Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/734 E. 2021/58 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/146 Esas
KARAR NO : 2021/9
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2019
KARAR TARİHİ : 08/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili —— ile iştigal etmekte olduğunu, davalının talep ve isteği ile davalıya ait davalının taşıtanı olduğu bir kısım yükleri —- arasında taşımasını gerçekleştirdiğini, farklı tarihlerde taşımalar gerçekleştirildiğini, faturalara konu müvekkili alacağının fazlaya ve faize dair —- karşılık gelmekte olup anılı faturaların tanzimi akabunde daalı tarafça müvekkiline bugüne kadar— tarihinde—- tarihinde— tarihinde —- — tarihinde—– ödeme yapıldığını, yine —öncesi dönem taraflar arasındaki ticari hesap cari bakiyesi gereği daalının —- alacağı bulunduğunu, bakiye asıl alacağının —- karşılık geldiğini, —– sayılı dosyası nezdinde icra takibi başlattıklarını, itirazın iptali ile takibin devamına, takip tutarının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline icra takibine haksız ve kötüniyetli olarak itirazda bulunduğu yönündeki beyanlarının gerçeği yansıtmadığını,—– dosyası ile Müvekkili aleyhine başlattığı icra takibi ile— asıl alacağı bulunduğunu, asıl alacağın yıllık % 7 oranında ve değişen oranlarda işleyecek—- uygulanacağı bildirilen en yüksek mevduat faizi —– birlikte fiili ödeme günündeki döviz alış kuru üzerinden tahsilini talep ettiğini, ödeme emri müvekkiline tebliğ edildikten sonra, yasal süresi içinde, takibe, ödeme emrine, asıl alacağa, talep edilen faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini içeren dilekçelerini —– sayılı dosyasına sunulduğunu ve takibin bu suretle durdurulduğunu, müvekkilinden talep edilen alacak tutarı ile müvekkili şirket kayıtlarının birbiriyle örtüşmediğini, şirket defterleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde bu husustaki beyanlarının haklılığının kanıtlanacağını, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte, dava dilekçesinde belirtilen faturaların usulüne uygun olarak düzenlenerek müvekkiline tebliğ edilip edilmediğinin de davacı tarafından ispatlanması gerektiğinin, hukuka uygun olarak kanunda düzenlenen itiraz hakkını kullandığını, yargılamayı gerektiren hususların varlığı sabit olduğunu, salt icra takibine itirazda bulunması nedeniyle davacının, müvekkiline kötüniyetli olduğunu belirtmesi hukuka aykırılık teşkil ettiğini, tüm bu nedenlerle, hukuki koşulları oluşmayan huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi —-tarihli ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
—- sayılı dosyası celp edilmiştir.
Taraflara ait —– yılları ticari defterleri üzerinde SMMM bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU /TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veye diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, tarafların —— yılına ait ticari defterleri üzerinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişisi marifeti ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. SMMM bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; davacı ve davalı firmaların —- yılına ilişkin ticari defterlerin T.T. K. 64 ve 66 maddeleri ile V.U.K 220-226 maddelerine göre açılış tasdiklerinin usullerine göre yaptırıldığını, inceleme kısmında takip tarihi itibari ile davacının davalıdan cari hesaptan kaynaklı—- alacaklı olduğu, —- sayılı dosyası —— anapara olarak talep edildiği ve uygun olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.
Mahkememizce dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğu, taraf defterlerinin usulüne göre tutuldukları ve birbirleri ile uyumlu oldukları, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan —– ana para olarak alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tarafların ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup taleple bağlılık ilkesi gereği takibin yasal faiziyle devamına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
2—– sayılı takip dosyasında takibe yapılan itirazın İPTALİNE, duran takibin ——-üzerinden ticari faiziyle DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Asıl alacak olan 47.048,56-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Karar tarihinde alınması gerekli 3.213,89-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 587,01 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.626,88-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 594,20 TL yargılama gideri ve davacı tarafından yatırılan harç tutarı 633,41-TL toplamı 1227,61-TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 6.916,31 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —–bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —— Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/01/2021