Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/767 E. 2020/586 K. 25.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/767 Esas
KARAR NO: 2020/586
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/10/2019
KARAR TARİHİ : 25/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı—— araç satın aldığını, aracın müvekkiline teslim edildiği tarihte gözle görülür yahut ayırt edilebilir bir ayıbının bulunmadığını, aracın ayıplı olduğuna dair —— uyarınca satıcı tarafından bir kayıt konulmadığını, bu hususta müvekkiline yazılı veya sözlü hiçbir bildirim yapılmadığını, müvekkilinin aracı kullandığı dönemler içerisinde araç için gerekli tüm olağan kontrollerini yaptırdığını, araçta bulunan gizli ayıbın araçta meydana gelen korozyon ve soyulmalar şeklinde tezahür ettiğini, araçta üretim hatası bulunduğunu, araçta mevcut olan boya/vernik oranının hatalı hesaplanmasının müvekkili tarafından yapılacak incelemeyle anlaşılacak mahiyette olmadığını, gizli ayıp niteliğinde olduğunu ve ancak bu ayıbın gözle görülebilir hale gelmesi ile müvekkili tarafından anlaşılabileceğini, söz konusu ayıbın aracın alınmasından 3 yıl sonra ortaya çıktığını, bunun üzerine müvekkili tarafından ——arabuluculuk bürosuna başvuruda bulunduğunu ancak anlaşılamadığını fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak ve sonradan artırılabilmek kaydıyla davanın kabulünü, davaya konu aracın aynı marka ve modeli ile değiştirilmesini, aynı marka ve model ile değiştirilmesinin mümkün olmaması halinde ise araçta davalıların ağır kusurlu oldukları ve ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu hususları da dikkate alınarak araçta oluşan ayıp nedeniyle oluşan zararın tazmini ile bu ayıbın giderilmesi için gerekli gider ve değer kayıplarının değerlendirerek —– tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın husumet yokluğundan, ayıp ihbarı nedeni ile sürelere uymadığından, zamanaşımı süresi dolduğundan, Pasif husumete, zamanaşımına ve ayıp ihbar sürelerinin geçirildiğine ilişkin itirazlarımızın saklı kalmak kaydıyla, davacının seçimlik haklarından hangisini kullandığı açık ve kesin olarak ortaya konulmadığından ve taleplerini terditli davaya konu etmesinin yerleşik yüksek mahkeme kararlarına aykırı olduğundan davacıya taleplerini açıklaması için kesin süre verilmesine, aksi takdirde huzurdaki davanın usulden reddine, Usule ilişkin itirazlarımız saklı kalmak kaydıyla; dava konusu araçta üretimden kaynaklı ayıp niteliğinde herhangi bir arıza bulunmadığından, davacı tarafından araçta var olduğu iddia edilen boya sorunu dış etkenler veya kullanım hatasından kaynaklandığından davacının iddiaları hukuka ve gerçeğe aykırı olduğundan, herhalde huzurdaki davanın reddine, kabul anlamına gelmemek üzere, mahkemece ayıbın üretimden kaynaklandığı sonucuna varılırsa öncelikle ——- kararları doğrultusunda araçta takyidat varsa bedel iadesi ya da misli ile değişim istenemeyeceğinin kabulü ile diğer seçimlik haklar doğrultusunda karar verilmesine; takyidat yok ise de ücretsiz onarımla giderilebilecek ve mevzuat kapsamında araçtan beklenen faydayı azaltacak bir ayıp olmadığı dikkate alınarak araç değişimi taleplerinin seçimlik hakların orantılı kullanılması ilkesi çerçevesinde reddine, ücretsiz onarım ya da bedel indirimi yönünde hüküm kurulmasına, aracın ayıpsız misli ile değişime karar verilir ise, kanun yollarına başvuru haklarımız saklı kalmak üzere, öncelikle araçta davacının kusuru kapsamında meydana gelen değer kayıplarının tespiti ile davacıya yüklenmesine, dava konusu araç müvekkil şirkete iade edilmek zorunda olacağından aracın trafik kaydında olması muhtemel her türlü takyidattan arî olarak iadesi gerektiğine dair hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili —– tarihli dilekçesi ile; davadan feragat ettiğini, karşı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, feragat beyanı gereği karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı—- tarihli dilekçesi ile; davacının feragati gereği, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, feragat nedeni ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——- tarihli dilekçesi ile; taraflar sulh olduklarından davacının feragatinin kabulü ile yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, feragat beyanı gereği karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davacı vekili —- tarihli dilekçesi ile açtığı davadan feragat talep ettiğini bildirmiştir. Davacı vekilinin dosyada mevcut vekaletnamesinde feragat özel yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir (HMK md. 307). Feragat, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragatin hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Feragat, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. (HMK md. 309/1, 2, 4). Feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir (HMK md. 310). Feragat, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur (HMK md. 311). Feragat beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir (HMK md. 312/1). Davacı vekilinin feragat dilekçesi sunduğu, feragatin davayı sona erdiren taraf usul işlemi olması ve feragat beyanından sonra yargılamaya devam edilmesi sözkonusu olamayacağından ön inceleme duruşmasından önce feragate göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nun 307.maddesi uyarınca davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatırana iadesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 54,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalılar vekillerinin ayrı ayrı davacının feragatını kabul ettiği, yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığını beyan etmesi sebebiyle davalı tarafa yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —–bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair, HMK 138 maddesi gereği dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; kararın tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde ——Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/12/2020