Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/803 E. 2020/163 K. 13.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/803
KARAR NO : 2020/163

DAVA : ŞİRKETİN İHYASI
DAVA TARİHİ : 29/08/2019
KARAR TARİHİ : 13/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesinde;———- müvekkili banka arasında imzalanan kredi sözleşmesi gereğince borçlu firmaya kredi kullandırıldığını, kredi borcunun vadesi gelmesine rağmen ödenmemesi sebebiyle kredi asıl borçlusu ———- taşınmaz maliki —— aleyhinde İstanbul ——. İcra Müdürlüğünün ——————-.sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, ipotek takibinde icra ———– raporu borçlu firma ve şahsa tebliğe çıkarıldığını, şirkete gönderilen tebligatın iade olduğu anlaşılınca ticaret sicilindeki adresine tebligat çıkarılmak istendiğini, ——yılında resen terkin yoluyla ticaret sicilinden silindiğinin anlaşıldığını, hal böyle olunca ipotek takibine devam etmek ve müvekkilinin alacağını tahsil edebilmek için şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiğini, tebligatların tebliğ edileceği bir muhatap olmadığı için takip kesinleştirilemediğini, ipotekli taşınmazın satışına geçilemediğini, firmanın 2015 yılında resen terkin yoluyla ticaret sicilinden silinmiş olup, ipotek takibinin devam edebilmesi şirketin ihyasına bağlı olduğunu ileri sürerek ———— ihyasına karar verilmesini, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —————tarihli cevap dilekçesinde; ———— ticaret sicil numarası ile kayıtlı bulunan —— Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi ve ——— Tutarlara Yükseltmelerine ve kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği ————Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi kapsamında; “Adresinin tespit edilemediği” hususunun belirlenmesinin ardından, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi ile “—————- Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 5’inci maddesi gereğince resen terkin kapsamına alındığını, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 18.02.2015 tarihinde sicil kaydının resen terkin edildiğinin anlaşıldığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun Geçici 7’nci maddesi uyarınca, resen terkin kapsamına alınan şirketlerin, bu durumun kendilerine tebliğinden itibaren iki ay içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldırarak buna ilişkin ispat edici belgeleri ———- ibraz etmesi ya da şirketin faaliyetinin devamının mümkün olmaması halinde aynı süre içerisinde tasfiye memurunu bildirmesi, ayrıca şirketin davacı ya da davalı sıfatıyla sürmekte olan davasının bulunması halinde buna ilişkin yazılı beyanı ——- söz konusu şirkete, belirtilen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmemesi ya da tasfiye memurunun bildirilmemesi halinde söz konusu şirketin unvanının ticaret sicilinden silineceği, şirkete ait malvarlığının kaydın silinme tarihinden itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu ihtarında bulunulduğunu, ancak bu ihtara rağmen şirketin yükümlülükleri yerine getirmediğini, müvekkili ——-, mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğü bulunmadığını, söz konusu şirketin ihyası istenmekte ise; “——- Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 16’ncı maddesinin 2’nci fıkrasında yer alan “Bu Tebliğ hükümlerine göre, ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatiflerin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmü gereğince, bu işlemin madde hükmünde de belirtildiği üzere ancak bu hususta mahkemeye başvurulmak suretiyle gerçekleştirileceğinin açık olduğunu, ——– bu yönde bir mahkeme hükmü olmaksızın şirketi tekrar sicile tescil gibi bir yükümlülüğü bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle “yargılama giderleri” ve ——— sorumlu tutulamayacağını, müvekkili —–, dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, resen terkin süreci 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun Geçici 7’nci maddesi ve “———— kapsamında, —— kayıtlı şirketler bakımından belirli kriterlerin varlığı halinde uygulanan bir süreç olup bu kapsamda tesis edilmiş olan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, bu nedenle davanın açılmasında herhangi bir kusuru bulunmayan müvekkilinin “yargılama giderleri”nden sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Dava, TTK’nun geçici 7. maddesi kapsamında ticaret sicilinden terkin edilen ————— sayılı dosyasında davacı tarafından açılan icra takibinin görülerek sonuçlandırılması amacıyla sınırlı olarak ihyası istemine ilişkindir.
Davaya konu ————- sicil numarasında kayıtlı iken sicil kaydı kapatılan —– TTK’nun geçici 7. maddesi kapsamında ——————— tarihinde re’sen terkin edilmiştir.
Davacı tarafça İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğünün ——-sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, takibin halen devam ettiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ile her ne kadar şirketin ticaret sicili kayıtları 6102 sayılı TTK geçici 7. Maddesi gereği silinmiş ise de, aynı maddenin 2. bendi gereği davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz şeklinde düzenleme bulunduğu, İstanbul Anadolu ——-. İcra Müdürlüğünün ————–sayılı dosyadaki icra takibinin sürdürülebilmesi için davaya konu terkin edilen şirketin ihyası zorunlu bulunmakla davanın kabulü ile şirketin ihyasına, davanın İstanbul Anadolu —————-. İcra Müdürlüğünün —————– sayılı dosyasına yönelik olarak açılması nedeniyle, ihyanın yalnız görülen bu takip ile sınırlı tutulmasına, ek tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için ihyasına karar verilen şirketin son yetkili temsilcisi olan ————— tasfiye memuru olarak atanmasına karar vermek gerekmiştir.
Davalı ————– yasal hasım olduğu, bu yüzden yargılama giderleriyle sorumlu tutulamayacağı anlaşıldığından, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmış ve aşağıdaki şekilde davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
K A R A R : Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ ile ————— sicil numarasında kayıtlı iken sicil kaydı kapatılan ——– İstanbul Anadolu ————. İcra müdürlüğünün ——- esas sayılı dosyasının görülüp sonuçlandırılması işlemleriyle ilgili ek tasfiye işlemleriyle sınırlı olmak kaydıyla ———-yeniden tescili ile ihyasına;
2-Ek tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için ihyasına karar verilen şirketin son yetkili temsilcisi olan ———————–T.C.kimlik nolu —— tasfiye memuru olarak atanmasına, şirketin son yetkilileri olması nedeniyle tasfiye memuruna takdiren ücret verilmesine yer olmadığına;
3-Kararın Ticaret Siciline tescil ve ilanına;
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Alınması gerekli olan 54,40 TL ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, tarafların yokluklarında, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı