Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/850 E. 2022/648 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/850 Esas
KARAR NO : 2022/648

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2019
KARAR TARİHİ : 25/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacı şirket ile davalı arasında akdedilmiş olan —– sözleşmesinden kaynaklanan ticari ilişki mevcut olduğunu, sözleşme gereği davalı şirketin davacı şirketin — yaptığı ve ileride dağıtımını yapabileceği ———-kullanım amaçları bakımından davacı şirketten satın almak sureti ile işlettiği —–müşterilerine yeniden satacağı, bu ürünlerin tanıtımına ilişkin —— ve———- bulunduracağı ve bu ürünlerin tanıtımını yapacağı yönünde taahhütte bulunduğunu, davalı şirketin taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı davranarak davacı şirkete hiçbir bildirimde bulunmaksızın satış noktasındaki faaliyetine son verdiğini, bu durumun davacı şirket tarafından haricen öğrenilmesi üzerine noter aracılığı ile tespiti için —– tespit talebinde bulunulduğunu, yapılan tespitin akabinde davacı —– tarihli ihtarnamesi ile, davalı şirket ile akdettiği —— Sözleşmesi’ni davalı şirketin sözleşme ve eklerindeki yükümlülüklerine uymaması nedeni ile derhal feshettiğini ve Sözleşme’nin ——faaliyetlerine katkı amacı ile davalı şirkete aralarındaki Sözleşme’nin devamlılığına inanarak ödemiş olduğu fatura mukabilinde ödenen —- bedelinin —- hesap edilen —– dahil tutarlı kısmının, %100 iskontolu ürünlerin ——-usulü hesap edilen ———–içinde ödemesi gerektiği hususunun ihtar edildiğini, ancak muhatap davalı tarafından bahse konu süre içinde davacı şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle davalı şirket tarafından ödenmeyen pazarlama faaliyetlerine katılma alacağının —– hesabı ile belirlenen kısmının tahsili amacı ile ——–. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından haksız ve kötü niyetli olarak mevcut borca kısmen itiraz edilmesi nedeni ile takibin durduğunu, davacı şirketin davalı şirkete —– faaliyetine katılım bedelinin ve bedelsiz ürün alacağının davalı şirketin sözleşmeye aykırı davranması nedeni ile müvekkili olan davacı şirkete ödenmesi gerektiğini ileri sürerek davanın kabulüne, davalının——– takibe yaptığı ———–(Faiz, vekâlet ücreti, harç, masraflar vb. fazlaya ilişkin hakları mahfuz kalmak kaydıyla) kısmi itirazın iptali ile takibin devamına, davalı tarafça haksız ve kötüniyetle yapılmış olan itiraza karşılık davalı aleyhine hükmolunan meblağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davalı ile davacı şirket arasında akdedilen direkt —- tarihli ihtarnamesi ile feshedildiğini, ödenen —— Bedeli’nin —– usulü hesap edilen —– verilen %100 iskontolu ürünlerin —-usulü hesap edilen 6.179,33-TL tutarlı kısmının tahsili için —– —- sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davacı tarafından her ne kadar —- ihtarname ile —— usulü hesap edilen 35.360,23-TL tutarlı kısmı ile verilen %100 iskontolu ürünlerin—-usulü hesap edilen 6.179,33-TL tutarlı kısmının ödenmesinin talep edilmiş ise de davalı şirketçe yapılan incelemede bazı ürünlerin planlanan satış miktarından düşülmediği ve — hesabını eksik yapıldığının anlaşıldığını tarafların —- —-hesabına dahil edilmediği bu nedenle gerçekleşen satış oranının ——- ——— olarak hesaplandığı, yapılan yanlışın müvekkilce farkedilmesi ve davacı şirket yetkililerince bu eksikliğin düzeltilmesi — satış oranının ———-ve bu oran üzerinden yapılan hesaplamada da;—–usülü hesap edilen —– —- usulü hesap edilen tutarının ——– olduğu kabul ve ikrar edildiğini, bu hususun ticari kayıt ve defterlerin incelenmesi ile de ortaya çıkacağını, — son tutanağının gerçeği yansıtmadığını, — sürecinin yerine getirilmediğinden geçersiz ve gerçeğe aykırı bir arabuluculuk tutanağı ile dava şartının yerine getirileceğinden bahsedilemeyeceğini ileri sürerek haksız ve kötü niyetli davanın reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında itiraz konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Taraflar arasındaki ticari ———– dosya arasına alınmıştır.
—— ——– dosyası celp edilmiştir.
—————sayılı dosyası celp edilmiştir.
Mahkememizin —— tarihli celsesinde 6100 sayılı HMK 222. Madde kapsamında taraflara —-defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK 278/3 maddesi dikkate alınarak yerinde inceleme yetkisi Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ile Finans Uzmanı bilirkişiye verilmiş, bilirkişilerin tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair karar verilmiştir.
Mahkememizin —– tarihli celsesinde; —- son tutanak aslının bulunduğu, davalı—- sürecine itirazlarının —–bürosunun bağlı olduğu görevli Sulh Hukuk Mahkemesi’nce değerlendirileceği, Mahkememizce inceleme yapılamayacağından reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK Madde 222/(1)”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle: 22/7/2020 – 7251 sayılı Kanun md. 23) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
6102 sayılı TTK Madde 64-(1)(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve —- hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan ——, ——- ortamda saklamakla yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
6100 sayılı HMK. 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda Mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Mahkememizin —-tarihli celsesi ara kararı gereği dosya rapor tanzim etmek üzere——- edilen rapor Mahkememize sunulmuştur. Sunulu bilirkişi raporunda özetle;”… Davacı şirketin——- yıllarına ait yasal defterlerinin (yevmiye, defter-i kebir ve envanter) açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde—- —- defterinin tasdikinin yapıldığı, Davacı şirketin——— yıllarına ait yasal defterlerin tümü birbirleriyle uyumlu olup, yasal defterlerindeki kayıtlar ile dayanağı belgeler birbirini teyit ettiği, — ait yasal defterlerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 84 ve müteakip hükümlerine göre; yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapılmış olması ile belirli kanuni şartları taşıdığı sabit olmakla, ibraz edilmiş olan ticari defterlarinin delil olma ve ispat kuvvetine sahip bulunduğu, Davalı şirketin —- defterlerinin noter açılış tasdikleri yasal süresi içerisinde yapıldığı, kapanış tasdikinin yapılmadığı görüldüğünden, bu yönü ile kanuni şartları taşımadığı sabit olmakla, ibraz edilmiş olan ticari defterlerinin defil olma ve ispat kuvyetine sahip bulunmadığı, Davalı — ait yasal defterlerinin noter açılış ve kapanış tasdikleri yasal süresi içerisinde yapıldığı,– ait yasal defterlerin tümü birbirleriyle uyumlu olup, yasal defterlerindeki kayıtlar ile dayanağı belgeler birbirini teyit ettiğini, —- defterlerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 64 ve müteakip hükümlerine göre; yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapılmış olması ile belirli kanuni şartları taşıdığı sabit olmakla, ibraz edilmiş olan ticari defterlerinin delil olma ve—- sahip bulunduğu, Davacı ve davalının cari hesaplarının incelenmesinde; kayda değer bir farklılığın olmadığı, ayrıca davacı ve davalının da cari hesaplarla ilgili borç-alacak talebinde bulunmadığı, Davalının—incelenmesinde; davacı şirketin davalı adına düzenlediği —— faturaların, davalı tarafından —- davalı adına —– faturaların, davalı tarafından —– kaydedildiği, Davacı şirketin davalı adına düzenlediği — faturaların, davalı tarafından —– kaydedildiği, Davalı şirketin davacı adına düzenlediği —— faturaların, davalı tarafından—— numarasıyla kaydedildiği tespit edildiği, Davacı ve davalı arasında yapılmış olan direkt satış noktası sözleşmeden kaynaklanan ticari ilişkinin bulunduğu, davacı şirket, sözleşmenin 1. Maddesine göre; davalı işletmenin satış noktasında şirket ürünlerinin satışını yapmak amacıyla, her türlü pazarlama faaliyetlerine katkıda bulunmak için, bir defaya mahsus olmak üzere davalının — davacıya düzenlediği pazarlama ———-düzenlediği fatura bedelinin ödendiği. Ancak, davalı——– bulunan hükümlüklere uymayarak davacıya bildirimde bulunmadan sözleşmeyi süresinden önce tek taraflı olarak sonlandırdığı, 6- Bunun üzerine davacı şirket, sözleşme hükümlerine göre pazarlama faaliyetlerine amacı ile davacı şirkete sözleşmenin devamlılığına inanarak, ödemiş olduğu fatura mukabilinde— usulü ile hesap ederek——- ürünlerin ——— içerisinde ödenmasini talep etmiş, ancak davalı herhangi bir ödeme yapmadığı, Davalı şirket tarafından ödenmeyen pazarlama faaliyetlerine katılma alacağının———— hesabı ile belirlenen kısmının tahsili amacı ile davacı şirket —-. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış, işbu takibe davalı şirket tarafından mevcut borca kısmen itiraz edildiği, Davacı tarafından gerçekleştirilen takip neticesi davalı itirazı ile olağan şartlarda sözleşme, davalının davacı şirketten—– ürün satın alması ile sona erecek iken, davalının —-ürün satışından —- gerçekleştirdiği, Bu nedenle, gerçekleşan satış oranının —- hesaplandığı, yapılan yanlışın davalıca fark edilmesi ve davacı şirket yetkililerince bu eksikliğin düzeltilmesi üzerine gerçekleşen satış oranının———- ve bu oran üzerinden yapılan hesaplamada da; —– usulü hesap edilen tutarın —– usulü hesap edilen tutarırın— kabul ve ikrar edildiği, Bu hesaplama sonucuna göre, Davacının Davalıya fatura karşılığı ödediği pazarlama faaliyetlerine—– hesap edilen kısmı işe——- olmaktadır. Davacı şirket, yapılan bu hesaplamaları — Davalı şirket yetkilisi —- göndermiştir. Bunun üzerine Davalı şirket yetkilisi ————– miktarı da dahil ediliyor.” demiş ve —- ürünlerinin miktarını da hesaplamalara dahil ederek, Davacı şirket yetkilisi — gönderdiği, Böylece; Davalı,——-hesaplamanın planlanan —– yapılması gerekmektedir. Buna göre———-ürün hesaplaması da aynı orantı ile hesaplanarak —- gerekmektedir.” dediği, Böylece Davalı, aleyhine yapılan icra takibi ile talep edilen—– hesabı alacak—– ve bedelsiz alacak 347.59 TL’lik kısmına toplam olmak üzere, toplamı asıl alacağın —- faiz ve ferilerine itiraz ettiği… ” belirtilmiştir.
Tanzim edilen bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya sunulmuştur. Mahkememizin —– tarihli ara kararı ile Bilirkişi heyetine, Sözleşmeden Kaynaklı Nitelikli Hesaplamalar Uzmanı bilirkişinin dahil edilerek ek rapor tanzim edilmesine karar verilmiş, görevlendirilen ———– rapor sunan bilirkişilerce müşterek rapor Mahkememize sunulmuştur. Sunulu bilirkişi raporunda özetle; ”… sözleşmede anılan bedelin —- tahsil edileceğinin belirtildiğini, Buna karşılık icra dosyasında— tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan / itiraz dilekçeleri dosyaya sunulmuştur.
Mahkememizin 18/01/2022 tarihli celsesinde sunulu bilirkişi raporlarında takip tarihi itibariyle net alacak-borç durumu tespiti yapılmamış olduğundan dosyanın ——– alanında sektörden de anlayan uzman bilirkişiden oluşacak heyete tevdiine karar verilmiş,— bilirkişi —– tarafından tanzim edilen rapor Mahkememize sunulmuştur. Sunulu bilirkişi raporunda özetle; ”…Taraflar arasında —- tarihli mail yazışmaları olduğu dosyada yer alan önceki bilirkişi raporlarında da tespit edildiği, —– %100 İskontolu Olarak Verilen Ürünler’in Hesaplanması: Davacının yaptığı %100 İskontolu ürünlerin —– —– ürünün net satışı —– satışlarının eklenmesi ile toplam—- ürün olduğu, İcra Takibinden sonra davacı ile davalı arasında yapılan mail yazışmaları ile; davacı tarafça ikrar olduğu tespit ile ; pazarlama Faaliyetlerine Katkı Bedeli Hesaplaması: Her ne kadar davacı şirket yetkilisi tarafından davalıya gönderilen mail yazışmalarında —- tutarı ifade edilse de , davacı şirket—- defaya mahsus olmak üzere davalı tarafça 13.09.2013 tarihinde davacıya düzenlediği pazarlama faaliyeti katkı bedeli açıklaması ile—bedelini davacı ödediği tespit edildiği, hesaplamanın —- itibariyle promosyonlu %100 iskontolu ürünlerin hesabının 5831,74-TL, 10/12/2018 takip tarihi itibariyle Pazarlama Faaliyetlerine Katlı Bedeli hesaplamasının 28.910,00-TL olduğu …” belirtilmiştir.
Tanzim edilen bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalı vekilince rapora karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.
Davalı tarafından İcra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmiş, taraflar arasındaki mevcut sözleşmede yetki şartının bulunduğu, tarafların tacir olduğu, sözleşme maddesinde yetkili icra müdürlükleri arasında —– İcra Müdürlüğü de gösterildiği anlaşılmakla, takibin yetkili icra müdürlüğünce yapıldığı anlaşıldığından davalının icra müdürlüğünün yetkisine ilişkin itirazının reddine karar verilmiştir.
Celp edilen İcra dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine —– alacağı, 536,30-TL faiz, 6.179,33-TL bedelsiz ürün alacağı, 93,72-TL faiz, 267,20-TL keşif harcı ve yol masrafı, 8,50-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 42.445,28-TL üzerinden takip başlatıldığı, davalının yetkiye, asıl alacağın 6.038,23-TL ‘lik kısmına, faizine ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğu, huzurdaki davanın süresi içerisinde 6.038,23-TL üzerinden harçlandırılarak açıldığı anlaşılmıştır.
İddia, savunma, celp edilen bilgi, belgeler, tanzim edilen bilirkişi kök ve ek raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı tarafından taraflar arasındaki sözleşme kapsamında —-ürün alacağına dayalı olarak davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığı, davalının icra müdürlüğü dosyasına itirazında —– hesabı alacak kaleminin 5.690,64-TL’lik kısmına ve bedelsiz ürün alacağı kaleminin 347,59-TL’lik kısmına olmak üzere borcun 6.038,23-TL’lik kısmına yönelik borca itiraz ettiği, huzurdaki davanın da bu bedel üzerinden harçlandırılmak suretiyle süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkmemizce re’sen alınan bilirkişi raporlarında sonuç alacak miktarlarının farklı hesaplandığı görülmekle birlikte, alınan raporlarda davacının sözleşmeye dayalı olarak talep edebileceği alacakların tümü yönünden inceleme yapıldığı ve netice olarak davacının talep edebileceği toplam alacak miktarlarının, davalı tarafından icra takip dosyasında varlığını kabul ettiği ve dava konusu olmayan alacak miktarından daha az şekilde hesaplandığı, netice olarak takip dosyasında itiraza uğrayan miktar yönünden davacı şirketin takip tarihi itibariyle alacağının bulunmadığı hususunda raporlar arasında çelişki bulunmadığı anlaşılmakla ispatlanmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Ayrıca, Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesinde; ”Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez.” şeklinde düzenleme yer almakta olup, dosya içerisinde mevcut arabuluculuk son tutanağında davalının arabuluculuk ilk oturum toplantısına mazeret bildirmeden katılmadığının tespit edildiği anlaşılmış olmakla, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ve yapılan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Karar ve ilâm harcı olan 80,70-TL harcın peşin alınan 103,12-TL harçtan mahsubu ile bakiye 22,42 -TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11 ve 13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca—- ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-)Davacı tarafça yatırılan 153,92-TL harç ve 3.565,50-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 3.719,42-TL yargılama giderinin Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-)Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-)Davalı lehine Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesi uyarınca vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-)HMK madde 333/1. uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK.m.341/2 uyarınca miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı.