Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/817 E. 2021/815 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/817 Esas
KARAR NO : 2021/815

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2019
KARAR TARİHİ : 18/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin davalı şirket ile ticari faaliyette bulunduğunu, davalı borçlu tarafından ödenmeyen alacağını tahsil talebiyle davacı yanca ——-Sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, 25.09.2019 tarihinde borçlu şirkete tebliğ olan ödeme emrine yapılan itirazla takibin durduğu belirtilerek, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile, davalı borçlunun—-. sayılı dosyasına vaki haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun haksız itirazları nedeniyle % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı——-kestiği —- fatura nedeniyle müvekkilim şirket ile davacı şirket arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu ve cari hesap borcunun bulunduğunu ileri sürdüğünü, ancak müvekkil şirket adına kayıtlı böyle bir aracı bulunmadığını, —–celp ve tetkik edildiğinde bu aracın şirketimiz adına kayıtlı olmadığı anlaşılacağını, Yargıtayın yerleşik kararlarına göre ‘”…—- düzenleyen tacirin karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura düzenlenen arasında akdi ilişkinin bulunması ve faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir…söz konusu akdi ilişkinin somut delillerle ispat edilebilir olması gerektiğini, “denildiğini, ——— olunan nedenlerden dolayı haksız ve yersiz açılan davanın reddine, davacıdan %20 oranında tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunda;
a-Taraflar arasında yazılı bir sözleşme akdedilmediği,
b-Davacı şirket ile davalı yan arasında —- bu yana devam eden iş ilişkisi bulunduğu ve davacı şirketin keşide ettiği faturaların hep aynı plaka üzerine olduğu, davalı şirketçe aynı plakaların yer aldığı faturalar için itiraz edilmeyerek, bir çok ödeme gerçekleştirildiği,
c-Davacı şirket tarafından keşide edilerek davaya konu edilen 3 adet faturanın irsaliyeli fatura olduğu, faturalar üzerinde isim-imza ya da kaşe bulunmadığı, davacı şirketçe araç teslimi sırasında faturaların taraflara teslim edildiği bilgisinin inceleme sırasında paylaşıldığı ve fakat buna dair bir belge ibraz edilemediği,
d-Davacı —- ibraz edilen yasal defterlerin yasal süresi içerisinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olduğu ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu,
e-Davalı şirket —– olduğu belirtilerek yerinde inceleme talebinde bulunulduğu, bu nedenle davalı defterlerinde inceleme yapılamadığı,
f-Davacı ——- göre, takip tarihi olan —- tarihinde davalı şirketten—— alacaklı olduğu,
g-Dava dosyası —–almadığı bu sebeple davalı defterlerinin incelenmesi ile bu durumun açığa çıkabileceği, bildirir görüş ibraz etmiştir.
—- aracılığıyla —- tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda;
-Dava dosyasında taraflar arasında imzalanmış olan herhangi bir ticari sözleşmenin yer almadığı,
-Davalı tarafın ticari defterlerini zamanında açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırdığı ve usulüne uygun bir şekilde tuttuğu,
-Davacı tarafın ticari defterlerinden yevmiye defterini zamanında açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırdığı ve usulüne uygun bir şekilde tuttuğu,
-İcra takibine konu alacağa dayanak ——— almadığı,
-İcra takibine konu alacağa dayanak ——- davacı taraf —-kayıtlarında yer aldığı,
-Davalı tarafından ——– gönderildiği,
-24.01.2019 tarihinde davalı tarafın davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığı,
—– tarihli —– faturalardan kaynaklı olarak davalı tarafın davacı tarafa—– davalı ticari defter kayıtlarına göre —– borcunun olduğu,
-Davacı tarafın —— defter kayıtlarına göre davalının davalı taraftan 7.699,11 TL alacağı olduğu tespit edilmiştir.
DELİLLER
*—- Esas sayılı icra dosyası
*Davacı şirket ticari defter kayıtları
*Taraf şirketlere —–vergi kayıtları) formları
*Bilirkişi raporu
*Tüm dosya kapsamı
İNCELEME VE GEREKÇE :
Huzurdaki dava, İtirazın İptali ( Ticari Satımdan Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasıdır.
Davaya konu uyuşmazlığın tespiti; Taraflar arasında mevcut olduğu ileri sürülen ticari ilişki sebebiyle davacı tarafça davalı ile yapılan —– karşılığı alacaklarının tahsili yönünde yapılan takipte davacının davalıdan takibe konu alacaklarının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından davalı aleyhine —– tutarındaki alacağın icra gideri, vek.ücr, ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek (YILLIK %9,00 (YASAL) değişen oranlarda) faizi ile tahsili talebi ile (Fazlaya dair ve faiz oranlarındaki artıştan doğan talep hakkı saklı kalmak kaydıyla) TBK. 100.mad. gereğince kısmi ödemeler öncelikle işlemiş faiz, masraf ve fer’ilere mahsup edileceği belirtilerek takip başlattığı,davalının itirazı ile takibin durduğu anlaşılmaktadır.
Davacı dava dilekçesinde davalıya ticari hizmet verildiğini, verilen hizmetlerin karşılığını alamadığını ,davalıdan cari ——nedeni ile alacaklı olduğunu iddia etmiştir.
Davalı ise davacı ile aralarında ticari ilişki bulunmadığını, cari hesap borcunun bulunduğunu ileri sürdüğünü, ancak müvekkil şirket adına kayıtlı böyle bir aracı bulunmadığını, adı geçen araca —–celp ve tetkik edildiğinde bu — şirket adına kayıtlı olmadığını savunmuş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmektedir.
İcra dosyası celp edilmiş ve yapılan incelemede davacı davasını 1 yıllık dava açma süresinde açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflara ait uyuşmazlık yıllarına ilişkin —- kayıtları celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Davacının alacağının olup olmadığı hususunda tarafların ticari defterlerinin delil olarak dayanıldığı anlaşılmış ve mahkememizce taraflara ticari defterlerini incelemek üzere bilirkişi inceleme yaptırıldığı, davacı —-defterlerini ibraz ettiği, davalı — defterlerinin incelenmesi için — bulunduğu mahal mahkemesine talimat yazılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle: 22/7/2020 – 7251 sayılı Kanun md. 23) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ——— sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, —- ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde —- zorundadır. Defterler, —-, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin ——hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur.— oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin,——- yazılı, —- saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme—- kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine— Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf —– Davalı taraf da bir —– olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davacı ile davalı arasında ticari bir sözleşme bulunmadığı, tarafların iş ve işlemlerini cari hesaba dayalı olarak yürüttükleri ve aralarında ticari ilişki bulunduğu anlaşılmaktadır. Taraflanın ticari defterlerindeki kayıtları incelenmiş ve takibe konu edilen faturalar açık fatura niteleğinde olduğu, ve iki faturanın davalı tarafından ticari defterine kayıt ettiği, takibe konu edilen bir adet faturayı ——değerinde olan) kayıtlarına almadığı, kayıtlarına aldığı faturalar için süresinde itiraz ettiğine veya iade faturası düzenlediğine dair bir delil sunmadığı bu bağlamda takibe konu edilen ve davalı tarafça kayıtlara alınan faturalar nedeniyle davacının davalıdan toplam 7000-TL alacaklı olduğuna kanaat getirilmiş , davalının itrazının kısmen haksız olduğu anlaşılmakla takibin kısmen devamına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibe konu alacağın likit olması zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut olduğunda ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.
Eldeki davada, dava konusu —–olup hükme esas alınan miktar üzerinden davacı yararına ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar vermek gerekmiştir (—–
Not: Yaşanan —-hastalığına yakalanmam nedeni ile gerekçeli karar yazım süresi uzamıştır.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının —-sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin 7.000-TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 478,17 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 96,62 TL—- harçtan mahsubu ile bakiye 341,55 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile —- bütçesinden —ücretinin davacıdan/ davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.039,90 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 915,11 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 96,62 TL harç gideri toplamı 1.011,73 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 1.476,00 TL yargılama giderinin davanın red oranına göre belirlenen 177,12 TL nin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.