Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/824 E. 2021/39 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/692 Esas
KARAR NO : 2021/56
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 14/11/2019
KARAR TARİHİ : 26/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak davalı şirkete ürün satışı gerçekleştirildiğini, verilen hizmetler üzerine çeşitli faturalar tanzim edildiğini, tanzim edilen faturaların ödenmediğini, alacaklarının tahsili amacı ile davalı aleyhine ————–dosyasına icra takibine başlandığını, itiraz edilmesi nedeni ile takibin durduğunu dermeyan etmiş, itirazın iptaline, takibin devamına, davalı şirketin haksız itirazı nedeniyle asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığından, HMK. m.128/1 uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaları davalının inkâr ettiği varsayılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı ait ——– yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtlarını sunması için 2. celse 9 nolu ara kararıyla süre verilmiştir. Davalı yönünden ise davalı şirketin bulunduğu —— istinabe yazılmış, davalının ——- yıllarına ait ticari defterlerinin ibrazı istenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. ————- Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): ———- Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, ———– şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Öte yandan, davacı ve davalı tacirler arasındaki uyuşmazlıkta; tarafların ticari defter içerikleri taraflar yönünden yargılamaya esas olacaktır.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ———-yıllarına ait ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş, —————tarafından davacı şirket defterleri üzerinde inceleme yapılarak düzenlenmiş bilirkişi raporu Mahkememize ibraz edilmiştir. Mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle; “…Taraflar arasındaki ticari ilişkinin—- öncesine dayandığı,, ancak —— yılından —- devir rakamının — olduğu, davaya konu alacağın —- ve daha çok—- yılı ticari işlemlerinden doğduğu, —- ayı itibari ile ticari ilişkinin sona erdiği, dava tarihi —– yılı olduğu için son bakiye alacak tutarının görülmesi için — ticari defterlerininde incelendiği, davacıya ait —- yılları ticari defterlerin açılış tasdikleri ile yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı, davacıya ait ——- yılları ticari defterlerin açılış tasdikleri ile yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin yasal süreleri içinde yapılmış olmasına karşılık —–yevmiye defteri kayıtlarının —-yevmiye numarasında — bitmiş ve kapanış tasdiki ——– yapılarak yıl sonuna kadar olan işlemler yevmiye defterine kaydedildiği için TTK. 64 ve 65. Maddelerinde düzenlenen ticari defterlerin sahibi lehine delil kabiliyetinin olup olmadığı konusunda takdirin Mahkemede olduğu, temerrüd başlangıç tarihinin takip tarihi olarak kabulü halinde davacının davalıdan dava tarihi itibariyle — asıl alacak , —- temerrüd faizi olmak üzere toplam ———– alacağı olduğu…” belirtilmiştir.
Davalı tarafın ticari defterleri üzerinde istinabe Mahkemesince inceleme yaptırılmış ———tarafından davalı şirket defterleri üzerinde inceleme yapılarak düzenlenmiş bilirkişi raporu ——- sunulmuş, anılan rapor Mahkememize gönderilmiştir. Mahkememize gönderilen bilirkişi raporunda özetle; —— resmi defterlerinin tarafına flaş bellekte teslim edildiği, —– ayına kadar e- defterler olduğu, ancak —-defterlerinin bulunmadığı, davalının resmi defterine göre —- yılında kestiği—- faturanın —-olduğu, davalının resmi defterine göre davalının davacıya kestiği — adet faturanın —- olduğu, davalının resmi defterine göre davalının davacıya yaptığı —- yılından devir —- davacının davalıya kestiği fatura bedeli toplamı — davalının davacıya kestiği fatura bedeli toplamı —davalının davacı yana yaptığı ödeme toplamı —- ayı sonu bakiye borcunun ——— belirtilmiştir.
Dosyada mübrez bilirkiş raporları, hem Mahkememizce görevlendirilen ——- tarafından tanzim edilen rapor hem de ———- tarafından sunulan rapor, bilirkişi incelemesine sunulan davacı ve davalı ticari defter ve kayıtları, celp olunan BA/BS formları dosya içeriği ile birlikte kül halinde düşünülüp değerlendirildiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, taraf ticari defter içeriklerinin uyumlu olduğu, davacının davalıdan —– asıl alacağı bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tarafların ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının para alacağı olduğu, işbu asıl alacağın —- ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) -muayyen- mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak ————üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup davanın tarafı olan tacirler arasındaki ticari ilişkinin ticari iş niteliğinde olduğu gerçeği karşısında takibin ticari faiziyle devamına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)—— dosyasında takibe yapılan itirazın İPTALİNE, duran takibin ——- üzerinden ticari faiziyle DEVAMINA,
3-)Asıl alacak olan —– üzerinden hesaplanacak %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 698,75-TL harçtan peşin alınan 174,69-TL harcın mahsubu ile bakiye 524,06-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 4.080-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 225,49-TL harç ve 1.100-TL bilirkişi ücretleri, 216,75-TL posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam 1.542,24-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ——— Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.26/01/2021