Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/76 E. 2021/111 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/76 Esas
KARAR NO: 2021/111
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 10/09/2019
KARAR TARİHİ : 09/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkil yapım şirketleri bünyesinde —— —- şirket olduğunu, davalı şirkete vermiş olduğu hizmetler karşılığında — bedelli fatura düzenlediğini, ödeme yapılmaması üzerine—– üzerinde icra takibine geçildiğini beyan ederek takibe konu borcun % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra -inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığından, HMK. m. 128/1 uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaları davalının inkâr ettiği varsayılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Taraflara, ——yıllarına ait ticari defterini sunması için ara karar oluşturulmuştur.
—– taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir —- ait BA-BS formları celp edilmiştir.
—– taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir —– yılına ait BA-BS formları celp edilmiştir.
—- taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir —– yılına ait BA-BS formları celp edilmiştir.
—— sayılı dosyası celp edilmiştir.
Davacı taraf ticari defterlerini bilirkişi incelemesi için Mahkememize ibraz etmştir.
Davalı taraf, —- tarihli ön inceleme duruşması —- nolu ara karar uyarınca ticari defterlerini ibraz etmemiştir.— nedeniyle bilirkişi incelemesi —- tarihli ara kararla ertelenmiştir. Ardından, Mahkememizin —- tarihli 2. Celsesinin 2 nolu ara kararıyla taraflara yeniden ———-9 yıllarına ait ticari defterlerini sunması için 2 haftalık süre verilmiştir. İşbu ara kararın verildiği duruşma tutanağı davalı tarafa tebliğ edilmiştir. Davalı taraf ara karara rağmen ticari defterlerini bilirkişi incelemesi için Mahkememize ibraz etmemiştir.
Davalı taraf ticari defterlerini Mahkememize ibraz etmediğinden davacı tarafa ait, —- yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtları üzerinde —— bilirkişiye inceleme yaptırılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. ——- Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): ——Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf; yevmiye, defteri kebir ve envanter defterlerini bilirkişi incelemesi için ibraz etmiştir. Davacı, bilanço esasına göre ticari defter tutmaktadır. Davacı bilanço esasına göre ticari defter tuttuğundan davacının tacir olduğunun kabulü gerekir. Davacı, gerçek kişi tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Öte yandan, davacı ve davalı tacirler arasındaki uyuşmazlıkta; tarafların ticari defter içerikleri taraflar yönünden yargılamaya esas olacaktır.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
——– tarihli raporunda özetle; —– yılları yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin açılış tasdikleri ve yevmiye defterleri kapanış tasdiklerinin yasal süreleri içerisinde yapılmış olup sahibi lehine delil kabiliyetleri bulunduğunu, davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediği için inceleme yapılamadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkin — başladığı ve davacı toplam —– adet fatura düzenlediğini, davacı tarafın —– dönemlerinde düzenlediği faturalarının dönem BS Formlarında beyan ettiğini, tüm inceleme ve değerlendirmeler sonucunda davacı tarafın kayıtlarına göre davacının davalıdan —- alacaklı olduğunu, davacı takip talebinde alacağı için yıllık — uygulanması talebinde bulunduğunu, takip tarihinden dava tarihine kadar geçen süre için faiz hesabının toplamda —- alacaklı olduğunu…” belirtmiştir.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, davacının ticari defter içeriği, mübrez bilirkişi raporu, celp edilen BA-BS formlar dosya kapsamı ile birlikte kül halinde düşünülüp değerlendirildiğinde; taraflar arasında ticari ilişki olduğu, davacının —– bedelli faturayı davalı ticari unvanına düzenlediği, davacının işbu faturayı ticari defterine kayıt ettiği, davalının ticari defterlerini ara karara rağmen bilirkişi incelemesi için Mahkememize ibraz etmediği, bu durumda HMK. m. 222/3 uyarınca davacının ticari defter içeriğinin davalı tarafça kabul edildiği, bilirkişice yapılan tespit ve hesaplamaya göre davacının —- fatura alacağı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davacı vekili, dava dilekçesinde dava değerini —- olarak beyan etmiştir. Eş deyişle davacının, huzurdaki davada, davalıdan talebi —-. Öte yandan davacı-alacaklı taraf, icra dosyasında —- fatura bedelini ticari faiziyle davalı-borçludan talep etmiştir.
BA-BS formlar ile davacının ticari defter ve kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının davalıdan para alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) -muayyen- mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak —- üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmıştır. Davacı – alacaklı vekili icra takibinde açıkça ticari faiz talep ettiğinden; davanın tarafı olan tacirler arasındaki ticari ilişkinin ticari iş niteliğinde olduğu gerçeği karşısında takibin ticari faiziyle devamına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2——— dosyasında takibe yapılan itirazın İPTALİNE, duran takibin 11.800-TL üzerinden DEVAMINA,
3-)Asıl alacak olan 11.800-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 806,06-TL harçtan peşin alınan 142,52-TL harcın mahsubu ile bakiye 663,54-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 4.080-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 193,32-TL harç ve 797,20-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam 990,52-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ——- Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.09/02/2021