ile davalı şirket arasında iş ilişkisinin mevcut olduğunu ve işler karşılığında düzenlenen faturalar ile bu faturalara istinaden ödenmiş olunan miktarları sunduklarını, müvekkili olan şirket ile davalı taraf arasında kaşeli imzalı olan cari hesap mutabakat belgesi gereğince de müvekkili olan davacı şirketin davalı şirkete en ufak bir borcu bulunmadığını dermeyan etmiş, —– sayılı dosyasında müvekkilinin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı olan müvekkili arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, yapılan işler ve sunulan hizmet nedeni ile kesilen faturaların düzenlendiğini ve bu faturaların ödemelerinin düzenli olarak yapıldığını, ancak bahsekonu bedeller hususunda kur farkı ve davacı tarafça yapılan hesaplama hataları sebebiyle ciddi meblağlarda farklılıklar ortaya çıktığını, bu doğrultuda da müvekkili olan şirket tarafından fazla ödeme yapıldığını, taraflar arasında yapılan —– tarihli sözleşmeden de açıkça anlaşılacağı üzere taraflar arasında alım satımım sözkonusu olduğunu, alım – satıma konu mallara ilişkin bedel ise euro üzerinden belirlendiğini ve buna göre hesaplama yapıldığını, davacı tarafça sunulan mutabakat belgesinin hatalı olduğunu, bu belgede de açıkça yazıldığı üzere hata ve unutmanın müstesna tutulduğunu ve müvekkili olan şirketin —- tarihinde mutabık olunmadığını ve—- alacaklı olduğunu bildirdiğini, davacının en başta kur farkını kabul etmesine rağmen sonrasında müvekkilini oyalamak yoluna gittiğini,—– yevmiye sayılı ihtarnamenin davacıya iletildiğini, ihtarnameye cevap verilmemesi üzerine davalı aleyhine ——– sayılı dosyası ile davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin davacıya —– tarihinde ulaştığını, davacının yasal süresi içerisinde itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiğini, davacının talebinin haksız ve yersiz olduğunu savunmuş, davanın ve davacının tazminat talebinin reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, davacının haksız ve kötü niyetli davası sebebi ile %20’den az olmamak kaydı ile tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından davacı aleyhine ——— sayılı dosyası ile başlatılan icra takip dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talebine ilişkindir.
—— sayılı dosyası celp edilmiştir.
Tarafların alacak ve borç kalemlerinin tespiti ile hesaplanması için ———–dosya tevdi edilmiş, ——- bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; ”.. Davalı taraf yasal defterlerinin açılış kapanış tasdiklerinin zamanında yapılmış olduğu, yasal defterleri açılış kapanış tasdikleri zamanında yapılmış olduğu yasal defterlerde kazıntı ve çizintiye rastlanmadığı bu nedenle lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, davalı tarafından dava dosyasına derç edilen sipariş formunda —- tarihli teklif formunun —– bedelli olduğu, ödemelerde sipariş onay tarihindeki — geçerli olduğu, — tarafından yapılan ödemenin — olarak gönderildiği muavin ekstrenin açıklama kısmında yer aldığı, aynı tarihte —– bu ödemeyi —–olarak kayda aldığı, tarafların — bakiyeleri her ne kadar uyumlu olsa da döviz tutarlarında uyumsuzluk olduğu bunun da gün sonunda yapılması gereken değerleme işlemlerinde hatalı sonuçlar vermesine sebep olacağı, her iki taraf arasında akdedilen sipariş formuna göre yapılan ödemelerde sipariş onay tarihindeki —– kullanılacağının belirtilmiş olmasına rağmen bu kurun her iki şirketçe dikkate alınmadığı, aynı hatanın —- tarihinde de taraf defterlerinde mevcut olduğu, tarafınca yapılan hesaplamada yapılan ödemelerde sipariş onay tarihindeki —— kullanılır anlaşmasına binaen ilgili kurun dikkate alınmadığı, satış faturalarında yer alan kurların yasal süresinde ya da sonrasında itiraz edilmediği için taraflarca mutabık oldukları kabul edilerek hesaplamaya dahil edildiği, —- tarihinde dekont tahsilat açıklamalı ödemenin — tarafından ödendiği halde —- kayıtlarında yer almayıp — kayıtlarında yer aldığından— hesaplamaya dahil edildiği, —- tarihinde her iki şirket kayıtlarında yer alan çeke ait görüntü paylaşılmamış olduğundan——önceki günkü döviz alış kuru kullanılarak hesaplamaya dahil edildiği, tarafların fatura adedi ve tutarı bakımından mutabık oldukları, kur farkı kaynaklı ihtilafa düştüklerinin anlaşıldığı, davacı şirket ile davalı şirket arasında —— tarihli sipariş formu düzenlenerek imza altına alındığı, bu forma dayanarak tarafların ticari iş ilişkisi içerisinde çalışmaya devam ettikleri, davacı ve davalı şirket arasında —- tarihli mutabakat mektubunun imza altına alındığı, —- alacaklı olduğunun bildirildiği, davalı tarafın davacı şirket hakkında —– numaralı dosyasında ——alacağı olduğu iddiası ile ilamsız takip başlattığı ve ödeme emrinin tebliğ edildiği, sözkonusu takibe itiraz edilmemesi üzerine takibin kesinleştiği, her iki taraf defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süreleri içinde olduğu, defterlerin sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, davacı ve davalı tarafından yapılmış olan hesap hataları düzeltilerek oluşturulan dövizli bakiye sonucu toplam keşide edilen fatura bedelleri —- takip tarihi itibari ile ——— borçlu olduğunun tespit edildiği …” belirtilmiştir.
Mahkememize sunulan kök rapora yapılan itirazların değerlendirilmesi amacı ile dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilmiştir. —– bilirkişi tarafından düzenlenen ek raporda özetle;———– olduğu halde ve davacı tarafından bu bedelle bir fatura kesilmiş olduğu ve bu durumun her iki tarafında kabul olduğu halde kur farklılığı gerekçesi ile —– çıkarılmasının hukuksal ya da matematiksel olarak mümkün olmadığı, bu sipariş için —- bedeli davalının — taksit olmak üzere — olarak ödeme yaptığı üstelik bu ödemelerden bir tanesinin de —- tarihinde tahsil edilen çek ile ödemesi olduğu, bu bedelin— satış kuru üzerinden ——– borçtan düşüldüğü, dava dosyasında yer alan belgelerin tetkik edilmesi ile davacı şirket tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan sipariş formunda ”Ödeme: Siparişte %50 peşin %50 teslimattan hemen önce ödemelerde sipariş onay tarihindeki ——- tarihindeki kur riski müşteriye aittir. Vadesi aşan ödemelerde aylık——vade farkı uygulanır” ifadesine göre her iki tarafın da kabulünde olan söz konusu belgede yer aldığı gibi imza altına aldıkları ve mutabık kaldıkları şekilde tüm belgelerin ——— bu metne bağlı kalarak hesaplamaya dahil edildiği, heri ki taraf kayıtlarının kök raporda da belirtildiği üzere hatalı olarak işleme alındığı, tarafların kendi aralarında imzaladıkları metne uymayarak muhasebe hesaplarında hatalı kayıtlara yol açtıkları, kök raporda da belirtildiği üzere —– tarihli teklif formunun iskonto ile —-bedelli olduğu, ödemelerde sipariş onay tarihindeki ——olduğunun kararlaştırıldığı, rapor içerisinde de detaylandırıldığı üzere taraflar arasında —— tarihli sipariş formunun düzenlenerek imza altına alındığı, bu forma dayanarak tarafların ticari iş ilişkisi içerisinde çalışmaya devam ettikleri, her iki taraf defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süreleri içinde olduğu, defterlerin sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, taraflar arasında —- tarihli mutabakat mektubunun imza altına alındığı, bu mutabakat mektubunda —- bakiye ile borç ve alacak bulunmazken—– gönderilen e-mail ile yapılan mutabakatın hatalı olduğu ve davalı ——olduğunun bildirildiği, davacı ve davalı tarafından yapılmış olan hesap hataları düzeltilerek oluşturulan dövizli bakiye sonucu ———– borçlu olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın davacı şirket hakkında —— olduğu iddiası ile ilamsız icra takibi başlattığı ve ödeme emrinin tebliğ edildiği, söz konusu takibe itiraz edilmeyerek takibin kesinleştiği…” belirtilmiştir.
Dosyaya sunulu bilgi ve belgeler, iddia ve savunmalar, mübrez rapor ve ek raporlar dosya içeriği ile birlikte kül halinde düşünülüp değerlendirildiğinde; taraflar arasında—– tarihli mutabakat mektubunun imzalandığı, işbu mutabakat mektubunda —- bakiye ile borç ve alacak bulunmazken —- tarihinde gönderilen e-maille yapılan mutabakatın hatalı olduğu ve davalı —– alacaklı olduğunun bildirildiği, davacı ve davalı tarafından yapılmış olan hesap hataları düzeltilerek oluşturulan dövizli bakiye sonucu ———– olduğunun tespit edildiği, hâlböyleyken davacı şirketin davalı şirkete borçlu olduğu, huzurdaki menfi tespit davasının davacı şirketçe açılmasının şartlarının tamam olmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla davacının menfi tespit davasının reddine karar verilmiştir. Öte yandan, tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre, davacı şirketin, davalı şirkete borcu bulunduğu hâlde işbu davanın açılması sebebiyle—— üzerinden %20 icra tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)—– üzerinden %20 icra tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
3-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-)Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 59,30-TL harcın peşin yatan 116,79-TL harçtan mahsubu ile bakiye 57,49-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip ve talep halinde davacıya iadesine,
6-)Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 4.080-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-)Davalı tarafça ödenen 7,80-TL vekâlet harcının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. m. 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ———- Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/02/2021