Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/776 E. 2021/57 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/776 Esas
KARAR NO: 2021/57
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ : 22/11/2019
KARAR TARİHİ : 26/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —— numaralı dosyasından vergi mükellefi olduğunu, ——— faturaların ve nüshalarının tüm aramalara rağmen bulunamadığını, —–tutulan tespit tutanağı ve gazete ilânı verildikten sonra ilgili vergi dairesine bildirimde bulunulduğunu, bu sebeple ——–sıra nolu —– nüshalarının zayi olduğuna dair zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, TTK’nun 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Türk Ticaret Kanunu madde 82/7: “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.”
———- müzekkere yazılmış, dava konusu faturaların denetim için ——– istenip istenmediği, faturaların zayi edildiğine dair herhangi bir başvuru yapılıp yapılmadığı sorulmuş, cevabî yazı dosya arasına alınmıştır.
Duruşmada davacı tanıkları dinlenmiş; Tanık —— “Ben bu şirketin muhasebe departmanında çalışmaktayım davacı şirket —– ayında unvan değişikliği yaptı ve —- kayboldu. —– fatura imha sırasında faturaların kaybolduğu anlaşıldı. Nasıl kaybolduğu şeklinde bir bilgim yoktur. Halen ——– çalışmaktayım. Tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde imzası tahtında beyanda bulunmuştur.
Tanık —–“Ben kasiyer olarak — yılından beri bu şirkette çalışırım. Faturaların —- yılında basıldığını biliyorum. —— dönüşürken faturaların imhası için faturalar vergi dairesine götürülüyordu. —- giderken faturaların kaybolduğunu öğrendik. Tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde imzası tahtında beyanda bulunmuştur.
[“…TTK’nın 82/7. maddesi gereğince “Tacir, ticari defterlerini, envanterleri, finansal tablo, bilanço ve faaliyet raporlarını, aldığı mektupları ——, gönderdiği mektup suretlerini, kayıtlara esas olan belgeleri, sınıflandırılmış şekilde saklamakla yükümlüdür.”
TTK’nın 82/3. maddesinde ise” Bilanço ve finansal tablolar hariç, sayılan bu belgelerin, ———– da uygun olmak şartı ile görüntü veya veri taşıyıcılarda saklanmasına da öngörülen koşullarla izin verilmiştir” denilmektedir.
Aynı Kanun’un 64/2. maddesinde ise “Tacir, işletmesi ile ilgili olarak gönderilmiş olan her tür belgenin fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekilde bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.” denilerek, böylece, söz konusu belgeleri, yazılı olarak saklama yanında, teknolojinin diğer imkânları ile saklama da kabul edilmiştir.
Saklama süresi 10 yıl olup sürenin başlangıcı da kanunda belirtilmiştir (TTK m.82/5-6). Defter ve belgelerin saklanması yükümü, gerçek kişi tacirlerde ticaretin terk edilmesinden sonra sürdüğü gibi, tacirin ölümü halinde mirasçılar bakımından da devam eder. Mirasın resmi tasfiyesi veya tüzel kişiliğin sona ermesi durumlarında, defter ve belgeler Sulh Hukuk Mahkemesince saklanır (TTK m.82/8).
Saklanması gereken defter ve belgeler, saklama süresi içinde, yangın, deprem, su baskını gibi bir afet veya hırsızlıktan dolayı zayi olursa, tacirin——–durumu öğrendikten itibaren on beş gün içerisinde işletmenin olduğu yerdeki mahkemeye başvurarak zayi belgesi alması gerekir. Kanun’da “isteyebilirler” denmiş ise de bu bir zorunluluk niteliğindedir. Zayi belgesi için açılan dava, çekişmesiz yargı işidir (TTK m.82/7).———–
Davacının TTK madde 82/7 hükmünden yararlanabilmesi için; bir taraftan defterlerin, fatura ve diğer belgelerin korunması amacı ile gereken dikkat ve özeni göstermiş bulunması, diğer taraftan da defterlerin, faturaların kayıp/çalınmış olmasının onun iradesi dışında elinde olmayan bir neden ile meydana gelmiş olması zorunludur.
İleri sürülen mücbir nedenin dayandığı olayların defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olup olmadığı araştırılmalı ve irade dışında defter ve vesikaların tamamen veya kısmen kaybı yahut yok olması sonucu oluştuğunda mücbir neden kabul edilmelidir.
İstem sahibi, faturanın kaybolmasına neden olan olayın gerçekleştiğini her türlü delil ile kanıtlayabilir. Ancak burada dikkat edilecek husus bu istemin ——–gibi defterler ve ticari belgeler üzerinde inceleme yapma yetkisi olan resmi kurumların denetiminden kaçmak amacı ile yapılmasına imkan vermemektir.
Davacının on (10) yıl saklamak zorunda olduğu, faturaları kasa ve buna benzer sağlam, muayyen ve güvenli yerlerde muhafaza etmesi gerekirken, nedeni ne olursa olsun faturanın güvenli bir yerde bulundurulmaması, davacının özen görevini yerine getirmediğini, bu yönde gereken duyarlılığı göstermediğini ve kusurlu olduğunu ortaya koymaktadır.
Öte yandan davacı, davaya konu faturaları yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet sebebiyle zayi etmiş değildir.
Davacı, hırsızlık sebebiyle faturaları kaybettiğini iddia etmediği gibi hırsızlık olgusu da dosya içeriği kapsamında sabit değildir. Hâlböyleyken; davacının TTK. m. 82/7 hükmünden yararlanabilmesi adına yasal şartların tamam olmadığı anlaşılmaktadır.
Tüm dosya içeriği kül halinde düşünülüp değerlendirildiğinde; Davacı, ticari defter ve belgelerini —- koruyup gözetme yükümlülüğüne aykırı hareket etmiş olup faturalar yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet nedeniyle zayi edilmemiştir. Faturalar çalınmış olsa dahi bu durumun dosya içeriğine göre davacı tarafından ispatlanamamıştır. Davacı tacir, Türk Ticaret Kanunu m. 18/2 uyarınca basiretli bir iş adamı gibi davrandığını kanıtlayacak delil gösterememiştir. Dava konusu faturanın, davacı tacirin gereken dikkat ve özeni göstermediğinden zayi edildiği, hırsızlık olayının sabit olmadığı, TKK.’da hüküm altına alınan doğal afet olgusunun gerçekleşmediği ve bahsekonu faturanın davacının kusuruyla zayi edildiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Hukuk düzeninde kimse kendi kusurundan yararlanamayacağından; davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)DAVANIN REDDİNE,
2-)Karar ve ilâm harcı olan 59,30-TL harçtan peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
3-)Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-))Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ———-Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.26/01/2021