Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/840 E. 2021/55 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/840 Esas
KARAR NO : 2021/55

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2019
KARAR TARİHİ : 26/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında 09/12/2013 tarihinde işletme hakkı devir sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasındaki sözleşmenin yürürlük tarihinin 27/12/2013 olarak kararlaştırıldığı, sözleşmenin süresinin 2 yıl olduğunu, sözleşme uyarınca müvekkilinin davalıya ———— nikah salonunun fotoğraf ve video çekim hizmetlerini münhasıran yerine getireceğini, sözleşmeye göre işletmeciliğini —– — hakkının yalnızca ve münhasıran müvekkiline ait olacağını, müvekkilinin bu sözleşemeye istinaden davalı firmanın tahsis ettiği yerde faaliyeti başladığını, davalı firmanın salonda tadilat yapılacağından bahisle düğün salonunu—tarihinde kapattığını ve bir daha açmadığını, davalı firmanın tadilat yapacağı gerekçesi ile müvekkilinin faaliyetine son verildiğini ve müvekkilinin 25/12/2014 tarihinden sonra sözleşme konusu yerde çalışmasına izin verilmediğini, müvekkilinin bu sözleşmeye güvenerek kar beklentisi ile faaliyet yürüttüğünü, erken fesih sebebi ile müvekkilinin salonda yapılacak düğünlerin fotoğraf ve çekim gelirinden mahrum kaldığını, müvekkilinin — yılından beri bu sektörün öncülerinden olduğunu, uzun yıllar nikah/düğün fotoğrafı çekim işlerinde aktif olarak yer aldığını, davalının haksız feshi sebebi ile müvekkilinin bu alandaki prestijinin sarsıldığını, bu nedenle de davalı tarafın müvekkiline verdiği manevi zararları da tazmin etmesi gerektiğini ileri sürmüş 70.000-TL maddi, 5.000-TL manevi olmak üzere 75.000-TL zararın tazminini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 07/01/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın tazminat taleplerine dayanak gösterdiği ve haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek delil olarak dosyaya sunduğu ————-. arasında imzalanan——- düğün salonunun — 09/12/2013 tarihli ve —olduğunu, yine davacı tarafın kendi beyanları ile müvekkili şirketin 25/12/2014 tarihinde salonda tadilat yapılacağı için düğün salonunun kapatıldığını, iki yıl süreli sözleşmenin 1. yılı dolduktan sonra sözleşme konusu yerde tadilat nedeni ile sözleşmenin feshedildiğini, işletme hakkını devreden müvekkili şirket için sözleşme ile herhangi bir —öngörülmediğini, davacı tarafın yapacağı işin gereklerini yerine getirmenin külfetini müvekkili şirkete yükleyemeyeceğini, 2015 yılı itibariyle —————- nikah salonunun işletme hakkının — verildiğini, davacı tarafın —– çekim işleri olan aynı iş için, 15/01/2015 tarihli ve 1 yıl süreli yeni İşletme hakkı Devir Sözleşmesi imzalandığını, davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürmüş, davanın husumetten reddine, bu yönde karar verilmediği takdirde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin feshi sebebiyle davacının uğradığı ileri sürülen maddi ve manevi zararın tazminine ilişkindir.
Davalı taraf zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Zamanaşımı def’i var ise, tahkikata geçmeden önce Mahkemece bu hususta bir değerlendirme yapılması gerektiği HMK. m.142/1’de düzenlenmiştir.
Dosyada mübrez İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi incelendiğinde; sözleşmenin davacı ve davalı şirketler arasında imza edildiği, sözleşmenin 27/12/2013 tarihinde yürürlüğe gireceği, 27/12/2015 tarihinde sona ereceği, iki (2) yıl süre için akdedildiği, sözleşmenin düzenleme tarihinin 09/12/2013 olduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf işbu sözleşmeye tutunmakta ve zararının tazminini talep etmektedir.
Davacının sözleşme kapsamında düğün salonunda fotoğraf ve video çekim işleriyle iştigal ettiği tarafların kabulündedir. Yine tarafların kabulünde olduğu üzere, davacının işlettiği işletme 25/12/2014 tarihinde davalı tarafça kapatılmıştır. Sözleşmenin bu sebeple tamamlanması mümkün olmamıştır. Davalı taraf cevap dilekçesinde, sözleşmenin süresi dolmadan -birinci yıl sonunda- feshedildiğini kabul etmektedir. Bu durumda sözleşmenin 25/12/2014 tarihinde süresi tamamlanmadan feshedildiği, sözleşmenin tamamlanmasına davalı tarafça izin verilmediği anlaşılmaktadır. Sözleşme 2014 senesi içinde feshedildiğine göre, davacının zararının doğup doğmadığı, zarar doğmuşsa zarar miktarı yargılama neticesinde netlik kazanacaktır. Ancak davalı taraf, zamanaşımı def’inde bulunmuştur.
Türk Borçlar Kanunu madde 72/1: “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.”
Davacı, sözleşme süresi bitmeden sözleşme feshedilmek suretiyle işlettiği işletmeden ayrılmıştır. Davacı fotoğraf ve video çekim işleriyle iştigal etmektedir. Sözleşmenin süresinden önce sonlandırılması durumunda davacı, uğradığı ve uğrayacağı zararı tespit edebilir. Önceki yılların bilançoları ve iş hacmi davacıya bu hususta bilgi verebilecektir. Davacının bahsekonu düğün salonundaki fotoğraf ve video çekim işlerindeki gelir ve giderini bilmediği düşünülemez. Zarar bilinebilir vasıftadır. Hâlböyleyken; davacı 2014 yılında feshedilen sözleşme nedeniyle uğradığı ve uğrayacağı zararı iki yıllık süre içinde davalı şirkete karşı ileri sürmelidir. Öte yandan, sözleşmenin feshi hukuki işlemi suç teşkil etmeyeceğinden, eldeki uyuşmazlıkta uzamış zamanaşımı olduğu kabul edilemez.
Dosya kapsamı kül halinde düşünülüp değerlendirildiğinde; davacının uğradığı zararı 2014 yılında öğrendiği, zararı öğrendiği andan itibaren iki yıllık süre içinde zararın tazmininin davalıdan talep edilmesi gerektiği, oysaki huzurdaki davanın 2019 yılında açıldığı, davacının zararı ve tazminat borçlusunu öğrendiği tarihten itibaren iki yıl için TBK. m.72/1 uyarınca dava açmadığı, bu yönüyle huzurdaki davanın süresinde açılmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla zamanaşımı sebebiyle davanın reddine karar verilmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-)Süresinde açılmayan DAVANIN REDDİNE,
2-)Karar ve ilâm harcı olan 59,30-TL harcın peşin alınan 1.280,82-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.221,52-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip ve talep halinde davacıya iadesine,
3-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-)Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan — Tarifesi Genel Hükümler m. 13/1 ve—. uyarınca 10.550-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-)Davalı tarafça yatırılan 7,80-TL vekâlet harcının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.