Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/722 Esas
KARAR NO: 2022/170
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/11/2019
KARAR TARİHİ: 22/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacının davalı ile aralarındaki anlaşma gereği üstlenmiş olduğu edimi eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, faturaya konu ürünlerin teslim edildiğini ve karşılığında keşide edilen —-tutarlı faturanın karşı tarafa tebliğ edildiğini, ancak fatura bedelinin ödenmediğini, bu nedenle alacağa istinaden davalı aleyhine —–dosyasından icra takibine başlandığını, davalının icra takibine haksız bir şekilde itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafa yapılan usulüne uygun tebligata rağmen, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İcra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
—-takip dosyası— üzerinden celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir —- formları celp edilmiştir.
6100 sayılı HMK Madde 222-(1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
6102 sayılı TTK Madde 64-(1)——Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
6100 sayılı HMK 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
—– tarihli ön inceleme duruşması — numaralı ara kararı ile ; Uyuşmazlığa konu yıllara ait taraf ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere dosyanın —- bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiştir.
Dosyanın tevdi edildiği bilirkişi tarafından rapor tanzim edilerek dosyaya sunulmuştur. —- tarafından sunulan — tarihli bilirkişi raporunda özetle; ——- incelemesinin yapıldığı tarihte, davacı yanın yasal defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesine sunduğu, davalı yanın ise yasal defter ve kayıt belgelerini bilirkişi incelemesine sunmadığından incelenemediği, davacının uyuşmazlık dönemine ilişkin — yasal defterlerinin tasdik işlemlerinin mevzuata uygun bulunduğu, dolayısıyla bu defterlerin sahibi lehine delil niteliği bulunduğu, davacının davalıdan icra takip tarihi — itibariyle yasal defter kayıtlarına göre tamamı asıl alacak olmak üzere — alacaklı bulunduğu, davacının takibinde de bu tutarı talep ettiği, davacı tarafa ait —- yer aldığı, davalı takip borçlusunun takipte talep edilen tutarın tamamına itirazda bulunduğu, tarafların hukuki değerlendirme gerektiren, iddia, savunma ve delillerinin takdirinin Mahkemeye ait olduğu —belirtilmiştir.
Bilirkişi tarafından tanzim edilen raporun Mahkememize sunulduğu, taraf vekillerine bilirkişi raporunun tebliğ edildiği, davacı vekilinin rapora karşı beyan dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin —- tarihli celsesinde davalı şirketin davacı şirket ile arasındaki ticari ilişkiyi gösterir —- celbine karar verilmiş, ara kararın ikmalinden sonra; davalı şirketin adresinde yerinde inceleme yapılarak ek rapor tanzim edilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından tanzim edilen —– formunda kayıtlı bulunduğu, kök bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalı yanın yasal defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesine sunmadığı, şirket yetkilisi olduğu belirtilen —— arandığı, dosya ile ilgili bilgi verildiği, adı geçenin muhasebecisi ile görüşüp geriye döneceğini belirttiği ancak herhangi bir geri dönüşte bulunulmadığı, davalı şirketin yasal defterlerinin incelenmesinin sağlanamadığı, davacının davalıdan icra takip tarihi —-itibariyle yasal defter kayıtlarına göre tamamı asıl alacak olmak üzere —alacaklı bulunduğu, davacının takibinde de bu tutarı talep ettiği, tarafların— formlarından da bu ilişkinin karşılıklı olarak teyit edildiği, davalı takip borçlusunun takipte talep edilen tutarın tamamına itirazda bulunduğu, —– belirtilmiştir.
Bilirkişi ek raporunun taraf vekillerine tebliğ edildiği , davacı vekilince bilirkişi ek raporuna karşı beyan dilekçesi sunulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin —– tarihli celsesinde dosyanın incelenmesinden; davalıya dava dilekçesinin tebliğ olunarak taraf teşkilinin sağlanmış olduğu , ancak defter incelemesi için ——- TK m.35 uyarınca tebligat yapıldığı, normal çıkarılan tebligatın bu adres olmadığından yapılan tebliğin usulüne aykırı olduğu anlaşıldığından davalı tarafın uyuşmazlığa konu yıllara ait ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılabilmesi için ticari defterlerini sunmaları için 2 haftalık kesin süre verildiği, Mahkememiz işbu tarihli celse ara kararının davalı adına —— tarihinde dosyaya vekaletname sunan vekile e-tebligat yolu ile tebliğ edildiği, ancak verilen kesin süre içerisinde uyuşmazlığa konu ticari defter ve kayıtların davalı tarafından sunulmadığı, herhangi bir beyanda da bulunulmadığı anlaşılmıştır.
İcra dosyasının incelenmesinden; Davacı tarafından—– alacak üzerinden alacağın tahsili talebiyle davalı aleyhinde takip başlatıldığı, davalı/borçlu tarafından süresi içinde borca, faiz ve fer’ilerine itiraz ederek takibi durdurduğu, huzurdaki davanın —— üzerinden harçlandırılarak yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; İcra takip dosyasında borçlu tarafından borca, faize ve fer’ilerine itiraz edildiği, açılan davaya davalı tarafından cevap verilmediğinden 6100 sayılı HMK. m. 128/1 uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamının davalı tarafından inkâr edildiği, davacı tarafından incelemeye esas ticari defterlerin sunulduğu, usulüne uygun şekilde HMK 222. Madde kapsamında yapılan ihtara rağmen davalı tarafından ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, davacı defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulmuş olduğunun yapılan bilirkişi incelemesi ile tespit edildiğinden davacı lehine delil olabileceği, alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, bilirkişi incelemesiyle davaya konu faturanın davacı ticari defterinde kayıtlı olduğu ve taraflarca —– ilgili —–bildirildiğinin tespit edildiği, davalının resmi kuruma yapmış olduğu beyanının kendisini bağlayacağı ve bildirimi yapılan faturaya konu malların davalıya teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiği, bilirkişi raporuyla tespit edilen alacak miktarının takip talebiyle uyumlu olduğu ve dolayısıyla davalı tarafından yapılan itirazın iptali gerektiği, ancak takipten sonra işletilmesi talep edilen faiz oranı takip talebinde belirtilmediğinden bu yönden hüküm kurulması gerektiği, davaya konu alacağın likid ve belirlenebilir olduğu anlaşıldığından kabul edilen alacak üzerinden %20 tutarında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)Davalının —- dosyasında takibe yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin —– asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
-Takibe takip tarihinden sonra değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmesine,
3-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan asıl alacağın %20’si tutarında olan 9.201,42-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —–bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 3.142,74-TL harçtan peşin alınan 555,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.587,09-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 6.780,93-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 696,05-TL harç ve 902-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam 1.598,05-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ——- Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/03/2022