Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/866 E. 2021/191 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/866 Esas
KARAR NO : 2021/191
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2019
KARAR TARİHİ : 09/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan şirket ile davalı şirket arasında uzun yıllardır devam eden ticari bir alışveriş olduğunu, davacının ham madde üretiminde uzman tecrübeli bir şirket olduğunu, taraflar arasındaki ilişki çerçevesinde davalıya faturaların kur riskli ve —– olarak düzenlendiğini, bu durumun sipariş formlarında her iki tarafın onay ve kaşesi ile sabit olduğunu, buna rağmen ödemelerin —- tarihli çek ile yapıldığını, çeklerin —- ibaresi ile kabul edildiğini, çeklerin vade gününde—– çevrilerek ve carilere işlenerek kur farkı ve vade farkı faturaları düzenlendiğini, düzenlenen faturaların her iki tarafın da e-fatura mükellefi olması nedeni ile karşı yana gönderildiğini, buna rağmen davalı tarafça faturaların yine aynı sistem üzerinden iade ve red edildiğini, davacı şirketçe tekrar karşı yana gönderildiğini ve cari hesaplara işlendiğini, sözlü ve yazılı ihtarları sonrasında dahi vadesi geçmiş fatura borçlarının zamanında ödenmemesi sebebiyle oluşan cari hesap bakiye alacağı bedelinin ödenmesinin istenildiğini, tahsilat yapılamayınca ——– sayılı takip dosyası ile takibe başlandığını dermeyan etmiş, davalının itirazın iptali ile takibin devamına, davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiği takip konusu alacağın %20’si tutarında icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davacı şirket tarafından ürün satışına ilişkin olarak tanzim edilmiş fatura bedellerinin tamamını ödediğini, müvekkili şirketin davacı şirket arasındaki cari hesap mutabakatsızlığının temelinde davacı yanca ——- adı altında tanzim olunarak müvekkili şirkete gönderilen ve fakat müvekkili şirketçe kabul edilmeyerek iade edilen——konulu faturaların bulunduğunu, müvekkili şirketin davacı şirketten temin ettiği ürün bedellerinin tamamını —— ödediğini, müvekkili şirketin davacı şirketten tedarik ettiği ürünlerin bedelinden kaynaklanan ödeme borcunun bu çeklerin müvekkili şirket tarafından kabulü ile sona erdiğini beyan ederek, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.
—– sayılı icra dosyası celp edilmiştir.
Davacı ve davalının —– yılına ait ticari defter ve kayıtlarını, bilirkişi incelemesine esas olmak üzere, Mahkememize ibrazına dair Mahkememizin—- nolu celsesinde —- nolu ara karar tesis edilmiş, taraflara iki haftalık süre verilmiş, anılan duruşmada davacı ve davalı vekilleri hazır bulunmuştur.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir ———celp edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. ——— Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1):——- Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ——–olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Öte yandan, davacı ve davalı tacirler arasındaki uyuşmazlıkta; tarafların ticari defter içerikleri taraflar yönünden yargılamaya esas olacaktır.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların —— ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş, —— tarafından düzenlenmiş bilirkişi raporu Mahkememize ibraz edilmiştir. Mahkememize,—– bilirkişi raporunda özetle; —— Davacı ile davalı arasında dövize bağlı iş ilişkisi bulunduğunu, davacı yanca satışı yapılan ödemelerin —– üzerinde vade tanındığını, bunun kur farkı doğuracağının aşikar olduğunu, davacı tarafından vade farkı ve kur farkı adı altında davalı adına keşide edilen faturalara davalı tarafından yasal süresi içinde iade faturası keşide edildiğini, taraflar arasında daha önce hiç vade farkı faturası düzenlenmediğini, vade farkını içerir bir sözleşme bulunmadığını ve fakat —— tarihli e-mail ile davacı tarafından davalı yana bu bildirimin yapıldığını, her iki yanın yasal defterlerine göre takip tarihi olan —— alacaklı olduğunu …” belirtmiştir.
Dosyaya sunulun bilgi ve belgeler, mübrez e-faturalar, celp edilen BA-BS formları, icra dosyası, mübrez bilirkişi raporuyla birlikte dosya içeriği kül halinde düşünülüp değerlendirildiğinde; davacı şirket ile davalı şirket arasında dövize bağlı ticari iş ilişkisi bulunduğu, davacı ve davalı şirketlerin ticari defterlerini bilirkişi incelemesine sunduğu, davacı şirketin de davalı şirketin de e-defter mükellefi olduğu, davacının ve davalının ticari defterlerine göre davacı şirketin ——alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Hem davacının hem de davalının ticari defter ve kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde; davacının davalıdan para alacağı bulunduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit—-muayyen- mahiyette bulunduğu gözetilerek; İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak ——- üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup davanın tarafı olan tacirler arasındaki ticari ilişkinin ticari iş niteliğinde olduğu gerçeği karşısında takibin ticari faiziyle devamına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)—— sayılı takip dosyasında takibe yapılan itirazın İPTALİNE, duran takibin —- üzerinden ticari faiziyle DEVAMINA,
3-)Asıl alacak olan —– üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 1.606,49-TL harçtan peşin alınan 284,04-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.322,45-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 4.080-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 334,84-TL harç ve 784,00-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam 1.118,84-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —— Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/03/2021