Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/746 E. 2021/299 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/746 Esas
KARAR NO: 2021/299
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/11/2019
KARAR TARİHİ: 06/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı tarafından davalı şirkete muhtelif tarihlerde —- yapılarak teslim edildiğini ve ——- bedelli faturaların tanzim edilerek davalı şirkete gönderildiğini, davalı şirketin bu faturalara karşılık ——- bedelli fatura kestiğini ve müvekkili olan davacı şirkete gönderdiğini, davalı şirketin müvekkiline toplamda —– borcu bulunduğunu, bu borcun davalı şirketten istendiğini ancak davalı şirketin ödeme yapmadığını, borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine ——- dosyasında icra takibine başlandığını, davalı şirketin haksız yere icra takibine itiraz ettiğini dermeyan etmiş, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı şirket temsilcisi cevap dilekçesinde özetle; davacının ileri sürdüğü toplam alacak miktarının asıl borçtan fazla olduğunu, davacının davalı şirkete kestiği faturalar üzerinde —-hata bulunduğunu,—- olması gerekirken metre bazında fatura düzenlendiğini, —- numaralı faturanın — kanala göre — kanala göre adı altında —–olarak ve metre birim fiyatı yazılarak düzenlenmesi nedeniyle şirketleri aleyhine —fiyat farkı bulunduğunu beyan etmiş, ——– numaralı faturada davacının hatalı düzenlemesi nedeniyle şirketleri aleyhine oluşan —– iptali yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- celsesinde; ”Bana gösterilen cevap dilekçesini gördüm. Cevap dilekçesinin 1.sayfasındaki şirket kaşesi üzerindeki imza bana aittir, 2. Sayfasında yer alan kaşe üzerine imza atmayı unuttum. Cevap dilekçesinin 2.sayfasında yer alan kaşenin üzerini imzalıyorum. Dilekçenin 2.sayfası da bana aittir.——– Davacı şirket, davalı şirkete teslim edilen fatura konusu ürünleri kilo üzerinden değil metre üzerinden hesaplayarak teslim etmiştir. Bunu şirket olarak sonradan fark ettim. Biz şirket olarak davacı şirket ile metre üzerinden değil kilo üzerinden anlaşmıştık. Fakat davacı şirket anlaşmaya aykırı olarak fatura konusu silikonlu contayı metre üzerinden hesaplayıp üretmişler. Bu durum anlaşmamıza aykırıdır. Eksik ürün imalatı sebebi ile kendileri ile arabuluculuk sürecinde de görüştük ancak anlaşamadık. Ben davacı şirketin dava dilekçesinde belirttiği borcun tamamını reddetmiyorum. Borcun —— kısmını kabul ediyorum. Borcun bakiye kısmını kabul etmiyorum. Ben bu hesaplamayı genel olarak tüm faturalar üzerinden yaptım. Davacı şirket yanlış hesaplama yaparak beni fazladan borçlandırmıştır. Bu faturalara göre benim yaptığım hesaptan benim davacı şirkete borcum —— olacaktır. Bu sebeple borcun fazla kısmını kabul etmiyorum. Ayrıca davacı şirket teslim ettiği ürünleri ayıplı olarak üretmiş olup bu sebeple de zararım olmuştur.” şeklinde imzası tahtında beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
—– sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir —- celp edilmiştir.
—– tarihli duruşma — nolu ara kararı gereğince HMK md. 222 kapsamında taraflara —– yılına ait ticari defterlerini sunması için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK. m.218 uyarınca yerinde inceleme yetkisi —-bilirkişisine verilmiş,——- bilirkişinin, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair ara karar tesis edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. ——- Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): ———Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Öte yandan, davacı ve davalı tacirler arasındaki uyuşmazlıkta; tarafların ticari defter içerikleri taraflar yönünden yargılamaya esas olacaktır.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların—- yılına ait ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş, —-tarafından düzenlenmiş —- tarihli bilirkişi raporu Mahkememize ibraz edilmiştir. Mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle;—Davacı tarafın —- ait ticari defterlerinin tasdiklerinin yasal süreleri içinde yapıldığını, davacı tarafın kayıtları ve beyanlarına göre davacının takip ve dava tarihi itibariyle davalıdan —– alacaklı olduğunu, davalının kendi adına düzenlenmiş olup beyan sınırını faturalarını dönem — formlarında beyan ettiğini, davalının cevap dilekçesinde iddia ettiği aleyhine —- fiyat farkı oluştuğunu belgeleyecek taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşme bulunmadığı ya da bir fiyat farkı faturası kesmediği için bu iddianın ispata muhtaç olduğunu,—–belirtilmiştir.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, mübrez bilirkişi raporu, ilgili —–dosya içeriği ile birlikte kül halinde düşünülüp değerlendirildiğinde; —- tarihli mübrez bilirkişi raporunun —- yer alan tespite göre davalı tarafından davacıya yapılan ödemelerin bir kısmının davalı tarafından ticari defterlerine kayıt edilmediği, bundan dolayı da davalının takip tarihi ve dava tarihi itibariyle ——- borçlu olduğu, davalı şirket temsilcisinin cevap dilekçesinde ve duruşmada savunduğu eksik ve ayıplı ifa hususunda davacı tacirin davalı tacir tarafından temerrüde düşürülmediği, ayıp ihbarının Türk Ticaret Kanunu’nda hüküm altına alındığı usûlde davalı tarafça gerçekleştirilmediği, davalı tacirin iade faturası düzenleyip davacıya göndermediği, davalının ticari defterleri kapsamında davalının —- borçlu olduğu, davacının ticari defterlerine göre ise davacının —– alacaklı olduğu, delil vasfına sahip olan davacı ticari defter içeriğinin aksinin davalı tacirce ispatlanamadığı, hâlböyleyken davacının davalıdan ——alacağı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacının, davalıdan para alacağı bulunduğu, işbu alacağın likit (bilinebilir) -muayyen- mahiyette olduğu gözetilerek; İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak —– üzerinden %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış, davanın tarafı olan tacirler arasındaki ticari ilişkinin ticari iş niteliğinde olduğu gerçeği karşısında takibin yasal faiziyle devamına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)——- Esas sayılı takip dosyasında takibe yapılan itirazın İPTALİNE, duran takibin —- üzerinden ticari avans faiziyle DEVAMINA,
3-)Asıl alacak olan —–üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 850,85-TL harçtan peşin alınan 212,72-TL harcın mahsubu ile bakiye 638,13 -TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 4.080-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 336,62-TL harç ile 821,50-TL bilirkişi, posta, tebligat ücreti olmak üzere, toplam 1.158,12-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ———– Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.06/04/2021