Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/777 E. 2022/17 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/777 Esas
KARAR NO: 2022/17
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/11/2019
KARAR TARİHİ: 13/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin davalı şirket ile ticari faaliyette bulunduğu ancak — alacağını tahsil edemediğinden bahisle alacağının tahsili için —- dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalının yetki itirazında bulunarak dosya —-gönderildiği, davalı tarafça —-sayılı dosyasında haksız ve kötiiniyetli olarak itiraz edildiği, —- — dosya numarası ile arabuluculuğa başvuruda bulunulduğu ancak anlaşmaya varılamadığı belirterek; açıklanan ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle, —–dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve takibe kötü niyetle itiraz eden davalı borçlunun takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili davalı şirket ile davacı şirket arasındaki ticari ilişki sebebi ile — — alınan sipariş gereği —– alındığını, alınan malzemeler ———– teslim edildiğini, ancak yapılan teslimattan —- içerisinde—-tarafından yapılan yazılı bildirim ile teslimi gerçekleşen sıra ve sandalyelerin kırıldığını, bu sebeple söz konusu malzemelerin değişmesini talep ettiklerini ifade ettiklerini, bu durumu davacıya da bildirdikleri ancak davacının kötü niyetli hareketi ile dava açtığını belirterek; davanın reddini, davacı adına %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunda;
-Davacı —– yılına ait ticari defterlerin —- tutulduğu tespit edildiğini,
-Davacı ——yıllarına ait ticari defterler
ibraz edilmediği için inceleme ve değerlendirme yapılamadığını,
-Davalı —ticari defterler ibraz edilmediği için inceleme ve
değerlendirme yapılamadığını,
— tarihli birlirkişi raporunda davalı — yılllarına ait defterler ile ilgili ‘Bu açıklamalar ışığında, Davalı taraf yasal defterleri açılış kapanış tasdikleri zamanında yapılmış olduğu, yasal defterlerde —– rastlanmadığı bu nedenle lehine delil olma özelliğine sahip olduğu görüldüğünü.’görüş bildirildiğini,
-Davacı — davalı — aralarında ticari bir anlaşma bulunmadığını,
-Davacı —- davalı — aralarında ticari alış/satış faturalarına ilişkin dava dosyasında — evrak tespit edilemediğini,
-Davalı ve davacının —tespit edilen borç/alacak durumu
—-yılı itibari ile—–olduğunun bildirir görüş bildirmiştir.
DELİLLER
—– sayılı icra dosyası
*Davacı şirket ticari defter kayıtları
*Taraf şirketlere ait —–
*Bilirkişi raporu
*Tüm dosya kapsamı
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; Davacı tarafından başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.
—–dosyası celp edilerek incelenmiştir.
Taraflara ticari defterlerinin incelenmesine karar vermek gerekmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
—Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
—-“Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
“Türk Ticaret Kanunu madde 64—— Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
—-“Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirle, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketidir. Davalı taraf da bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığı, alacağın cari hesaba dayalı olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin sandalye ve okul sırası satışı olduğu, tarafların bu satışa konu ürünleri teslim edilmediği yönünde bir itirazları olmadığı, ihtilaf konusunun söz konusu ürünlerin ayıplı olup olmadığı yönünde olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı tarafça dosyaya bir takım fotoğraflar sunduğu, davalının ayıplı malları bir başkasına tamir ettirmek zorunda kaldığını iddia ettiği, davalıya bilirkişi incele yapılacağı bu nedenle ayıp iddiasını somutlaştırılması ve ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin adreslerinin beyan edilmesi istenmiş, davalı başkasına tamiri yaptırıldığı iddiasında bulunmuş, başkasına tamir edildiği hususunda faturu vs sunmadığı, bu suretle iddiasını ispatlayamadığı, ayrıca davalının ayıp bildirimini TTK’da öngörülen şekillerde ve sürede yapamadığı, ayıp ihbarının tacirler arasında bu yollarda yapılabileceği, davalının ayıp iddiası ispat edemediği anlaşılmakla davacının davalıdan —— asıl alacaklı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacının davalıya temerrüde düşürdüğüne dair dosyada ihtara ilişkin bilgi ve belgesi bulunmadığından işlemiş faize ilişkin talebin reddine karar vermek gerek ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
-Davalının —- esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin —- asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 2.135,73 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 533,95 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.601,78 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.945,90 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 1.945,70 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 533,95 TL harç gideri toplamı 2.479,65 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 0,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——-Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/01/2022