Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/844 E. 2023/15 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/844 Esas
KARAR NO: 2023/15
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/11/2019
KARAR TARİHİ: 10/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili olan davacı arasında hizmet sözleşmesi bulunduğunu, imzalanan sözleşme kapsamında olsun olmasın bir çok mal ve hizmetin davacı şirket tarafından borçlu şirkete sunulduğunu, tüm hizmetlerin taraflarınca faturalandırıldığını, bu kapsamda borçlu şirketin dürüstlük kuralına aykırı olarak bir kaç faturayı ticari defterlerine işlemediğinin öğrenildiğini, davalı şirketin kalan bakiye borcun büyük bir çoğunluğunu kabul ettiğini ancak küçük bir kısmını kabul etmediğini, davalı aleyhine icra takibine başlandığını, 31.05.2019 tarihinde davalının ödemediği 115.708,97 TL borcun muaccel hale geldiğini, itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, icra dosyası kapsamında 3. Kişi lehine yapılmış olan istihkak iddiası olduğunu, istihkak iddia eden üçüncü kişi —— takibi durdurmak ve alacaklarına kavuşmalarını engellemek amacıyla mal kaçırmaya çalıştıklarını, icra dosyası kapsamında yapılan hacizde belirlenen net —– kıymet takdir miktarına kıyasla çok cüzi bir miktar olan — belirterek talep ettiğini, bu usulsüzlüklerin ——– davada görüldüğünü, Mahkemece istihkak yönünden kesin olarak takibin devamına karar verildiğini, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek,—— dosyası ile yapılan takibe yönelik davalı/borçlunun haksız ve yersiz borca ve ferilerine ilişkin itirazının iptali ile takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek yıllık %19,5 avans faizi ve değişen oranlardaki faizi ile icra giderleri, avukatlık ücreti ile birlikte takibin devamına, Yargılama sonuna kadar haklarımızın zayi olmaması için ilgili şirketin borca yeter miktarda malvarlıklarına ihtiyati tedbir konulmasına, Davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkûm edilmesine, Yargılama harç ve masrafları ile vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davalı şirket ile davacı arasında belirli bir dönemde ticari iş ilişkisi mevcut olup, bu süre boyunca davalı şirketin üzerine düşen tüm sorumluluğu hakkıyla yerine getirdiğini, ancak aradan geçen süre zarfında davacı tarafın, davalıya yapması gereken ödemeleri yapmaktan imtina ederek takip başlattığını, itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, davacı şirketin davalı şirkete ait olduğu iddiasıyla uhdesinde bulunan mallar üzerinde hapis hakkını kullanmak suretiyle müvekkili olan şirket aleyhine başlatmış olduğu rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip, usul ve yasaya aykırı olduğunu savunarak haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile davacı alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, vekalet ücreti de dahil olmak üzere tüm yargılama giderlerinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
——– sayılı dosyası celp edilmiştir.
Arabuluculuk son tutanak aslı dosya içerisindedir.
Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin Mahkememizin —— tarihli ara kararı ile reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir ——– celp edilmiştir.
6100 sayılı HMK Madde 222- 1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. ——- Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
6102 sayılı TTK Madde 64-(1)——– Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır. 6100 sayılı HMK. 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda Mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 19/06/2020 tarihli celsesi —- nolu ara kararı ile 6100 sayılı HMK 222. Madde kapsamında taraflara ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK 278/3 maddesi dikkate alınarak yerinde inceleme yetkisi — bilirkişiye verilmiş, —–bilirkişinin tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair karar verilmiştir.
—– bilirkişi ——- tarafından tanzim edilen 05/10/2020 tarihli raporda özetle;”… a-Taraflar arasında 10.11.2016 tarihinde başlamak üzere ———- konulu sözleşmeyi imza altına aldıkları, b-Davacı şirketçe incelenmesi üzere ibraz edilen yasal defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içinde yapılmış olduğu ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, c-Davacı şirket yasal defterlerine göre takip tarihi olan 01.08.2019 tarihinde 118.122,40.-TL davalı şirketten alacaklı olduğu, d-Davalı vekilince incelenmesi üzere defter ibraz edilmediği,———- kayıtlı telefon numaralarına cevap verilmediği ve ———- kayıtlı mail adreslerine hazır edilmesi gereken belgeler için 2 kez mail atıldığı halde rapor tarihine kadar dönüş alınamadığı, e-Davacı yanca keşide edilen faturaların “e-fatura” olduğu, davalı şirketin de———– mükellefi olduğunun anlaşıldığı ve ihtilaf konusu olan tüm faturaların —— davalıya iletildiği, f-Verilen hizmetin “Barındırma Hizmeti” olmasından dolayı hizmet teslimine ilişkin teslim tesellüm belaesi vb. belge bulunmadığı, g-Ancak; davalıya iletilen satış faturalarına davalı yanca yasal süresinde ya da sonrasında itiraz edilmediği ya da iade faturası düzenlenmediği, h-Davalı şirket vekili tarafından bir kısım ürünün dava dışı —- satışına ilişkin fatura ve Teslim Tesellüm Tutanağı sunulduğu, bu satış faturasının bedelinin—– olduğu ve istihkak davası yönünden de şirketlerin—– adreslerinin ve ortaklarının farklı olduğu ve fakat davalı —-tarafından dava dışı —— keşide edilen fatura da her İki şirketin de adreslerinin aynı olduğu, i-Davacı şirketçe düzenlenen faturaların davalı şirketin kayıtlarında olduğunun —- anlaşıldığı, j-Davacı yanca başlatılan takipte —– faiz talep edildiği oysa takip tarihinde davacının —- anapara alacağı olduğu, bu bakiye alacak için —- faiz talep edebileceği ancak;—– taleple bağlılık ilkesi gereği faiz talep edebileceği…” belirtilmiştir.
Tanzim edilen rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur.
Dosya ek rapor tanzim edilmek üzere bilirkişiye tevdi edilmiş, tanzim edilen ek raporda özetle; ”…a-Taraflar arasında 10.11.2016 tarihinde başlamak üzere “Müşteri Sözleşmesi” başlıklı “Barındırma Hizmeti” konulu sözleşmeyi imza altına aldıkları,b-Davacı ve davalı şirketçe incelenmesi üzere ibraz edilen yasal defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içinde yapılmış olduğu ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, c-Davacı şirket yasal defterlerine göre takip tarihi olan —- tarihinde—- davalı şirketten alacaklı olduğu, d-Davalı şirket defterlerinde davacının, takip tarihi olan —- kadar alacaklı olduğu, ödeme dekontu sunulamayan—- bakiyenin de ilave edilmesi ile bu bedelin —– olabileceği, e-Davacı ile davalı arasında —— tarihinde akdedilmiş olan sözleşmenin ——- davacının zaman zaman riayet etmeyerek farklı oranlarda gecikme faizi hesaplayarak davalı şirkete düzenlenen faturalar içerisinde yansıttığı, f-Davalı şirketin takip tarihinden sonra ——bedelli iade faturası düzenlediğini, bunun dışında davacının —– ayında düzenlediği 4 adet faturaya ilişkin ——- bedelli e-faturayı da davacıya ilettiği, Dava konusu olmamakla birlikte davacının kayıtlarında yer almayan bu faturalara davacının itiraz etmediği yahut iade faturası da düzenlemediği …” belirtilmiştir.
Tanzim edilen ek rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur.
Mahkememizin 06/04/2021 tarihli celse ara kararı gereğince dosya ek rapor tanzim edilmek üzere bilirkişiye tevdi edilmiş, tanzim edilen 06/05/2021 tarihli raporda özetle;”…a- Taraflar arasında 10.11.2016 tarihinde başlamak üzere “Müşteri Sözleşmesi” başlıklı “Barındırma izmeti” konulu sözleşmeyi imza altına aldıkları,b-Davacı ve davalı şirketçe incelenmesi üzere ibraz edilen yasal defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içinde yapılmış olduğu ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, ——- Davalı defterlerinin doğru olduğu düşünülse dahi takip tarihinde davacı şirkete 106.923,90-TL borçlu olduğu, —— borçlu olabileceği, d-Davacı defterlerinin doğru olduğu düşünülürse davalıdan olan alacak bakiyesinin 118.122,40.-TL—- olduğunun görüldüğü, ——116.773.-TL olabileceği besaplanmaktadır ki taleple bağlılık ilkesine göre bu rakam 115.140,82.-TL olduğu, e-Davalı şirketin takip tarihinden sonra 3,436,58.-TL bedelli iade faturası düzenlediği, Bunun dışında davacının 2019 yılı Mayıs ayında düzenlediği 4 adet faturaya ilişkin 08.08.2019 tarihli 4 adet ve toplam 9.415,74.-TL bedelli e-faturayı da davacıya ilettiği. Dava konusu olmamakla birlikte davacının kayıtlarında yer almayan bu faturalara davacının itiraz etmediği yahut iade faturası da düzenlemediği…” belirtilmiştir.
Tanzim edilen ek rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur.
Mahkememizin 29/11/2019 tarihli ara kararı ile davalı vekilince davalı tarafın 2018 yılına ait ticari defterlerinin ———– uhdesinde bulunduğu beyan edildiğinden adı geçen—-6100 sayılı HMK da yer alan tanıklığa ilişkin hükümlerin kıyasen uygulanacağı ihtaratını içerir davetiye gönderilmiş,——- tarafından davalıya ait 2018 yılı defter ve belgelerin tarafında olmadığı,——- dosyasına teslim edildiğini beyan edilmiştir.
SMMM bilirkişiye —— sayılı dosyasında davalı tarafa ait 2018 yılı ticari defter ve kayıtları incelemek üzere yerinde inceleme yetkisi evrilerek rapor tanzim edilmesine karar verilmiş, sunulu 03/11/2022 tarihli ek raporda özetle; ——– diğer tüm klasörler 2013, 2014, 2017 yılları beyanname ve gelir-gider faturalarını içerdiği,huzurdaki dava 2018 ve 2019 yıllarındaki ihtilafı kapsamakta olup; bu dönemlere ait incelenecek bir veri olmadığından kök ve ek raporlarda yer verilen görüşü değiştirecek somut bir sonuca ulaşılmadığı…” belirtilmiştir.
Tanzim edilen ek rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamından; Taraflar arasında 10/11/2016 tarihli “Müşteri Sözleşmesi” başlıklı “Barındırma Hizmeti” konulu sözleşme bulunduğu, davacı tarafından verilen hizmet bedelinin tahsilinin konu edildiği alacağa yönelik davalı tarafından itiraz sonrasında icra takibinin duruduğu,
Tacirler arası ticari uyuşmazlıkta tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine karar verildiği, davalı vekili tarafından iştirak edilen öninceleme duruşmasında HMK 222. Madde ihtarı ile tarafların 2018 ve 2019 yılları ticari defter ve kayırların sunulmasına karar verildiği, davalı tarafından ticari defterlerin —- bulunduğu ve davalı müvekkili ile—-arasında husumet bulunduğu beyan edilmesi karşısında 27/10/2020 tarihli celsede bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verildiği, alınan 07/01/2021 tarihli ek raporda davalının 2019 yılı defterleri incelenebildiği, davalı tarafından rapora itiraz ile 2018 yılı defterlerin dava dışı —- Mahkeme aracılığı ile celbi talep edildiği, Mahkememiz’in 24/11/2021 tarihli ara kararı ile dava dışı —- gönderilen ihtar ile davalı tarafa ait 2018 yılı ticari defterlerinin sunulması istendiği, —- tarafından defterlerin diğer bir mahkemeye verildiği beyan edildiğinden bilirkişiye yeniden yerinde inceleme yetkisi verildiği, —- bilirkişi tarafından sunulan rapor ile 2018 yılı ticari defterlerin ilgili mahkemede bulunmadığının bildirildiği, davalı tarafından 10/01/2023 tarihli celsede ticari defterlerin dava dışı —- bulunduğu ve yeniden istenmesi talebinde bulunulmuş ise de daha önce dava dışı —– tebligat yapıldığı ve sonuç alınamadığı ile tacir davalının ticari defter tutmak ve saklamakla mükellef olduğu, sunulması talep edilen 2018 yılı ticari defterler yönünden davalı tarafından herhangi bir zayi belgesi sunulmadığı, bu halde HMK 222. Madde kapsamında davalı tarafa usulüne uygun tebliğ yapılmasına karşın davalı tarafından 2018 yılına ilişkin ticari defterleri ibrazdan kaçındığının kabul edilmesi gerektiği, Mahkememizce re’sen alınan bilirkişi raporu ile davacı tarafından sunulan 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin ticari defterlerin usulüne uygun tutuluğu ve davaya konu faturaların e-fatura olarak düzenlendiği ile faturaların davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı tarafından faturaların itiraza uğramadığı, davalı tarafa ait 2019 yılı ticari defter ve kayıtlarında ise mutabakat açıklaması ile 132.131,23-TL borç kaydı bulunduğu ve davalının takip tarihi itibariyle 106.923,90-TL borçlu olduğunun kayıtlı olduğu, davalı taraf ticari defterinde ödeme kaydı bulunmakla birlikte ödemeye ilişkin somut belge bulunmadığının bildirildiği, alınan raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla Mahkememizce benimsendiği, bu halde davacı tarafın takip tarihi itibariyle takip talebinde yer alan asıl alacağının bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği, talep edilen işlemiş faiz miktarının sözleşmenin 7.4. Ve 7.5. Maddelerine uygun olduğu, faturaya dayalı alacağın likid ve belirlenebilir olduğu anlaşılmakla varlığı tespit edilen alacak üzerinden icra inkar tazminatı talebinin kabul edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)Davalının —– sayılı takibe yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin takip talebindeki koşullar ile DEVAMINA,
3-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si tutarında olan 23.908,00-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——-bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 8.165,88-TL harcın peşin alınan 1.443,77-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.722,11‬-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 18.931,20-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 1.584,17-TL harç ve 1.071,00-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam 2.655,17‬-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —– Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.10/01/2023