Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/78 E. 2021/419 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/78 Esas
KARAR NO: 2021/419
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/09/2019
KARAR TARİHİ: 25/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili olan davacı şirketin bu kapsamda üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini ancak davalının aradaki ilişkiden doğan borcunu ödemediğini, müvekkili olan davacı şirket tarafından satılan mallara yönelik düzenlenen —bedelli fatura tutarının davalı şirket tarafından ödenmediğini, alacağın tahsili için —- dosyasında icra takibine başlandığını, itiraz edilmesi nedeni ile takibin durduğunu dermeyan etmiş, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduklarını, müvekkili olan davalı şirketin adresinin —–olduğunu, Mahkemenin yetkisine itiraz ettiğini, davanın kabul edilebilir bir yanının bulunmadığını, müvekkili olan davalı şirketin davacı şirkete borcu bulunmadığını, davacı tarafın alacağını ispat etmesi gerektiğini savunmuş, yetkisizlik kararı verilerek dosyanın —–Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesine gönderilmesine, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava; fatura alacağına istinaden davacı tarafından başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.
—— sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Dosya içeriği incelenmiş, eldeki davanın faturadan kaynaklı para alacağına ilişkin olduğu, fatura alacağı için davacının ilâmsız icra takibi başlattığı ve davalı-borçlu şirketin takibe itiraz ettiği anlaşılmıştır. Para borçları, alacaklının yerleşim yerinde ifa edilir. Ortada bir para alacağı varsa davacı-alacaklının yerleşim yerinde icra takibi başlatmasında ve dava açmasında usûle aykırı bir yön görülmediğinden davalı-borçlunun icra dairesinin ve Mahkememizin yetkisine yaptığı itiraz reddedilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir — celp edilmiştir.
— tarihli ön inceleme duruşması — nolu ara kararı gereğince HMK md. 222 kapsamında taraflara —– yıllarına ait ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK. m.218 uyarınca yerinde inceleme yetkisi—- bilirkişinin, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —-Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1):——Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. — Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.—
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Öte yandan, davacı ve davalı tacirler arasındaki uyuşmazlıkta; tarafların ticari defter içerikleri taraflar yönünden yargılamaya esas olacaktır.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce, tarafların—- yıllarına ait ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş,—- düzenlenmiş bilirkişi raporu Mahkememize ibraz edilmiştir. Mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle; —- Davacı tarafından ibraz edilen—yılına ilişkin ticari defterlerin —- göre açılış tasdiklerinin usûlüne uygun olarak yaptırıldığı, davacı defterlerine göre takip tarihi itibari ile davacının davalıdan— alacağının olduğu, davalı firmanın adresinin —-olduğu, bu nedenle inceleme günü defter ve belge ibraz etmediği, davacı firmanın dava konusu fatura içeriği ürünleri davalı firmaya teslim ettiğinin kanıtlanması gerektiği, davacı firma tarafından düzenlenen— tarihinde —– tarafından teslim alındığı, davacı firma tarafından düzenlenen mutabakat mailine — tarihinde cevap verildiği ve —- borç tutarında mutabakat sağlandığı, söz konusu adresin davalı firma çalışanına ait olduğunun tespit edilemediği …” belirtilmiştir.
Davalı şirketin—– olduğu dikkate alınarak —nolu ara karar ile —- istinabe yazılmasına karar verilmiş, davalı şirketin —–incelemesine esas olmak üzere sunması kararlaştırılmıştır. Ancak, davalı şirket istinabe Mahkemesine ara karara rağmen ticari defterlerini sunmamıştır. Ara karara rağmen ticari defterlerini dosyaya sunmayan davalı şirket, HMK. m. 222/3 uyarınca davacının ticari defter içeriğini kabul etmiş sayılacaktır. Mahkememizin — nolu ara kararı ile davalı tarafın — yıllarına ait ticari defterleri üzerinde –bilirkişi marifeti ile inceleme yapılması amacı ile —–yazılmasına karar verilmiş, istinabe Mahkemesince re’sen görevlendirilen —-davalı —– yetkilileri gerekse de mali müşaviri ile defter ve belgelerin tarafına ibrazı için görüşlemer yapılmasına rağmen tarafına defter ve belgeler ibraz edilmediği…” belirtilmiş olup yazılan istinabenin bila ikmal iade edildiği görülmüştür.
Huzurdaki davanın değeri, dava dilekçesinde —-olarak davacı vekilince beyan edilmiştir.
Eldeki davanın değeri dava tarihi itibariyle tanıkla ispat sınırının altında olduğu, dava dilekçesinde davacı vekilince açıkça tanık deliline dayanıldığı gözetilerek tanık dinlenmesine karar verilmiştir.
Mahkememizin — tarihli celsesinde dinlenen tanık —- çalışmaktayım. Ben davacı şirkette yetkili satış uzmanı olarak görev yapmaktayım. Davalı şirket — faaliyet göstermekte olup — üretimi yapmaktadır. Davalı şirketin unvanını — biliyorum. Davalı —- sahibi ile ayrıca hukukumuz vardır. Ben —- kendisi ile hukukumuz olmuştur. Kendisini çok severim. O da bizi sever. Bizim şirketin kuralları vardır. Davalı şirket bu kurallara aykırı davranmıştır. Bizim davacı şirkete borcu olan kişi veya şirketlerin öncelikli olarak borçlarını ödemesi gerekir. Eğer borçlarını ödemezler ise o şirkete davacı şirket olarak mal satamayız. Bunun istisnaları vardır. Davalı şirket sahibi —ağabey ile aramızda hukukumuz olduğu için ben devreye girdim. —–ödeme karşılığı şirketteki ——- kaldırttım. — borcu olan kişiye fatura kesilememesini anlatır. Dolayısı ile mal çıkmaz. Kendisine tamirat yapıldı. Oysa bizim şirkete borcunu tamamen kapatmamıştı. Durumunun sıkışık olduğunu bana söyledi. Bir iş yaptığını ve alacağı olduğunu söyledi. Taksit taksit şirkete borcunu ödeyeceğini bildirdi. Ben bu — kaldırttıktan ve makinesini tamir edip gönderttikten sonra muhasebe birimi bana dönüş yaptı ve davalı şirketin anlattığım borcunu ödemediğini bana söylediler. Yanlış hatırlamıyorsam —-borçtu. Bu olayın üzerine davalı şirketin sahibi —ağabeyi aradım. Ancak—- kapalı idi. Bu nedenle — ağabeyin ağabeyi olan — ulaştım ve — ağabeyin beni aramasını söyledim. Aynı akşam farklı bir numaradan —– ağabey beni aradı. Bana telefonda ”Durumum yok. Bu borçlardan ödeyebileceğimi ödeyeceğim, ödeyemeyeceğime de yapacak birşey yok. Hukuk ne yapacaksa yapsın.” dedi. Bundan sonraki süreçte hem davalı şirketin sahibi — ağabey ile hem de — ağabeyin ağabeyi olan —-ağabey ile görüşemedik. Kendilerine ulaşamıyorum. Telefonları kapalıdır. Ben — senedir davacı şirket bünyesinde çalışmaktayım. — seneden önceki — yıllık süreçte ise davacı şirketin birleşme sürecinde çalıştım, bilirim. Biz yaklaşık — yıldır malımızı satarız. —– sonra faturamız kesilir. Müşteriye — yolu ile gönderilir. — yıldır bir faturanın bir müşteriye ulaşmadığını görmedim. Biz davaya konu faturayı tebliğe çıkardık diye biliyorum. —-davacı şirketin —– senedir faturaların oluşturulması ve muhatabına gönderilmesi konusunda haksızlık yapmadığını biliyorum. Davaya konu faturanın düzenlenip davalıya gönderildiğini biliyorum. —-bana şuan duruşmada gösterilen fatura bahsettiğim faturadır. Bu faturayı biliyorum. Tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde imzası tahtında beyanda bulunmuştur.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, mübrez bilirkişi raporu, ilgili ——– dosya içeriği ile birlikte kül halinde düşünüp değerlendirildiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının davalıya hizmet verdiği, verilen hizmete ilişkin davacının fatura kestiği, işbu faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı şirketin ara karara ve yazılan istinabe müzekkeresine rağmen ticari defterlerini ibraz etmediği, hâlböyleyken; ticari defterlerini ara karara rağmen sunmayan davalı tarafın HMK. m.222/3 uyarınca davacının ticari defter içeriğini kabul etmiş sayılacağı anlaşılmıştır. Sonuç itibariyle davacının, davalıdan —-alacağı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacının, davalıdan para alacağı bulunduğu, işbu alacağın likit (bilinebilir) -muayyen- mahiyette olduğu gözetilerek; İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak —–üzerinden %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış, davanın tarafı olan tacirler arasındaki ticari ilişkinin ticari iş niteliğinde olduğu gerçeği karşısında takibin ticari avans faiziyle devamına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)—- Esas sayılı takip dosyasında takibe yapılan itirazın İPTALİNE, duran takibin —- üzerinden ticari avans faiziyle DEVAMINA,
3-)Asıl alacak olan —- üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 227,52-TL harçtan peşin alınan 56,88-TL harcın mahsubu ile bakiye 170,64-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1-2 ve A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 3.330,69-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 128,28-TL harç ile 633,40-TL bilirkişi, posta, tebligat ücreti olmak üzere, toplam 761,68‬-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK. m. 341/2 uyarınca miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı. 25/05/2021